Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından hakkında kapatma davası açılan HDP, bir taraftan dava için savunma hazırlığını sürdürürken diğer taraftan 2023 yılında yapılacağı açıklanan seçimlere dair tutumunu içeren deklarasyon yayınlamaya hazırlanıyor. Eylül ayı ortasında kamuoyuna ilan edilmesi planlanan 15-20 maddelik deklarasyonda “nasıl bir cumhurbaşkanı adayı olmalı” sorusuna yanıt verilecek. İdari sistemde, yargı sisteminde atılması gereken adımlarla parlamenter sisteme geçiş sürecinden beklentiler dile getirilecek. Hem diğer partilere hem de HDP seçmenine yönelik açıklanan deklarasyon ittifaklar konusunda görüşmeler için de çerçeve oluşturacak.


HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM’de kapatma davasında yapılacak savunma hazırlığı ve eylül ayında açıklanması planlanan deklarasyon ile ilgili bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberi şöyle:

'HİÇBİR SUÇLAMAYI CEVAPSIZ BIRAKMAYACAĞIZ'

Kapatma davasında ön savunma hazırlığının devam ettiğini belirten Oluç, “Ön savunmada daha çok hukuki değerlendirmelerle bu iddianamenin neden kabul edilmemesi gerektiğini anlattık. Esas savunmada ise iddianamedeki suçlamaların hepsine tek tek cevap vereceğiz. Milletvekilleri ve siyasi yasak istenen herkes kendi savunmalarını yapacaklar. Hiçbir suçlamayı cevapsız bırakmayacağız. Epey kapsamlı bir çalışmamız var. Bu tarihe de bir belgedir” dedi. Anayasa Mahkemesi’nden ek süre talebine henüz yanıt verilmediğini anlatan Oluç, “Çok karmaşık bir iddianame. Usul açısından da yasa açısından da verilmesi gerekir” değerlendirmesini yaptı.


'“KESİNLİKLE ALTERNATİFSİZ BIRAKMAYACAĞIZ'

HDP yönetimi kapatma davasının açılmasının ardından “HDP’liyiz her yerdeyiz” sloganıyla Türkiye’nin farklı illerinde “halk buluşmaları” adıyla bir dizi toplantı düzenledi. 2 ayı bulan toplantı dizisinde sona geldiklerini anlatan Saruhan Oluç toplantılardan elde edilen sonuçları şöyle değerlendirdi:

“İnsanların kafasında çok soru olduğunun farkındaydık. Hem kapatma davası hem de önümüzdeki dönemde neler olabiliri konuştuk, önerileri dinledik. Bizi çok sevindiren bir tablo ortaya çıktı. Müthiş bir sahiplenme olduğunu gördük. Halk, olanın bitenin farkında ve 'kesinlikle yanınızdayız', 'Parti ne derse onu yapacağız' diyor. En kötü ihtimalin kapatılma ve 520 kişiye siyasi yasak getirilmesi olduğunu söyledik. 'Ne yapacaksınız' sorusuna 'Demokratik siyasette kararlıyız, bir yol mutlaka bulacağız, mutlaka bir yol açacağız. Kesinlikle alternatifsiz bırakmayacağız' yanıtı verdik. Bir kişi, 'demokratik siyaseti bırakın' demedi. Tam tersine herkes çok kararlı bir şekilde, parti ne diyecekse biz onu yapacağız mesajı verdi.”


'EN KÖTÜ SENARYOYA GÖRE YOL BELİRLEDİK'

HDP Grup Başkanvekili Oluç, kapatma durumundaki yol haritası içinse, “Kendimize en kötü senaryoya göre yol belirledik. En kötüsü olmaz, başka türlü de olursa ona göre de yol haritası belirledik. Ama kesinlikle siyasi alanı boş bırakmayacağız. Bu konudaki tutumumuz çok net. Seçime girmemizi engellemek için en kötü ihtimali harekete geçirebilirler, bunun farkındayız. Bunların hepsini aşacak formüller hazır” dedi ama seçeneklerle ilgili ayrıntı vermedi.

