Gazeteci Müyesser Yıldız’ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında açtığı 1 TL’lik manevi tazminat davasında karar çıktı. Soylu, 1 TL tazminat cezasına çarptırıldı.

Müyesser Yıldız, Mayıs 2020 yılında Kars Çemçe bölgesindeki bir operasyonla ilgili yaptığı paylaşımın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef alınmış, “PKK seviciliği” ile suçlanmış ve binlerce trolün saldırısına maruz kalmıştı.

Yıldız da bunun üzerine Soylu hakkında suç duyurusunda bulunmuş, ancak üç gün sonra “siyasi ve askeri casusluk” suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanmış ve 5 ay hapis yatmıştı.

Yıldız’ın Soylu hakkında açtığı manevi tazminat davasının üçüncü celsesi bugün, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Davaya Yıldız, avukatları ve Soylu’nun Avukatı Uğur Kızılca katıldı.

"SOYLU’NUN ÖNÜNE KONDUĞU ANLAŞILMAKTADIR"

"muyesseryildiz.com"da yer alanlara göre, Soylu’nun Avukatı Kızılca mahkemeye sunduğu dilekçede, “Soylu’nun paylaşımının hakaret değil eleştiri mahiyetinde olduğunu, tanınmış bir gazeteci olan Müyesser Yıldız’ın da eleştirilere katlanma yükümlülüğü bulunduğunu, ayrıca Yıldız’ın gözaltına alınmasıyla Soylu’nun herhangi bir ilgisinin bulunmadığını” savunup, açılan bu davadan dolayı Yıldız’ın disiplin para cezasına çarptırılmasını istedi.

Dosyaya gelen evrakların okunmasından sonra beyanı alınan Müyesser Yıldız, özetle şunları söyledi:

WhatsApp, Instagram ve Facebook’ta Erişim Sorunu: Çöktü Mü? WhatsApp, Instagram ve Facebook’ta Erişim Sorunu: Çöktü Mü?

“Davalı taraf, toplum tarafından tanındığımı, bu nedenle ağır eleştirilere katlanma yükümlülüğüm olduğunu belirtiyor. Oysaki Süleyman Soylu, dünya çapında tanınan bir siyasidir. Ben gazeteci olarak bir paylaşımda bulundum, o da dava konusu paylaşımı yaptı. Bu iki paylaşım altındaki yorumlara bakıldığında hangimizin daha meşhur olduğu ortadadır. Gözaltına alınmamla herhangi bir ilgilerinin olmadığı iddiasına gelince; bu konu geçen yıl defalarca gündeme geldi, ancak Soylu bugüne kadar, ‘İlgim yok.’ demedi. Şu hususlara da dikkatinizi çekmek isterim: Hakkımda gözaltı kararı verilmeden 4 ay önce, 2 ay süreyle dinlenmişim ve dinleme kararına son verilmiş. Sonrasındaki 4 ay hiçbir işlem yapılmamışken, Soylu hakkında -o paylaşımından dolayı- suç duyurusunda bulunduktan 3 gün sonra gözaltına alındım. Tesadüf olmasa gerek. Bir başka önemli ayrıntı da şu: Süleyman Soylu’nun paylaşımındaki, ‘Devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutuyor’ ifadesi üzerine gazeteci-yazar Faruk Bildirici, ‘Acaba Soylu, Müyesser Yıldız’ın dinlendiğini biliyor muydu?’ sorusunu gündeme getirdi. Bunun üzerine Bildirici’ye bir açıklama yapan Soylu, ‘Bu manipülatif bir soru. Önceden bilip bilmediğimi öğrenip de ne olacak?’ gibi bir ifade kullandı. Soylu’nun paylaşımının içeriğinden, telefon tapelerimin operasyondan önce Soylu’nun önüne konduğu anlaşılmaktadır. Çünkü benimle birlikte bir astsubay da gözaltına alınmıştı. O sözden de bunu kastettiği ortadadır.”

SOYLU’NUN GÜLEN'E ÖVGÜLERİ

Yıldız’ın ardından Avukatı Erhan Tokatlı, Soylu’nun paylaşımının “Eleştiri sınırları içinde kaldığı, hakaret içermediği” iddiasına karşılık şunları söyledi:

“Geçmişte Sayın Bakan’ın FETÖ Lideri ile ilgili bir sürü beyanları var. Biz de bu beyanlarını Müyesser Yıldız’a karşı kullandığı ifadedeki gibi kullanmış olsak, Sayın Bakan tarafından eleştiri olarak kabul edilecek midir? Kaldı ki, davalının müvekkilime yönelik paylaşımı bir ilk değildir, tek değildir. Gerek kişilere gerekse devlet görevlilerine karşı bu şekil çokça paylaşım yaptığına şahit olduk. Beraber görev yaptığı Adalet Bakanı bile Sayın Soylu’nun açıklamalarına ve hukuk dışı yaklaşımlarına karşı tepki gösterme gereği duymuştur.”

Yıldız’ın diğer Avukatı Naci Uğur da şunları vurguladı:

“Davalı, paylaşımında müvekkilimi PKK seviciliği ile suçlamış, müvekkilimin paylaşımının sonunda yer alan, operasyonda şehit düşen askerimize rahmet dilediği kısmı ise kesmiştir. Davalı, İçişleri Bakanı’dır. Yapılan haberi doğru bulmuyor ya da yanlış olduğunu düşünüyorsa, bunu düzeltmenin farklı yolları vardır; açıklama yapar veya hukuki yolları kullanabilirdi. Ancak kendi kişisel hesabından paylaşımda bulunup trollerini harekete geçirmiştir. Haksız dava açıp mahkemeyi gereksiz yere meşgûl ettiği gerekçesiyle müvekkilimin disiplin para cezasına çarptırılması istenmektedir. Vatandaş, hakkını mahkemede aramayacaksa nerede arayacak?”

Soylu’nun Avukatı Uğur Kızılca ise daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini bildirip açılan davanın haksız olduğunu ve reddedilmesini istedi.

Son sözü sorulan Müyesser Yıldız, “Yıllardır gazetecilik yapıyorum. PKK terör örgütü kırmızı çizgimdir. Buna karşılık yapılan paylaşım ve yakıştırma çok ağırıma gitti, incindim. Karşı tarafın iddia ettiği gibi, 1 TL’lik dava açmamdaki amaç, hakaret değildir. Sadece haklılığımın tespiti ve maddi beklentim olmadığı için bu miktarı belirledim” dedi.

Beyanların ardından Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi, açılan davanın kabulüyle, 1 TL’lik manevi tazminatın davalı Süleyman Soylu tarafından, paylaşımın yapıldığı 18 Mayıs 2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine, istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiğini bildirdi.