Altı muhalefet partili liderleriyle birlikte hareket eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reuters'a verdiği röportajda adaylığıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Altı siyasi partinin kendisine teklif yapması durumunda adaylığı seve seve kabul edeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Beş genel başkanın bana güven duyması anlamına geliyor, bu da benim için son derece önemli" dedi. Kılıçdaroğlu, anketlerde isimleri yer alan ve 'potansiyel aday' olarak öne çıkarılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, “Onlar görevlerine devam edecek” vurgusu yaptı.

Kılıçdaroğlu, görev geldiklerinde çıkarılacak bir numaralı kararname ile devletin verileri alabileceği bir planlama örgütü kuracaklarını belirterek, bağımsız hareket edemeyen ve alınan talimatları uygulayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başkanı ile Para Politikası Kurulu üyelerini değiştireceklerini söyledi.

‘CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİN BÜYÜK ÖLÇÜDE KISITLANACAK’

Sözcü’nün aktardığı haberde Reuters’ın sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, liderler arasında adayın kim olacağının konuşulmadığını, şu ana kadar hedefin güçlendirilmiş parlamenter sistemi geniş kitlelere aktarmak olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı adayının devlet deneyiminin olmasını, devleti tanımasını arzu ediyoruz; tarafsız olması gerektiğini söylüyoruz. Asıl yetkinin yürütme organında yani başbakanda olmasını, cumhurbaşkanının yetkilerinin büyük ölçüde kısıtlanması gerektiğinden yanayız. Cumhurbaşkanı kim olacak veya kim olmayacak onu daha sonra kendi aramızda oturup konuşacağız” ifadelerini kullandı.

‘CUMHURBAŞKANLIĞI ONURLU BİR GÖREV’

Beş genel başkanın aynı zamanda ana muhalefet lideri olan kendisine cumhurbaşkanlığını önermesi halinde bunu kabul edip etmeyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu, “Elbette (kabul ederim). Cumhurbaşkanlığı onurlu bir görev. Beş genel başkanın benim ismimi telaffuz etmesi her şeyden önce benim için onur. Ayrıca beş genel başkanın bana güven duyması anlamına geliyor, bu da benim için son derece önemli. Benim sorumluluğumun arttığını bilmem lazım. Görev yaptığım sürede o beş genel başkana karşı sorumluyum ve onlara asla hayal kırıklığı yaşatmamalıyım” diye konuştu.

Beş genel başkanla 28 Şubat’ta bir araya gelecekleri toplantıda, güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi amaçladıklarını kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, TBMM’nin göstermelik olmaktan çıkarılmasını istediklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, devlette liyakat sisteminin egemen olması, siyasi etik yasasının çıkarılması gibi öncelikleri olduğunun altını çizdi.

‘TEK HEDEF GERÇEK DEMOKRASİ’

Altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili hiçbir görüş ayrılığı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, partiler arasında fay hattı olabilecek herhangi bir durum bulunup bulunmadığı sorusuna şu karşılığı verdi:

“Güçlendirilmiş parlamenter sistemle devletin yeniden inşasını düşünüyoruz; yani bir anlamda hukukun yeniden inşası. Yasama, yürütme ve yargı arasında bozulan sistemin düzeltilmesi gerekiyor… TCMB’nin bağımsızlığı, BDDK, Kamu İhale Kurumu gibi devlette liyakat sistemini önceleyen belirli kurallar getireceğiz, bu ikinci aşama. Üçüncü aşama ekonomi. Ekonomi ve sosyal politikalarla ilgili çalışmalar… Bu konularda altı parti kendi iç çalışmalarını yapacak. Partilerin arasında herhangi bir fay hattı görmüyorum, bir uyum var.”

Altı partinin kafasının arkasında ayrı bir plan olmadığını, tek hedeflerinin gerçek demokrasi, özgürlükler, medya özgürlüğü ve güçler ayrılığı ilkesini getirmek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, tarafsız bir cumhurbaşkanı olması gerektiğinin altını çizdi.

Kılıçdaroğlu, pakette kesin hesap komisyonunda başkanlığı ana muhalefet partisine vereceklerini, parlamentoda iktidarın muhalefete hesap vereceğini söyledi ve ekledi: “Bu hem liyakatin daha sağlıklı oluşmasına yol açacak, devlette yozlaşmayı önleyecek ve büyük ölçüde yolsuzlukları engelleyecek.”

İMAMOĞLU VE YAVAŞ GÖREVLERİNİ SÜRDÜRECEK

Anketlerde de isimleri yer alan ve bazı kesimlerce “potansiyel aday” olarak öne çıkarılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında Kılıçdaroğlu, “Onlar görevlerine devam edecek” dedi.

