Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, HDP’nin kuruluşunun 10’uncu yılı dolayısıyla dayanışma yemeği düzenledi. Dikmen’de bir restoranda düzenlenen etkinliğe HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve milletvekillerinin yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), İnsan Hakları Derneği (İHD), Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli-Sen), 78’liler Derneği, Anka-Der, Demokratik İslam Masası (DİM), Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Mülkiyeliler Birliği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Büro Emekçileri Sendikası (BES), Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS), Yeşiller ve Sol Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yöneticileri katıldı.

Etkinlikte ilk olarak konuşan HDP Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemillioğlu, konuşmasına 4 Kasım 2016’da HDP’ye yönelik gerçekleştirilen “siyasi darbeyi” hatırlatarak başlayan Sinemillioğlu, “Nice darbeler ve baskılar yaşadık. Defalarca partilerimiz kapattılar, belediyelerimize kayyım atadılar ama baskılara ve zulümlere boyun eğmeyen bir halk iradesiyle bu karanlık süreçlerden bir arada çıkmayı başardık. Partimize yönelik kapatma ve Kobanê kumpas davasıyla bizlere korku salmaya çalışanların kendi gölgelerinden korktuklarını iyi biliyoruz. Kazanan kimliğinden ve özgürlüğünden vazgeçmeyen halklar olacak. Kaybettikçe suç işliyorlar” dedi.


SİNEMİLLİOĞLU: SAVAŞ SUÇU İŞLİYORLAR

Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli

AKP-MHP iktidarının insanlığa karşı suç işlediğini ifade eden Sinemillioğlu, “Savaş suçları işliyorlar. Suçlarını örtbas etmek için ‘Kimyasal silah kullanımı araştırılsın’ diyen Şebnem Korur Fincancı’yı tutukladılar. Onlar katliam ve imha politikalarında ısrarcı oldukları sürece bizler onurlu bir barışı savunmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

PARLAK: HAKİKATİ TOPLUMLA BULUŞTURACAĞIZ

Sonrasında söz alan HDP Ankara İl Eş Başkanı Vezir Parlak ise HDP’li siyasetçilerin 4 Kasım siyasi darbesiyle hukuksuz bir biçimde tutuklandıklarını hatırlatırken, “Onlara buradan selam gönderiyorum” dedi. Geçtiğimiz hafta tutuklanan 9 Kürt gazetecinin mücadelelerine atıfta bulunarak, “Hakikatin toplumla buluşmasını istemiyorlar. Buna rağmen biz hep beraber hakikati toplumla buluşturacağız” diye belirtti.

“Direnişimiz insanlığı savunma direnişidir” diyen Parlak, son olarak Türkiye’nin Kürdistan’da kimyasal silah kullanmasına tepki gösterdi.

Ardından söz alan HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğu, tutuklanan gazetecilere selam gönderirken, “Özgür basın susturulamaz” vurgusu yaptı. Kerestecioğlu, tutuklanan Şebnem Korur Fincancı’yı ve siyasi tutukluları da anarak, “Özgür günlerde buluşacağız” dedi.

“4 Kasım 2016 bir darbeler silsilesinin yeni bir rejimi inşa çabalarının karşısındaki en örgütlü mücadele gücünü tasfiye etme planlarının devreye konulduğu tarihtir” diyen HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, şöyle devam etti: “Aynı zamanda OHAL şartlarını da devam ediyorlardı. Tek adam rejiminin kuruluşu 4 Kasım’da hız kazanmıştır. Şimdi yaşadığımız bu rejimin inşa sürecinde dönüm noktası olmuştur. Çok sayıda yoldaşımız operasyonla gözaltına alındı ve tutuklandılar. O gün bugündür rehin tutulan yoldaşlarımızı var ama bununla sınırlı kalınmadı. O operasyonla siyasi rehine olarak alınan ve içerde mücadeleyi sürdüren yoldaşlarımıza selamlarımızı gönderelim.


SANCAR: ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN ÜZERİNE ASLA GÖLGE DÜŞMEZ

Bu yeni rejim bir kayyım rejimiyle ilerledi. Önce halk iradesi kast edildi. Vesayet sistemini yeni bir görünüm altında sürdürmeyi hedef aldı. Darbenin evveliyatları 1989’a uzanıyor. O günden bu yana gelenekte yer alan partilere yönelik her türlü operasyonu denediler. Tutukladılar, katlettiler, partileri kapattılar. Birçok partimizin bu şekilde kapatılmasıyla mücadeleyi bitirebileceklerini sanıyorlar ama öyle olmadı. Amaçları demokratik siyaseti bitirmek ve Kürt sorununda demokratik çözümün kanallarını yok etmektir ama bunda ısrar devam etti. Kürt sorununda demokratik çözüm, çoğulcu ve eşitlikçi bir özgürlük mücadelesinin üzerine asla gölge düşmedi, düşmeyecek.

‘İKTİDAR ÖZGÜR BASINDAN KORKUYOR’

Bu rejim özgürlüklere düşman bir rejim. Şimdi sansür yasasıyla toplumu nasıl susturabileceğini hesaplıyor. Bu iktidar en çok özgür basından korkuyor. O yüzden Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS’in bürolarına baskın düzenleyerek tutukladılar. Burada da amaç özgür basını susturmak ama özgür basın, Ape Musa’dan aldığı geleneği sürdürmekte kararlıdır.

ORTAK MÜCADELE VURGUSU

TTB örneğinde emek ve meslek örgütlerine yönelik operasyonların da derinleştirileceği ön görülüyor. İnsan hakları ve halk sağlığı mücadelesini kararlılıkla yürüten bir örnektir TTB. Şebnem hoca da tam savaş politikalarına karşı çıkışın geleneğini en iyi şekilde temsil ettiği için rehin edilmiştir. Bu rejimden çıkışın tek yoku en geniş demokrasi ittifakıdır. Güçlerimizi birleştirmektir. Emek ce Özgürlük İttifakı’yla bunun temelini attık. Bu rejim varlığını sürdürmek için savaş politikalarını son demine kadar kullanmak konusunda tereddüt etmeyecek ama bizler de bahane olmaksızın emek ve barış mücadelesinde bir araya gelmek konusunda kararlıyız. Herkes elinden gelenin fazlasını yapmalıdır. AKP’nin bu sistemi kalıcı hale getirmenin önündeki yol buradan geçiyor. Eğer bunu başarabilirsek eşit özgür ve emekten yana bir gelecek inşa etmenin temellerini atacağız. O nedenle hepimiz üzerine düşen sorumluluğun bilincine varmalı. Bu yol 100’üncü yolunda Cumhuriyet’i demokrasiyle buluşturma yoludur. Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik Cumhuriyet’i inşa etme yoludur. Mutlaka kazanacağız.”

Etkinlik Sancar’ın konuşmasının ardından müzik ve şiir dinletisiyle son buldu. (MA)