İşten çıkarılan işçiler, “İşsiz bırakılmamız sadece bir hak gaspı değil; barış içinde bir yaşam hakkına yapılmış açık bir saldırıdır” diyerek eylemlerini sürdürüyor.
İşçiler ve Demokratik Kitle Örgütleri Yürüdü
Kayyım yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi’nin 223 işçinin işine son vermesine karşı, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş öncülüğünde yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Dabbaoğlu Parkı’nda bir araya gelen işçiler, DİSK binasına yürüyerek tepkilerini gösterdi. Yürüyüşe çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar destek verdi. Çevredeki vatandaşlar da işçilere eşlik etti.
Eylemde, “223 işçinin haksız ve hukuksuzca işten çıkarılması kabul edilemez. İşimizi geri istiyoruz. Direne direne kazanacağız” yazılı pankart taşınırken, “Hırsız kayyım Van’dan defol” ve “Kayyım gidecek, emekçiler gelecek” sloganları sık sık atıldı.
Arslan: “Bu Bir Hak Gaspıdır ve Barışa Saldırıdır”
Basın metnini okuyan DİSK Genel-İş temsilcisi Alaattin Arslan, işçilerin işten çıkarılmasının siyasi ve keyfi bir karar olduğunu vurguladı:
“Van Büyükşehir Belediyesi’nde 223 işçi, hiçbir hukuki gerekçe olmadan, arşiv soruşturması gerekçesiyle işten çıkarıldı. İşe alındıklarında tüm yasal süreçler tamamlanmış, mülakat ve güvenlik soruşturmaları yapılmıştı. Peki şimdi aynı gerekçeyle işten çıkarılmaları nasıl meşru kabul edilebilir? Ülkemizde ekonomik zorluklar hayatı etkilerken 223 işçinin işsiz bırakılması, onların psikolojilerini ve yaşamını derinden etkiliyor. Bu, sadece bir hak gaspı değil; halkın iradesine, emeğin onuruna ve barış içinde bir yaşam hakkına yapılmış açık bir saldırıdır.”
“Emeğin Safında Duruyoruz”
Arslan, hukuksuz uygulamalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti:
“Bugün işinden edilen her emekçi, bu kentin vicdanıdır. Tarih boyunca işçiler, Zonguldak madenlerinden 15-16 Haziran yürüyüşlerine, 1980’lerin grevlerinden günümüze kadar emeğin ve barışın savunucusu olmuştur. Emeğin olduğu yerde paylaşım, paylaşımın olduğu yerde adalet, adaletin olduğu yerde de barış vardır. Ancak bugün bu topraklarda halkın iradesi yerine kayyımlar atanıyor, emeğin onuru yerine sömürü dayatılıyor. Wan’da yaşanan budur: bir yanda siyasi hesaplar, diğer yanda bedelini ödeyen 223 emekçi. Bizler, kirli hesapların değil, emeğin safında duruyoruz. Kayyım ve politik pazarlamalar bizi susturamayacak. Biz halkın alın terini temsil ediyoruz. Wan’dan yükselen bu ses, ülke genelinde onuru çiğnenen tüm emekçilerin sesiyle birleşiyor. Direnişimiz sadece ekmek kavgası değil; barış, adalet ve özgürlük kavgasıdır.”