Ahmet Türk'ten kayyımın iddialarına yanıt Ahmet Türk'ten kayyımın iddialarına yanıt

‘HDP SAYGIN BİR SİYASAL PARTİDİR’

HDP’nin ittifaka yakınlığı, uzaklığı ya da desteği tartışmaları halen devam ederken Kılıçdaroğlu, “Şunun altını çizeyim, bugün Türkiye’de tüm siyasi partilerle görüşen tek parti biziz. Bütün siyasal partilerle ilişkilerimizi sürdürürüz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır ve HDP saygın bir siyasal partidir; dolayısıyla da onlarla da ilişkilerimiz var” dedi.

‘HDP VE KÜRT SEÇMENLE OLAN İLİŞKİLERİMİZİ DEMOKRATİK STANDARTLAR İÇERİSİNDE’

Kılıçdaroğlu yeri geldiğinde HDP ile görüştüklerini, bundan bağımsız olarak da “Kürt seçmeni” kazanacaklarını ifade etti ve şöyle dedi:

“Onlarla (Kürt seçmenlerle) ilişkilerimiz son derece iyi… Herhangi bir sorunumuz yok. HDP ile de Kürt seçmenle de olan ilişkilerimizi demokratik standartlar içerisinde sürdürüyoruz… Diyarbakır’a gidecektim, hava muhalefeti nedeniyle gidemedim, önümüzdeki süreçte gideceğim… Beklentileri, talepleri, ihtiyaçları olabilir. Bunlar demokratik ortam içinde oturulur konuşulur ve insan hakları çerçevesinde de gereği yapılır.”

TCMB BAŞKANI İLE PARA POLİTİKASI KURULU ÜYELERİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, görev geldiklerinde çıkarılacak bir numaralı kararname ile devletin verileri alabileceği bir planlama örgütü kuracaklarını belirterek, ayrıca bağımsız hareket edemeyen ve alınan talimatları uygulayan TCMB başkanı ile Para Politikası Kurulu üyelerini değiştireceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, BDDK, SPK, Kamu İhale Kurumu gibi diğer üst kurullarda da değişikliğe gideceklerini; cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıkları takdirde, bir numaralı kararname ile verilerin alınabileceği bir planlama örgütünü kuracaklarını ve kendi alanında yetkin 25-30 kişinin bu kuruma atanacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, ayrıca buralara atama yaparken parti ayrımı gözetmeden liyakat usulüne göre tercihte bulunacaklarını ve toplumu hayal kırıklığına uğratmayacaklarını bildirdi.

‘TCMB’NİN BAĞIMSIZLIĞI ÇOK ÖNEMLİDİR’

Son dönemde uygulamaları çeşitli kesimler tarafından eleştirilen ve üst üste faiz indirimine giden Merkez Bankası Başkanı ve PPK üyelerini değiştireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu, “Merkez Bankası kültürüne sahip olmayan, para politikası nedir doğru dürüst bilmeyen bir insanın Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi kadar yanlış bir şey yok” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“TCMB Başkanı’nın önce parlamentonun çıkardığı yasanın kendine verdiği yetkileri bilmesi lazım. Kendisine verdiği yetkilerin değil de dışardan gelen talimatın gereğini yapıyorsa o kişi Merkez Bankası başkanlığı yapamaz. TCMB’nin bağımsızlığı çok önemlidir. Sıcak siyaset TCMB’ye müdahale etmemeli; eğer ederse bugünkü tabloyla karşılaşırız. Aksi halde biz dünyada finans çevrelerine güven veremeyiz.”

TCMB Başkanı’nın kararlar için talimatı Saray’dan aldığını ama bunları değiştireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “İşi ehline teslim edeceksin, o işi en iyi bilen kişiyi Merkez Bankası başkanlığına getireceğiz. Para Politikası Kurulu’nu da aynı şekilde yapacağız… TCMB’nin kendine özgü bir kültürü vardır ama o kültür yerle bir edildi” dedi. Kılıçdaroğlu sorunun sadece TCMB’de olmadığını, BDDK, SPK, Kamu İhale Kurumu ve EPDK gibi üst kurullarda da liyakat sorunları bulunduğunu ve gerekli değişiklikleri yapacaklarının altını çizdi.

‘YÖNETME KAPASİTELERİ YOK’

Son dönemde elektrik fiyatlarında yapılan zamlarla birlikte sorunun sadece elektrik olmadığını, ülkenin yönetilememesinin bir örneği olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “(Bunların) yönetme kapasiteleri yok” dedi.

Kılıçdaroğlu, bugüne kadar hükümetin elde olan her şeyi sattığını ve elde bir şey kalmayınca ne yapacaklarını şaşırdıklarını kaydederek, şöyle konuştu:

“Zamları kontrolsüz şekilde yapıyorlar… EPDK dediğimiz kurum işlevsiz hale gelmiş durumda. Fiyatlara zam yapıldı, şimdi zamlar nasıl indirilecek diye hesap yapıyorlar. Konuşması gereken kurum EPDK ama konuşmuyor; Saray konuşuyor. Saray da ne diyeceğini bilmiyor… Onlar için halk önemli değil… Bu sorumsuzluk bugünkü piyasayı, kaosu yarattı ama düzelteceğiz.”