Bu haftaki eylemde 1994 yılında Gever’e bağlı Doski vadisinde hayvanlarını otlattığı esnada bölgede operasyona çıkan Bolu Komando Tugayı askerleri tarafından gözaltına alınan ve ağır işkence edilerek katledilen Abdullah Kançi’nin hikayesi anlatıldı. Eyleme, kayıp yakınları, DEM Parti ve DBP Yüksekova ilçe örgütü yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Kitle adına konuşan İHD Şubesi Eşbaşkanı Sibel Çapraz, “kolluk” kuvvetinin gözaltına aldığı kişinin canından, yaşama hakkından, eşit ve adaletli bir yargı önünde yargılanmasından sorumlu olduğunu hatırlattı. “Kolluk” güçlerinin gözaltına aldığı kişileri işkenceyle katletmesi insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamında olduğunu söyleyen Çapraz, “Her ne kadar Türkiye’de yargı erki ilgili soruna derman olma konusunda sınıfta kalmış olsa da hak savunucuları sonuna kadar katledilenlerin akıbetini sormaya devam edecektir. Gever’e bağlı Doski mıntıkasında çobanlığını yaptığı sürüsü ile patikalarda hayvanlarını otlatan Abdullah Kançi 1994 yılında bölgede operasyona çıkan Bolu Komando Tugayına bağlı askerler tarafından gözaltına alındı. Uzun uğraşlar sonrası aile, Abdullah Kançi’nin ağır işkence görmüş, ayakları kesilmiş ve vücudu yanıklar içinde olan bedenini buldu” dedi.
‘ADALET İSTEMEKTEN VAZ GEÇMEYECEĞİZ'
Çapraz, “Ailenin Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu başvuru ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ gerekçesi ile kapatıldı. Tüm diğer başvurular reddedildi ve dosya sürüncemede bırakılarak kapatıldı. Abdullah Kançi’nin akıbeti faili meçhul bırakıldı. Biz insan hakları savunucuları Abdullah Kançi nin işkence ile katledilmesinin tam karşısında adalet arayan tarafta sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Abdullah Kançi ve tüm kayıplar için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Eylem, Kançi şahsında hayatını kaybeden tüm faili meçhuller için yapılan oturma eyleminin ardından son buldu.