HDK'nin yeni Eş Sözcüleri Beştaş ve Kenanoğlu oldu HDK'nin yeni Eş Sözcüleri Beştaş ve Kenanoğlu oldu

'KAPATMANIN FATURASI AĞIR OLACAKTIR'

HDP’nin kapatılması durumunda en kötü seçeneklerden biri olarak bağımsız adaylarla seçime girilmesi konuşuluyor. Bunun en uç nokta olduğunu ve tartışmadıklarını söyleyen Oluç, “Demokratik siyaset alanını terk etmeyeceğiz ve bu durumda mutlaka bize kapatma, siyasi yasak yoluyla bir şey kaybettireceğini düşünen anlayışın karşısında tutumumuzu net olarak ortaya koyacağız ve çok büyük kaybettireceğiz. Seçmeni de seçeneksiz bırakmayacağız ve kaybettireceğiz. Seçmenlerimiz bu konuda net bir fikre sahip” dedi.


'AK PARTİ’NİN KAYBI HDP’DEN FAZLA OLACAK'

Bir kapatma durumunda AK Parti’nin kaybının HDP’den fazla olacağını söyleyen Oluç bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “Kapatma bizim seçmende daha kararlı bir tutum, AKP seçmeninde de çok ciddi kırılma yaratacaktır. Kayıplarının büyük olacağını net olarak söyleyebilirim. HDP 2 yerel seçim, 2 referandum, 3 genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylarıyla çıktı, mücadele etti, demokratik siyaset alanında yer tuttu, kalıcı bir pozisyon edindi. Dolayısıyla HDP’nin kapatılması daha önceki partilerin kapatılmasından farklı bir şeydir. Çok daha köklü bir tepki olacaktır. Bunun faturası yasakçı zihniyetler açısından ağır olacaktır.”

'APAR TOPAR BİR SEÇİM BEKLEMİYORUM'


Yapılan birçok ankette HDP’nin baraj üstünde göründüğüne dikkat çeken Saruhan Oluç, HDP’yi yüzde 13’ün üzerinde gösteren araştırmalar olduğunu söyledi. Parlamento bir yana esas meselenin yüzde 50 artı 1 oy gerektiren cumhurbaşkanlığı seçimi olduğuna vurgu yapan Oluç erken seçim olasılığı için ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Bütün kamuoyu yoklamaları iktidarın kaybettiğini gösteriyor. Şu anda seçim olsa yüzde 50 artı 1’i tutturamıyorlar. Böyle bir durumda iktidarın erken seçim kararı almasının kendi açısından intihar olduğunu düşünenlerdenim. Apar topar bir erken seçim beklemiyorum, 2022’de olabilir. Bir de seçim yasasını bu haliyle koruyarak seçime gitmek istediklerinden de emin değilim.”

DEKLARASYON İÇERİĞİNDE NE OLACAK?

Erken ya da zamanında yapılacak seçimlerde ittifakların nasıl şekilleneceği, HDP’nin de nasıl bir tutum alacağı merak konusu. Bu konuda sorulara yanıt verecek çerçeve bir deklarasyon açıklayacaklarını belirten Oluç, eylül ayının ortasında kamuoyu ile paylaşmayı planladıkları deklarasyonun içeriğine dair şunları söyledi:


“Deklarasyon için toplantılarımızı yapıyoruz. Saha çalışmalarını büyük ölçüde tamamladık. Bu hafta il eş başkanları toplantısını ardından ayrı ayrı Parti Meclisi ve milletvekili grubumuzu toplayacağız. Eylülün ikinci yarısından sonra da deklarasyonu yayınlayacağız. Deklarasyonun temel amacı şu: Birincisi cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak kişiden beklentiler nedir, bunu açıklayacağız. İkincisi yerel demokrasisi güçlü bir parlamenter sistem diyoruz. Böyle bir parlamenter rejimde hangi konularda hangi adımlar atılması gerekir, onu tarif edeceğiz.”

Açıklanacak deklarasyon için “Seçimlere dair bir tutum belgesi mi olacak?” sorusuna “Evet” yanıtı veren Oluç, “Geçiş sürecini tarif edecek, beklentilerimizi, hangi konulara eğilinmesi gerektiğini ifade edeceğiz. Herhalde 15-20 madde arası bir deklarasyon olur” dedi.


'CUMHURBAŞKANI KİM DEĞİL, NASIL OLMALI, NELER YAPILMALI?'

