Kanada'da nörobilim uzmanları, yaşları 12 ila 17 arasında değişen 580 genci inceledi. Bu gençlerin daha önce herhangi bir ruh sağlığı tanısı bulunmuyordu. Ancak araştırma sonunda yüzde 45'i tıbbi müdahale gerektirecek düzeyde psikiyatrik belirti göstermeye başladı. Prof. Emma Duerden, genel durumu ise şöyle özetledi:
"Bu gerçekten şaşırtıcı. Covid öncesinde ergenlerde anksiyete oranı yüzde 8 ila 15 arasındaydı. Şimdi ise neredeyse her iki gençten biri yüksek kaygı düzeyi bildiriyor. Bu çok endişe verici."
DOOMSCROLLING NEDİR VE NEDEN ZARARLI?
Özellikle gençlerin adeta pençesine düştüğü 'doomscrolling', sosyal medyada sürekli olarak olumsuz veya uyarıcı içerikler arasında kontrolsüz biçimde gezinme alışkanlığına verilen isim. Bu pasif ekran kullanımı, içerik üretmekten ya da sosyal etkileşim kurmaktan çok daha fazla olumsuz etki yaratıyor.
Araştırmada ekran süresinin yanı sıra:
- Günde geçirilen toplam ekran süresi,
- Sosyal medyada içerik paylaşımı,
- Pasif gezinme sıklığı gibi faktörler analiz edildi.
En güçlü olumsuz etkinin, pasif gezinme (doomscrolling) davranışından kaynaklandığı belirlendi.
ÇOCUKLARI VE GENÇLERİ KORUMAK İÇİN NE YAPMALI?
Prof. Duerden'a göre çözüm, çocukların ekran süresini günde en fazla 2 saatle sınırlamak ve onları fiziksel aktivitelere yönlendirmekten geçiyor. Ancak bunu uygulamanın zor olduğunu da kabul ediyor:
"Bazı gençlerin ekran başında günde 15 saat geçirdiğini gördük. Gözlerini açtıkları andan itibaren telefon başındalar. Oysa bu dönem, beynin gelişimi ve duygusal denge açısından kritik bir dönem."
Bu veriler yalnızca araştırmaların yapıldığı İngiltere ve Kanada'yı değil, dijital cihazlarla erken yaşta tanışan Türkiye'deki gençleri de ilgilendiriyor. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocukların ekran alışkanlıklarını düzenlemesi ve dengelemesi oldukça büyük bir önem taşıyor...
