HDP il binası önünde düzenlenen basın açıklamasını İl Eş Başkanı Lokman Özdemir okudur.
Başkan Özdemir, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar katliamında hayatını kaybedenlerin anısını canlı tutmak amacıyla dün Yüksekova’da anayasal bir hak olan basın açıklamasına yapılan müdahaleyi kınayarak başladı.
Ankara'da yaşanan saldırı, emekçilerin barış, demokrasi ve özgürlük taleplerini hedef almıştır diyen Özdemir,” Demokrasi güçleri olarak her fırsatta savaş çığırtkanlığı yapanlara karşı 'inadına barış' diyen barış savunucularını göz göre katledenleri ve bu katliamın gerçekleşmesine neden olanları lanetliyoruz.
2015 tarihinde Suruç'ta gencecik yoldaşlarımıza olduğu gibi Ankara'da da barış elçilerimize saldırı düzenlendi. Biz bu katilleri yöntemleriyle tanıyoruz.
Ne Sivası, Ne Maraşı, ne Roboski'yi ne Suruç'u unutmadık, unutmayacağız. Halklar kol kola girip bunun hesabını soracak. Halklara sözümüzdür ,İnadına halklar kardeş olacak inadına özgür olacağız inadına barış içinde olacağız.
20 yıldır iktidarda olan AKP'nin toplumu kamplara bölen, mezhepçi, ırkçı politikaları yapılan saldırıları teşvik etmiştir. Ta o Günlerden Başkanlık hayalleri kuran, sırça saraylarda ikamet etmek isteyenler saldırının yol göstericisi ve cesaret vericileridir. 7 Haziran'da çıkan sonucu sindiremeyen AKP iktidarı sokakları terörize edip, her türlü demokratik tepkiyi şiddetle bastırmaya kalkışmıştır.
7 Haziran seçimleri sonrasında kışkırtıcı ve saldırgan politikalarını sürdüren, her ağızlarını açtıklarında akan kan ve ölümler üzerinden siyaset yaparak oy avcılığı yapanlar katliamın asıl sorumlularıdır. Ankara'da yaşanan saldırı emekçilerin barış, demokrasi ve özgürlük taleplerini hedef almıştır.
Emek ve Demokrasi güçleri olarak her fırsatta savaş çığırtkanlığı yapanlara karşı 'İnadına barış' diyen barış savunucularını göz göre göre katledenleri ve bu katliamın gerçekleşmesine neden olanları lanetliyoruz. Barış ve demokrasi mücadelesi inatla yoluna devam edecektir. Bu ülkenin aydınlık insanları barış ve kardeşlikten yana olan kesimleri şovenizme ve faşizme teslim olmayacaktır.
Biz yapmadık' deyip, yapılanlar daha sonra nasıl ortaya çıktıysa, bir gün bunların hepsi de ortaya çıkacak. Eğer bir katliam varsa, eğer bir suç varsa, eğer hırsızlık varsa,kime ve nasıl yapılırsa yapılsın karşı çıkmıyorsanız sizde o suçun ortağı sayılırsınız. Bizler bu ülkenin onurlu vatandaşları olarak her türlü katliama, hırsızlığa yolsuzluğa karşı geliyoruz ve geleceğiz. Sloganımız, 'Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmaktır' Bu iktidarın arkasına sadece bireysel menfaat ve rant için takılmışlara buradan sesleniyoruz
'Siz çocuklarınıza ne bırakacaksınız?"
Ne zaman ülkede yaşayan halklar ve gruplar, bir araya gelip dayanışma gösterirse bu saldırılar ve ölümler yaşanmayacaktır. Katliamı kim yaptı sorusunun başka bir cevabı da vardır. Türkler ve Kürtlerin bir araya gelmesi, bugün kimi rahatsız ediyor? Bu ülkede halkların bir araya gelmesine engel olanlar, ölümlerin sorumlularıdırlar.
Ülkede barış olsun, eşit ve özgür yaşam olsun, adalet olsun, hak hukuk olsun diyenlerin sesi dünde aynı zihniyet tarafından Yüksekova Sokaklarında aynı yöntem ve anlayışla kesilmeye çalışıldı. Dün Yüksekova’da anayasal bir hak olan basın açıklamasına yapılan müdahale aynı zihniyettir. Parti genel merkezimizin planlaması kapsamında anayasal haklarını kullanmak isteyen Millet vekillerimiz Habip Eksik, Sait Dede ve halkımıza polisler tarafından saldırıldı ve Habip Eksik’in ayağı kırılmıştır.
Ulusal ve uluslararası mevzuatlarda koruma altına alınan toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanımı uzun süredir engellenmektedir. Normalleştirilmeye ve topluma kabul ettirilmeye çalışılan bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz ve bu faşizan saldırıyı kınıyoruz.
Artık Savaş politikalarınıza ve uygulamalarınıza hayır diyoruz. Bizim barış haykıran sesimizi kısmanıza izin vermeyeceğiz ve inadına barış diyeceğiz. Bir kez daha Yüksekova’da barışı haykıran halkın seçilmişlerine yapılan bu saldırıyı nefretle kınıyoruz"
10 Ekim 2015 sabahı Ankara’da yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik patlayan iki bomba ile kana bulandı.
İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz:
Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlularının tüm toplum tarafından bilinmesinin zamanı gelmiştir. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız” diye konuştu.