Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) MHP ile girdiği ortaklık, Kürt meselesinde uyguladığı güvenlikçi politikalar ve kullandığı dil tepkilere neden oluyor. AKP’nin bu politikalarından dolayı Kürt seçmenin desteğini kaybettiğini belirten birçok köşe yazarı, AKP’nin bu durumu tersine çevirmek için yol arayışında olduğunu dile getirdi. Bu yönlü yorumların yoğunlaştığı dönemde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Diyarbakır’da toplu açılış töreninde konuştu. Diyarbakır'da birçok konuya değinen Erdoğan'ın konuşmasında en çok tartışılan 2015 yılında sona erdirilen çözüm sürecine ilişkin demeçleri oldu. Erdoğan, çözüm sürecinin bitirilmesi konusunda HDP’yi suçladı.
HDP’NİN DİYARBAKIR’DA 3 GÜN SÜRECEK TOPLANTISI BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklamaları ile tartışmalar sürerken, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır’da 3 gün sürecek “Örgütlenelim, faşizmi yenelim, tecridi kıralım” başlıklı toplantı başladı. HDP Eş Genel Başkan Yardımcıları Tayip Temel, Alican Önlü, MYK ve PM üyelerinin katıldığı toplantıya geniş bir katılım oldu. Toplantıya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), MED-DER, 78’liler Derneği ve Barış Anneleri Meclisi’nin aralarında olduğu çoksa sayıda sivil toplum kuruluşu da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alican Önlü, HDP’nin kesintisiz bir mücadele yürüttüğünü söyledi. Önlü, HDP’nin başlattığı programa ilişkin bilgi vererek yol hatasını programa dönüştüreceklerini söyledi.
'KILAVUZU BAHÇELİ OLANIN KÜRTLERE SÖYLEYECEK SÖZÜ YOKTUR'
HDP Basın Yayın ve Propaganda Komisyonu'ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, programın amacının yeni dönem mücadele hattını belirlemek olduğunu söyledi. İktidarın Kürtlere ve Kürt siyasetine yönelik uyguladığı politikaları hatırlatan Temel, Erdoğan'ın Diyarbakır programına değindi. Erdoğan'ın Diyarbakır programını “Birkaç gün önce Erdoğan bu kentte güya Kürtlerle buluşmaya, ‘Kürt halkıyla sorunu yokmuş’ mesajını vermeye geldi” sözleri ile nitelendiren Temel, “Bir kere peşinen şunu söyleyelim: Kılavuzu Bahçeli olan birinin Kürtlere söyleyecek sözü yoktur. Türkiye’nin en faşist, en koyu ırkçı zihniyeti olan MHP ile iş tutan ve bunun sonucunda Kürtlere on yıllardır kan kusturan bir zihniyetin Amed’de Kürt halkına söyleyecek sözü yoktur. Ezberletilmiş, komik duran birkaç Kürtçe sözü yanlış söyleyerek bir halkın dilini, kültürünü, kimliğini aşağılayamazsın. Kayyım atayacaksın, Kürtlerin kendisini yönetmemesi için kendi iradesini oluşturmaması için elinden gelen bütün zulüm politikalarını devreye sokacaksın, Kürtçe sokak isimlerini tek tek indireceksin, Kürdistan'da Kürtçe ve Kürtlük adına ne varsa silip yerine faşizan isimleri takacaksın ama Amed’e gelince “Kürtlerle sorunum yok" diyeceksin. O meydanda Amedliler yoktu” dedi.
'KÜRT SORUNUNU MHP’YE İPOTEK EDEN BİR ZİHNİYETLE BU HALKIN İŞİ YOKTUR'
AKP’nin her gün kan kaybettiğini her gün zemin kaybettiğini ifade eden Temel, bazı çevrelerin AKP’nin Kürt sorununa yöneleceği, yeni süreçler başlatacağı yönünde yorumlar yaptığını hatırlatarak, “Amed meydanında Kürtlerin temsilcilerine küfreden, hakaret eden, aşağılayan bir zihniyetle Kürt halkının işi yoktur” dedi. Temel, “Bunlar çürümüş olan, yenilmiş olan, kan kaybeden bir iktidarın kendini kurtarmak için son çırpınışlarıdır. Faydasız ve kesinlikle sonuçsuzdur. AKP lideri, AKP temsilcileri ne derse desin iradesini, vicdanını, adaleti, hukuku, Kürt sorununu MHP’ye ipotek eden bir zihniyetle bu halkın işi yoktur” diye konuştu.
ÜLKE İKİ KUTBA MECBUR BIRAKILDI
Temel konuşmasında Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde şekillenen ittifak yapısına da değindi. Ülkede iki kutba mecbur bırakıldığını hatırlatan Temel, şunları söyledi: “Bir kutup AKP-MHP, diğeri CHP öncülüğünde örgütlenen Cumhur ve Millet ittifakları. Bu iki kutbun da en önemli özelliği şudur: Türkiye’nin milliyetçilerine, ırkçılarına iradelerini teslim etmiştir. Bir taraftan MHP’nin ırkçı şoven politikaları diğer taraftan İyi Parti’nin bir türlü Kürtleri, HDP’yi, demokrasi güçlerini hazmedemeyen ismini bile telafuz edemeyen tutuculuğu, milliyetçiliği belki de bir adım ötesi ırkçılığı. Türkiye halkının ırkçılara iradesini teslim etmiş güçlere ihtiyacı yoktur. O yüzden burada HDP ve HDP’nin temsil ettiği bloğun önemi ortaya çıkıyor.
'KÜRT SORUNUN DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜNÜ DÜŞÜNMEYEN HİÇBİR GÜÇLE İŞİMİZ OLAMAZ'
Kürt halkı ne istiyor, HDP ne istiyor, Kürt halkıyla dayanışma içinde olan demokrasi güçleri ne istiyor basit bir şekilde anlatalım. Sözümüz belki de muhalefetidir, bu konuda siyaset yapma iddiası taşıyan tüm güçleridir.
HDP ve bileşenleri, demokrasi güçleri ve HDP’yi HDP yapan halk şu sözü bize her yerde söylüyor: Kürt sorununun demokratik çözümünü savunmayan hiçbir siyasetle işiniz olmasın. Kürt sorununa demokratik çözüm vaadinde bulunmayan hiçbir güçle HDP ve HDP’nin oluşturduğu demokrasi ittifakının bir işi olamaz.
'KÜRTLER VE HDP DE BİR TARAFTA DURUR YANILGISINA HİÇ KİMSE KAPILMAMALIDIR'
Bu söz Türkiye'de iktidarı düşünen bütün güçler için geçerlidir. Kayyımları görevden alma sözü vermeyen hiçbir siyasetle Kürdün işi olmaz. Demokratik siyaset yaptıkları için içeri atılan arkadaşlarımızı özgür bırakacak bir siyasi af sözü vermeyen hiçbir siyasi anlayışla HDP’nin işi olamaz. Ekolojik tahribat yaratmış projeleri iptal etme sözü vermeyen, bu projeleri yürütenlerden hesap sorma sözü vermeyen hiçbir siyasetle işimiz olamaz. Kürtler de HDP de demokrasi güçleri de işin bir yanında durur yanılgısına hiç kimse kapılmamalıdır. HDP ilkeler çerçevesinde hareket eder, bu ilkeler düzeyinde sözler bunların daha fazlasını içermelidir. Kadın özgürlüğü, gençlerin yaşam ve eğitim hakkı vs.
Toplantı yapılan konuşmaların ardında basına kapalı bir şekilde devam ediyor.