Salgın kontrol altına alınamıyor, vaka ve ölüm sayılarında artış sürüyor. Günlük ölüm sayısı ise 200’ün üzerinde seyretmeye devam ediyor. Pandeminin başından beri hayatını kaybeden 63 bin insanın neredeyse dörtte biri, son 90 gün içinde öldü. Bakan Koca’nın açıklamasına göre, her 4 vakadan birinin çocuk olması ise endişeleri daha da artırıyor.

Diş Hekimi Akın: "Ağız Sağlığı, Vücut Sağlığının Temelidir" Diş Hekimi Akın: "Ağız Sağlığı, Vücut Sağlığının Temelidir"

SALGIN KENDİ BAŞINA BIRAKILDI

BirGün'de yer alan habere göre Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yöneticisi Prof. Dr. Sarp Üner, salgının kendi başına bırakıldığı görüşünde. Prof. Dr. Üner, “Mevcut olan tedbirlere uyum düştü ve herhangi bir kontrol yok. Birçok yerde HES kodu bile sorulmuyor. Havaların da soğuyacağını ve insanların kapalı mekânlarda bulunacağını göze alırsak daha riskli döneme gidiyoruz. Vaka sayısı 20 binin altına neredeyse hiç inmedi. Ölüm sayıları da oldukça yüksek. Hâlâ ek bir önlem düşünülmüyor. Haftalık 100 bin kişide 100 vaka çok riskli olarak kabul ettiğimiz sınırdı. Şu anda biz çok risklinin iki katı vaziyetindeyiz. Haritada tüm Türkiye kıpkırmızı. Yapılan testlerdeki pozitiflik oranı yüzde 8-9 arası. Test pozitifliğinin yüzde 3’ün altında olması gerekiyor” dedi.

AŞILAMA HIZI DÜŞTÜ

Aşıların yeterli hızda yapılmadığını ve son süreçte bu hızın oldukça düştüğünü vurgulayan Prof. Dr. Üner, şöyle devam etti: “Aşılamanın hızlanması ve belirli bir düzeye erişmesi ve farmakolojik olmayan tedbirlerin sürdürülmesi gerekiyor. Bu ikisi birden gerçekleşmediği için şu anda bu tabloyla karşı karşıyayız. Okullarda yapılması gerekenler bile çok kısa süre kala okullara bildirildi ve bu sürede o tedbirlerin alınması imkânsızdı. Çocuklar aşısız olarak okullarda yüz yüze eğitime başladı.”

Bakanlığın aşı haritasında oranlamanın 18 yaş üstüne göre yapıldığına da dikkat çeken Üner, “Toplumsal bağışıklık için bizim toplam nüfus üzerinden bu sayıları incelememiz lazım. Renklendirilen tabloyu 18 yaş üzeri kişilere göre yaptıkları için çok doğru olmuyor. Bu şekilde insanları olayın ciddiyetinden uzaklaştırıyorlar. Toplumun yüzde 72’si aşılı zannediliyor; ancak bakıldığında yüzde 55’in altındayız. Bizim toplumsal bağışıklık için yüzde 80’lerin üzerine çıkmamız gerekiyor. Yani şu ana kadar yapılanın en az yarısı kadar daha aşı yapmamız lazım; ancak aşılanma sayısı oldukça düştü. Yeni aşılanan kişi sayısı günlük 50 binlere kadar geriledi. Bu hızla gidersek toplumsal bağışıklığa ulaşmamız çok zor” diye konuştu.