Yargıtay Başsavcısı, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) dava açtı. HDP'ye ilişkin açılan kapatma davasını değerlendiren dönemin Demokratik Halk Partisi (DEHAP) Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Sebep ortada durduğu müddetçe, ismi, mekânı, amblemi değişir ama yerine yine birçok parti kurulur. Ama seçmen kitlesi bakidir. Hatta yaratılan baskı ve mağduriyet tam tersine insanları daha fazla kenetliyor." ifadelerini kullanırken; dönemin Demokrasi Partisi (DEP) Genel Başkanı Hatip Dicle ise, "HDP’yi kapatmak öyle kolay olmayacak. Halkımız direnecek. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
Daha önce kapatılan partilerden Demokrasi Partisi (DEP) Genel Başkanlığı yapan Hatip Dicle, DEHAP Genel Başkanlığı yapan Tuncer Bakırhan ve HADEP Genel Sekreterlik görevini yürüten Hamit Geylani, HDP'ye ilişkin açılan kapatma davasını Mezopotamya Ajansı'ndan Selman Güzelyüz'e değerlendirdi.
HATİP DİCLE: KÖKLERİMİZ SAĞLAMDIR
18 Şubat 1994 tarihinde DEP Genel Merkezi ve partinin 8 binası bombalandı. Parti ise aynı yılın 16 Haziran tarihinde mahkeme kararıyla kapatıldı. O dönem DEP’in Genel Başkanlık görevini yürüten Hatip Dicle, “Köklerimiz çok sağlamdır. İlk partimiz 1990 yılında kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) idi fakat 1992 yılında devletin topyekun Kürt hareketine yönelik imha operasyonlarından sonra HEP hakkında kapatma davası açıldı ve kapatıldı. Buna karşı biz tedbir olarak Demokrasi Partisi'ni (DEP) kurduk. DEP aslında geniş bir koalisyon üzerinde kuruluyordu. Yani hemen hemen Kürt siyasi hareketlerin tümü o partide temsil ediliyordu. Ayrıca Türk devrimci ve sosyalist hareketlerinden de temsilciler vardı. Dolayısıyla geniş tabanlı bir parti olarak kuruldu. DEP’in ömrü 11 ay sürdü ama Türkiye’nin tüm siyasi sürecinde; deprem etkisi yaratan bir parti oldu. Bugün ki gelişmelere benzer şekilde parti kapatıldı ve milletvekillikler düşürüldü. Hata milletvekillerini düşürmeden önce yani 1994 yılında MGK kararıyla bir operasyonla Meclis’ten atıldık. Kürt halkının seçtiği milletvekillerinin Meclis’ten ilk atılması 2 Mart 1994 yılıdır” dedi.
CELAL ADAN ÇİLLER VE GÜNEŞ'İN HAS ADAMIYDI
Dicle, aynı zihniyetin bugün de devam ettiğine dikkat çekti. HDP’ye açılan kapatma davasıyla Kürtlere ve Türkiye’deki demokrasi güçlerine yönelik devletin 27 yıllık tavrında hiçbir şey değişmediğinin görüldüğünü söyleyen Dicle, “Hem HDP’li bir vekilin milletvekilliği düşürüldü hem partiye kapatılma davası açıldı. Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülme kararını okuyan kişi de MHP Meclis Başkanvekili Celal Adan oldu. Celal Adan bizim dönemimizde de vardı ve DYP’nin vekili ve Kürdistan’da 4 bin 500 köyün yakılmasıyla 17 bin faili meçhul cinayetin gerçekleştiği 93-94 yıllarında Tansu Çiller ve Doğan Güreş kliğinin has elemanlarındaydı. Bugün yine sahnede. Bu sefer Meclis Başkanı olarak kendini ve o rezilliğini bir kez daha sundu” ifadelerinde bulundu.
