Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü'nde okuyan Rojin Kabaiş’ten 5 gündür haber alınamıyor. Geçtiğimiz 25 Eylül Çarşamba günü okula kayıt yaptıran Kabaiş, 27 Eylül’de akşam yemeğinin ardından kaldığı Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdundan ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. En son annesiyle telefonda konuşarak markete gideceğini haber verdi. Kampüs sahiline gittikten sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Kabaiş'in telefonu, kulaklığı, cüzdanı, suyu ve keki öğrenciler tarafından sahilde bulundu. Öğrenciler Kabaiş'in eşyalarını kaldığı yurdun idaresine teslim etti. Yurt yönetimi bu durumu güvenlik ekiplerine ve aileye bildirdi. Ancak Kabaiş ailesi, kendilerine 18 saat sonra haber verildiğini belirterek yurt yönetimi hakkında suç duyurusunda bulundu.

WAN’A GELDİKTEN 3 GÜN SONRA KAYBOLDU

Rojin Kabaiş'in babası Adem Kabaiş yaşananlara ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuştu. Baba Kabaiş, kızının bu yıl üniversiteyi kazandığını, 25 Eylül'de kızıyla birlikte Wan'a gelerek yurda yerleştiğini belirtti. Kabaiş, kızının 2 gün sonra ortadan kaybolduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bir gün sonra cumartesi günü yurt beni aradı ve kızımın gece yurda gitmediğini söylediler. Kızımla ilgili herhangi bir bilgim olup olmadığını sordular. Ben de tepki gösterdim, çünkü aradan 17-18 saat geçmiş ve yeni bana haber veriliyor. Yurt bu konuda suçlu ve ben de onlardan şikayetçi oldum. Eğer biz ve polis bunu daha önce bilseydik, belki durum şimdi daha iyi olurdu.”

ARAMALARDA GELİŞME YOK

Yurdun kendisine haber vermesinin ardından kızı Rojin'i telefonla aradığını ancak cevap vermediğini söyleyen Kabaiş, konuşmasına şöyle devam etti: "Sonra hemen buraya geldim. Yeni bir bilgi yok, aramalarla ilgili yeni bir gelişme yok. Arama çalışmaları devam ediyor ancak kızımın akıbeti henüz bilinmiyor. Herkesten dikkatli olmalarını, nerede ve ne görürlerse bize bildirmelerini rica ediyorum."

‘TÜRKİYE KADINLAR İÇİN GÜVENLİ BİR ÜLKE DEĞİL’

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad -TJA) aktivisti Ayşe Minaz da özellikle son süreçte kadınların kaybedilmesi ve öldürülmesinin toplumda yaratılan çürümenin en uç noktası olduğunu belirtti. Minaz, bu durumun yeni olmadığını belirterek, "Bu çürümenin nedeni Kürdistan'da yıllardır uygulanan özel savaş politikaları ve kolluğun uyguladığı şiddettir. Bugün bu ülke kadınlar için güvenli değil ve Türkiye kadın güvenliği açısından çok kriminal bir ülke haline geldi. Bu da yetkililerin ve sistemin suç ortaklığı yaptığını gösteriyor. Biz kadınlar toplumun hiçbir kesiminde kendimizi güvende hissetmiyoruz” dedi. 

Cezasızlık Politikaları Kadınları Tehdit Ediyor: "Sözün Bittiği Yerdeyiz" Cezasızlık Politikaları Kadınları Tehdit Ediyor: "Sözün Bittiği Yerdeyiz"

 Rojin Kabaiş'in ailesine destek olmak için üniversiteye geldiklerini, kampüste çok sayıda güvenlik noktası olmasına rağmen böylesi bir alanda bir kadının kaybolmasındaki tezatlığa dikkat çeken Minaz, “Bu da en güvenli yerlerin bile kadınlar için son derece güvensiz olduğu anlamına geliyor. Bu tür konularda toplumun duyarlılığının arttırılması ve kadına yönelik şiddete karşı duran platformların seferber edilmesi gerekiyor.”

SEFERBERLİK ÇAĞRISI 

Minaz, Kabaiş için başlatılan arama çalışmalarına dikkat çekerek, arama çalışmalarının çok yetersiz olduğunu söyledi. Karşılarında üniversiteye girmelerini istemeyen, bu tür toplumsal olaylara ilişkin çağrı yapmalarını engellemek isteyen bir güç olduğunu belirten Minaz, herkesi Rojin’in bulunması için seferber olmaya çağırarak aksi halin Gülistan Doku, Firdevs Babat, İpek Er gibi sonuçları doğuracağını belirtti. Minaz, kadınlar için Aile, sistem gibi bütün alanlar son derece güvenliksiz olduğuna vurgu yaptı. 

TJA, Wan Kadın Platformu ve birçok kadın örgütünün arama faaliyetlerine dahil olduğunu söyleyen Minaz, "Umarım kısa sürede Rojin'den bir bilgi alırız. Rojin'i bulabilmek için daha ciddi politikaların devreye sokulması gerekiyor. Kadın güçleri olarak mümkün olan her yerde kadına yönelik şiddete karşı duracağız. Türkiye'de kadın olmakla Kürdistan'da kadın olmak aynı şey değil. Çünkü Kürdistan'da üniformalı şiddeti yoğunluğu çok fazla. Kürdistan'daki kadın örgütleri güçlenmeli. Herkes Rojin'e sanki kendi çocuğu kaybolmuş gibi sahip çıkmalı” diye bitirdi.