Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu.

6 yıl önce yaşanan 6-8 Ekim Kobani eylemleri için o dönemde ikdtidarda olan AK Parti’yi suçlayan Mithat Sancar, "Kobani'deki halklar IŞİD barbarlığına karşı savaşırken bu iktidar sessiz kalmakla, yardım yollarını kapamakla, açmamakla ve bunları bir politika haline getirmekle suçludur. Protestoculara güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu ortaya çıkan provokasyonlardan da suçludur" dedi.

‘Çağrılarımız destek çağrıları değil birlikte yürüme çağrısıdır’ diyen Sancar, “ İlk seçimde bu iktidarı gönderdiğimizde kuracağımız demokratik cumhuriyette adalet önünde bunun hesabını tek tek soracağız. O sorumluları da bu dönemin kumpasçıları da bunun hesabını vermekten asla kaçamayacaktır.

Çağrılarımız bazen yanlış anlaşılıyor. Bizim kimseden özel destek istediğimiz yok" diyen Sancar, "Bizim çağrımız birlikte yürüme çağrısıdır. HDP kendini koruyacak güçlü bir halk desteğine sahiptir. Bizim kendimize güvenimiz haklılığımıza inancımız da tamdır. Çağrılarımız destek çağrıları değil birlikte yürüme çağrısıdır. Gelin faşizmi birlikte durduralım. Yanıldılar başaramadılar. Yürüyüşümüz devam ediyor. Sendelemedik bile.

“HDP'nin gücünü en iyi bilen bu iktidarın kendisidir”

Bu iktidara kaybettireceğiz dedik. Ve yine başardık. İkinci kez seçimlerde ağır bir yenilgi tattırdık bu iktidara. HDP'nin gücünü en iyi bilen bu iktidarın kendisidir. Belki bizden bile iyi biliyordur arkadaşlar.

Bu halkın milyarlarca lirası israfa gidiyor. Oraya giden her kuruş çocuğuna eğitim için bile tablet alamayan, tv alamayan, internet alamayan emekçi yoksul ailelerin cebinden çıkıyor. Ve bir de tabi yandaşa ayrılan rantlar. Sayıştay raporları bunları gizleyemez hale geldi. Bir şekilde Sayıştay raporlara geçirmek zorunda kalıyor Halbuki biliyorsunuz denetim kurumları baskı altına.

Çalınan bu ülkenin geleceğidir. Yalana dur diyeceğiz. Yalana, talana dur diyeceğiz. Halk için ekonomi ve ekonomide adaleti savunuyoruz. Bunun her alanda hayata geçirilmesi için programlar yapıyoruz. Bu ülkeyi yönetmeye ortak olduğumuzda herkes görecek ki bu ülkenin kaynakları yoksula aş, iş için yeterlidir.

“İktidar 6-8 Ekim'deki bütün olanlardan sorumludur”

Ahmet Türk TBMM'de: Bahçeli ile görüşme planım yok Ahmet Türk TBMM'de: Bahçeli ile görüşme planım yok

Bu iktidar Kobani'ye IŞİD saldırısı devam ederken izlediği politika dolayısıyla suçludur. Kobani'deki halklar IŞİD barbarlığına karşı savaşırken bu iktidar sessiz kalmakla, yardım yollarını kapamakla, açmamakla ve bunları bir politika haline getirmekle suçludur. Protestoculara güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu ortaya çıkan provokasyonlardan da suçludur. O dönemde paramiliter güçleri bildiği halde durdurmayan veya durdurma isteği olmayan iktidar 6-8 Ekim'deki bütün olanlardan sorumludur. Şimdi bu sorumluluğu örtmek için en kolay yol olarak gördüğü HDP'ye saldırıyı öne çıkarıyor. Ama yalanlar bir bir çöküyor Hakikati anlatmaya devam edeceğiz. İlk seçimde bu iktidarı gönderdiğimizde kuracağımız demokratik cumhuriyette adalet önünde bunun hesabını tek tek soracağız. Bunun hesabını vermekten asla kaçamayacak o sorumluları da bu dönemin kumpasçıları da.

Bazı yasaklar vicdansızlık sınırlarını da açıyor. 12 Ekim katliamının gerçekleştiği zeminleri engellememek serbest anma ve yas yasak. Neyden korkuyorsunuz? Biz biliyoruz neyden korktuğunuzu. Her anma unutmama demektir. Unutmama demek hesap sorma bilincini canlı kırmak demektir. Sözümüz var O canlara ve demokrasi için canını vermiş bütün canlara sözümüz var. Onların hayallerini gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışacağız.

“İlk seçimde bu iktidara kaybettirecek temel güç HDP'dir”

Bu iktidarın ayakta kalmak için dayandığı en temel politika savaş politikasıdır. İçeride ve dışarıda çatışma her alanda savaş naralarıyla fetih şiirleri okumaya çalışıyorlar. Biz tutup da o politikaları eleştirdiğimize neyin ne oluğunu biliyoruz. Bunlar militarizmi içeride yerleştirmek için uzun zamandır hazırlık yapıyor. Bu ülkeden bu savaş politikalarına en kararlı şekilde karşı çıkmadıkça bu ülkeye demokrasiyi de barışı da getirmek çok zordur. Barış çağrılarımız talana, ranta karşı mücadele çağrısıdır Bu çağrıyı bir kez daha yineliyoruz; kan istemeyen talana karşı olmayan, yalanı reddeden herkes bu iktidarın savaş politikalarının karşısında durmalıdır Hiç kimse hakikati bizim kadar açık ve çıplak bizim kadar dile getirmiyor, bizim kadar hakikatin peşine düşmüyor Onun için korkuyorlar. Korktukça da saldırıyorlar. İlk seçimde bu iktidara kaybettirecek temel güç HDP'dir. Ama seçimi bekleyecek değiliz."