Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne (KCDP) “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” suçlamasıyla açılan fesih davası bugün başlıyor. Derneğe kapatma davası açılmasına neden olan şikâyet dilekçelerinde ‘kadın haklarını savunmak kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” iddiaları yer aldı. Derneklerin, mağdur kadınların ve siyasilerin takip edeceği duruşma öncesi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, davanın avukatlarından Tuba Torun ve Muğla’da öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin Cumhuriyet’e konuştu.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SONRASI İKİNCİ DARBE’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, kapatma davasının İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonraki süreçte kadın hak ve özgürlükleri için vurulan ikinci bir darbe olduğunu belirterek “Tam bu döneme denk gelmesi de bir tesadüf değil. Her gün yeni bir yasakla ve özgürlüklere saldırıyla karşı karşıyayız. Bizim derneğimize yönelik açılan kapatma davası da bunun bir parçası. Derneğimiz bu alandaki gerçekleri açığa çıkaran raporlarıyla, takip ettiği davalarla geniş bir kamuoyunu seferber etmesiyle bilindiği için böyle bu mücadele dinamiğini yıldırmaya çalışıyorlar. Bizimle dayanışma gösteren kızlarını, yakınlarını kaybeden ailelerimize, tüm kurum ve kişilere tek tek çok teşekkür ediyoruz” dedi.

AV. TORUN: KAPATMA DAVASI TAMAMEN SİYASİ, İKTİDAR HUKUKİLİK ARAMIYOR

Aile Hekimleri, Sağlık Politikalarına Tepki Olarak İş Bırakma Eylemi Yapacak Aile Hekimleri, Sağlık Politikalarına Tepki Olarak İş Bırakma Eylemi Yapacak

Davanın avukatlarından Tuba Torun ise kapatma davasının tamamen siyasi bir dava olduğunu dile getirerek iktidarın zaman zaman sindirme taktiği olarak bu tarz girişimlerde bulunduğu söyledi. Torun da şunları söyledi: “Son 20 yıldır buna şahidiz. 2020’de ‘kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine’ ilişkin bir torba yasa çıkarılmıştı. Bu torbada kişiler ve dernekler arasında bağlantı kurup dernekleri kapatmaya zemin hazırlamak üzeri bir yasa yapımı söz konusuydu. Aslında o torba yasa kapatma davalarının bir nevi ön habercisiydi. Fezlekeye baktığınızda dernek yöneticisi ve hatta üyesi olan arkadaşlarımızın beraat etmiş olduğu soruşturmalar, davalar, savunduğumuz bazı kadınların siyasi kimlikleri baz alınarak kapatma davasına gerekçe oluşturulmaya çalışılmış. Fakat bunların hiçbiri hukuki olmadığı gibi yalnızca mantık çerçevesinde bile kapatmaya gerekçe olamaz.

İktidar burada kesinlikle bir hukukilik aramıyor. Tamamen ‘ibretlik’ mesajı vermek üzerinden bu davayı açtılar. En ufak tereddüt etmeksizin bizim için ses çıkaran derneğimiz için şimdi ses çıkarma sırası bizde, hepimizde. 1 Haziran’da dernekler aileler, mağdurlar, bu dernekle ilişkisi olmuş olmamış kadın haklarına inanan herkes o gün orada olacak.”

‘BU PLATFORMUN YARATTIĞI KAMUOYU DESTEĞİ OLMASAYDI BİZİM DAVAMIZ ÇOKTAN KAPANMIŞTI’

Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin ise “Kadın cinayetleriyle ilgili Türkiye’de adaletin olmadığına inanıyorum. Nerede bir kadın cinayeti işlendiyse, nedense suçlu hep kadın oluyor” dedi.

Kadın Cinayetleri Platformu’nun kendilerine yönelik desteğine işaret eden Gültekin, “Bu platform iki yıldır yani 12 duruşmadır hep yanımızdaydı. Bize çok destek verdiler. Davayı duyunca şaşırdık. Bu derneğin kime ne zararı var? Bizim davamızda onların çok emeği var. Bugün de biz onlara destek vereceğiz. Buradan yetkililere sesleniyorum; bizlere başından beri sahip çıkan bu platformu kapatmayın. Davayı durdurun. Çünkü adalet sistemi çalışmıyor, bu platformun yarattığı kamuoyu gücü olmasaydı bizim davamız çoktan kapanmıştı. Bu ülkeden adalet sağlansa zaten hiç kimseye ihtiyaç yok ama adalet yok” diyerek görüşlerini belirtti.