Cumhurbaşkanı adayının kim ya da hangi partiden olacağı değil nasıl olması gerektiğine kafa yorduklarını belirten HDP Grup Başkanvekili Oluç şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı adayı ilkesel olarak nasıl bir pozisyonu savunmalı ve bu geçiş sürecinde yapılması gerekenler nelerdir? Bunu anlatan bir deklarasyon olacak. Onun üzerine konuşmak hem bizim açımızdan hem de diğer partiler açısından daha rahat olacak. Bu deklarasyonu herkese açık yapacağız. Hem topluma hem de bütün siyasi partilere açık yapacağız. Herkes görmüş olacak. Herhalde bir pozisyon belirtirler, görüşlerini açıklarlar. Ama orada şu-bu ittifak diye bir şey olmayacak."

YARGI, YEREL YÖNETİMLER, İDARİ SİSTEMDE DEĞİŞİM


Deklarasyonun her kesime mesaj içerecek olması 'iktidar cephesine nasıl bir mesaj verilecek' sorusunu beraberinde getiriyor. Oluç bu konuda, “Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bazı demokratik değişim ve dönüşümler var. Herkese mesaj derken bu anlamda söylüyorum. Herkes buna nasıl baktığımızı bilmeli. Yargı, yerel yönetimler, idari sistemde neler yapılmalı. Bunun içinde bizim kendi sorunlarımıza dair konular da var. Yargı alanını tartışırken kapatma davası, çeşitli siyasi davalar, AİHM’de 18. madde ihlali kararında olduğu gibi bize yönelik açılmış siyasi davalar var. Yargı alanında yapılacak demokratik değişim dönüşümler mutlaka bizi de kapsayacak şekilde olmalı. Bizim şu anda siyasi rehine olarak tarif ettiğimiz insanlar var. Onların yaşadığı sorun Türkiye’de yaşanan hukuksuzlukla ilgili. Bu hukuksuzluğu ortadan kaldıran adımlar atılırsa geçiş sürecinde bunun bize de faydası olur. Kayyım rejimi ile yerel demokrasi ortadan kaldırıldı. Türkiye’de yerel yönetimlerin demokratikleştirilmesi çok ciddi bir ihtiyaç. Bunlar gibi hem bizim hem de Türkiye’nin de ihtiyaç duyduğu demokratik değişim konuları. Deklarasyon bunları içerecek.”


DEKLARASYON SEÇMENE DE MESAJ VERECEK

Oluç, deklarasyonun ittifaklar için pazarlık koşulu mu olacağı sorusuna, “Pazarlık diye düşünmüyoruz. “Türkiye’de demokratik değişimi, dönüşümü yapmak isteyenlerin atması gereken adımlar şunlardır” diyerek fikirlerimizi ortaya koyuyoruz. Bunların içinde eleştirilecek, “yanlıştır” denilecek konular da olabilir ama biz bu fikirleri ortaya koyuyoruz. Bunları tartışmak istiyoruz. Ve seçmenlerimize de “bunları düşünen, tartışan ve görüş bildiren kimler, onlara bakın” demiş oluyoruz. Sonuçta bu bir seçim, insanlar gidip oy verecek. Partilerin kararları önemlidir ama seçmenler de içlerine sinen adımlar atmak isterler” yanıtı verdi.

HDP’nin önem verdiği konulardan birinin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için atılacak adımlar olduğunu söyleyen Oluç, “Demokratik değişim ve dönüşümün hangi alanlarda nasıl yapılması gerektiği konusunda ilkesel duruşu bir kez daha ifade etmek ve diğer siyasi partilerin tutumlarını görmek, dinlemek bizim açımızdan önemli. Seçmen açısından da önemli” dedi.

DEKLARASYON SONRA PARTİ ZİYARETLERİ YAPILABİLİR

Deklarasyonun açıklanmasının ardından ayrıntıların konuşulması için diğer siyasi partilerle temas trafiği de HDP’nin gündeminde. Genel olarak muhalefet partilerine yönelik ziyaretler kapsamında AK Parti ve MHP içinse mesafe konuluyor. Oluç, “AKP-MHP ile bir (görüşme) planımız yok ama tüm partilerle görüşmek gerekir diye bir fikir çıkarsa görüşürüz. Görüşlerimizi bir kez daha onlara anlatmaktan da kaçınmayız” dedi.