Bankacılık kanununda değişiklik öngören kanun teklifi Meclis Genel Kurulunda görüşüldü.
Genel Kurul gündemindeki ekonomiye ilişkin kanun teklifine göre, kur korumalı mevduat sisteminde şirketlerin vergi istisnası devam edecek.
Bankalarda mevduat hesaplarına sağlanan sigortanın kapsamı genişletilecek.
Tasarruf mevduatı sigorta fonunun idari yapısında da değişiklik yapılacak.
Görüşmelerde Halkların Demokratik Partisi adına söz alan Hakkari Milletvekili Sait Dede, 20 Temmuz 2016'da ilan edilen OHAL sonrası şirketlere ve mal varlıklarına el koyma süreci başlatan TMSF'nin, uluslararası davaların konusu olduğunu söyledi.
İktidarın fiili duruma yasal kılıf arayışı içinde olduğunu savunan Dede, "OHAL hukuksuzluğunun ekonomideki sopası olan, usulsüzlük merkezi hâline gelen, yandaşa kıyak yapma kurumuna, bir arpalığa dönüşen bir TMSF. Artık sağır sultan bile kaynaklara nasıl çöküldüğünü, kaynakların nasıl pay edildiğini duydu; buradan bir daha tekrar etmeyeceğiz. Bir avuç yandaş dışında herkesin fakirleştiği, yoksullaştığı derin bir kriz dönemi yaşamaktayız. Bu krizin tek sorumlusu, yirmi yıllık AKP iktidarının uyguladığı yanlış politikalardır. Ülkede yaşayan yurttaşlar için yanlış olan, hayatı çekilmez hâle getiren bu politikalar, aslında sarayın amaçları açısından son derece tutarlı politikalar. Saray ve çevresi alabildiğince zenginleşmek istiyordu ve zenginleşti. Bilerek, isteyerek, belli bir program dâhilinde, adım adım ülke kaynakları hortumlandı, bankalar yağmalandı. Büyük bir pervasızlıkla yandaşa tahsis edilen geri ödemesiz kredilerin zararı yurttaştan çıkartıldı. Şimdi gelinen aşamada, kamu ve özel bankalar dışında Merkez Bankasında dahi ne kadar dövizin ya da altının olduğu bilinmemektedir veya verilen rakamlara itibar edilmemektedir." ifadelerini kullandı.
Denetim faaliyetlerinin yetersiz olduğunu ileri süren Dede uygulanan yanlış politikaların krizi daha da derinleştirdiğini savundu.
Dede konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"OHAL ilanı sonrası TMSF'nin yandaşı nasıl fonladığını ve fonlamaya devam ettiğini hepimiz görüyoruz. Bakın, bu teklifte bunun bir diğer yansıması olan dolar korumalı faiz sistemi var. Teklifle, kur korumalı TL vadeli mevduat sisteminin genişletilmesi öngörülüyor. Buna göre, dövizden kur korumalı TL vadeli mevduat sistemine geçen şirketlere sağlanmış olan kurumlar vergisi istisnasının süresi uzatılıyor. Şirketlere, döviz bozup sisteme girmeleri karşılığında yine vergi avantajı getiriliyor. AKP iktidarı döneminde sermaye büyüdükçe, palazlandıkça, yoksulluğa sürüklenen işçi, emekçi sayısı da arttı. Özellikle, AKP yandaşı olan sermaye grupları bu süreçte katmerli bir şekilde büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. Kendileri çıkarlarına göre bir sistem oturttular. İnsanlar evlerine ekmek götüremiyor, çocuklarıyla alışverişe gidemiyor, kira ödeyemiyor, pazara gidemiyor ama tüm bunlar iktidara yetmiyor, bir de koşulsuz biat istiyor. Sürekli yoksulluk ve hukuksuzluk üreten bu yapı siyaseti de tek tipleştirmek, yoksullaştırmak peşinde. Kendinden olmayana, kendi gibi düşünmeyene, kendi gibi yaşamayana yaşam hakkı tanımayan her iktidar elbette yenilmeye mahkûmdur.
Her gün partimize yönelik operasyon yapılıyor, kumpas davaları açılıyor; açılan bu davalarda akıllara durgunluk veren tiyatrolar sergileniyor. Her türlü hukuk dışı yöntemi kullanıp HDP'ye saldırarak iktidarınızı koruyacağınızı sanıyorsanız daha öncekiler gibi yanılıyorsunuz. Yaptığınız hukuksuzlukları, işlediğiniz suçları, çaldığınızı çırptığınızı, unutturmaya çalıştığınız her şeyi halka buradan anlatmaya devam edeceğiz; istediğiniz kadar ordu, polis, mahkeme ve hapishaneler gibi devletin baskı aygıtlarına sarılın"