'HDP'Yİ KAPATMAK ÖYLE KOLAY OLMAYACAK'
HDP'nin 30 yıllık geleneğin devamı olduğuna dikkat çeken Dicle, şöyle devam etti: “Asla başarılı olamazlar. Biz 30 yıllık bir geleneğin devamıyız. HDP’de bu gelenek üzerinde yükseliyor. Dolayısıyla biz o dönemde nasıl direndiysek ve cezaevlerinde çıktıktan sonra nasıl siyasal mücadeleye devam ettiysek, yine öyle olacak. HDP’yi kapatmak öyle kolay olmayacak. Halkımız direnecek. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. 6 milyon oy alan bir parti olarak; onların heveslerini kursaklarında bırakacağız. HDP demirden bir lokma olacak ve onu yutmaya çalışanların dişlerini kıracak.”
BAKIRHAN: HALA YERİMİZDEYİZ
Hakkında birden fazla defa dava açılan ve siyasi faaliyet yürütülmesine izin verilmeyen Demokratik Halk Partisi (DEHAP) de 19 Kasım 2005’te gerçekleşen kongresinde üzerinde baskılar ve açılan davalar nedeniyle kendini feshetmek zorunda kaldı. Partinin üye ve yöneticileri Demokratik Toplum Partisi’ne (DTP) geçti. O süreçte DEHAP’ın Genel Başkanı olan ve şu anda HDP Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Tuncer Bakırhan, “Partiler sonuçtur, sebep değil. Yani sebep ortada durduğu müddetçe, ismi, mekânı, amblemi değişir ama yerine yine birçok parti kurulur. Ama seçmen kitlesi bakidir. Hatta yaratılan baskı ve mağduriyet tam tersine insanları daha fazla kenetliyor. İnsanların kendi partilerine sahip çıkmasına sebep oluyor” dedi. Demokratik siyaseti benimsediklerini söyleyen Bakırhan,“Yine de her şeye rağmen, demokratik zemini kullanacağız. Adaleti, insanlığı savunuyoruz. Birlikte kardeşçe, onurluca yaşamayı savunan bir partiyiz. Yani kapatılması gereken biz değiliz, kapatılması gereken şey, mevcut devlet aklıdır, devlet zihniyeti ve yaklaşımıdır. Burada olmaya devam edeceğiz. Biz çok kapatmalar gördük, çok mahkemeler gördük ama biz hala yerimizdeyiz” diye belirtti.
GEYLANİ: ÇUKURA SAPLANACAKLAR
13 Mart 2003 tarihinde dönemin Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Mustafa Mumin'in oy birliğiyle kapatıldığını duyurduğu HADEP Genel Sekreteri Hamit Geylani de, yaşanan durumun parti değil demokrasiyi kapatmak olduğunu söyledi. Geylani, kararla insan haklarının yok sayıldığını ifade etti. Parti kapatmayla bir yere varılamayacağının bilindiğini söyleyen Geylani, “Ben HEP’ten bugüne kadar tüm partilerde alt biriminden en üst birimine kadar görev yaptım. Her parti kapatıldıktan sonra, halk yeniden yeniden dirildi. Daha da yükselterek bugünlere taşıdı. Bu nedenle milletvekilinin düşürülmesi ya da parti kapatılma çabası hiçbir şeyi çözemeyeceği gibi onu yapanları da çukura saplayacaktır. Bu nedenle hem AKP’nin hem MHP’nin kongre arifesinde böylesi olayları gündeme gelmesi, Türkiye’deki ekonomik, barış, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün dibe çöktüğünü gösteriyor. Daha vahim şeyler de yapabilirler fakat bu yıllardır tekrarlanan, tekrarlanan bir sürecin devamıdır. Bundan hiçbir şey elde edemezler. 40 yıldır ‘Kökünü kazıyacağız’ diyorlar ama hiçbiri şey elde edemediler. Bundan sonra da halkın demokratik talepleri daha da ivme kazanıp daha yükseklere çıkacaktır” dedi.