Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair açıklamalarda bulundu. Başta zamlar olmak üzere ekonomideki gelişmelere değinen Günay, “AKP iktidarını halka dayattığı zam zulüm devam ediyor. Son birkaç ayda yapılan zamlarla Türkiye toplumu kara kışa mahkum edildi. Zam sadece elektrik ile sınırlı değil doğal gaz, akaryakıt köprü otoyollar ve bu sebeple tüm tüketim kalemlerine yapılan yüzde 100’lük bir kararma açlık geçim sıkıntısı ile karşı karşıyalar. Açlık ve sömürü çarkı dayanılmaz bir noktaya gelmiştir” dedi.
‘VATANDAŞ FATURALARI BANKA KREDİSİ ÇEKEREK ÖDEMEYE ÇALIŞIYOR’
Türkiye’nin her yerinde yurttaşların sokaklara çıktığını belirten Günay, sokağın faturalara gelen zamlara karşı tepkisiyle yapılanın adını net koyduğunu belirtti. Sokağın “soygun var” diyerek, itirazını yükselttiğini söyleyen Günay, “Hükümet istifa diyerek seslerini yükseltmeye devam ediyor Elektriğe yapılan zamlardan sonra dört bir yanda fatura yakma, dağıtım şirketlerini ve iktidarı protesto etme ve yürüyüşler düzenleme devam ediyor. Doğubayazıt'tan Muğla'ya, Urfa’dan Tatvan’a Silvan’dan Antalya’ya, Kızıltepe’den Yüksekova’ya kadar ülkenin birçok yerinde yurttaşlar isyanını yükseliyor. Son 30 yılın en soğuk kışını yaşıyoruz ama yurttaşlar ısınamıyor, Özellikle iş yerlerine gelen elektrik faturaları yoksulluğa, hukuksuzluğa yol açıyor. Yurttaşlar faturaları bankadan kredi çekerek ödemek zorunda kalıyor. Önce gıdasından ilacından kısıyor yetmiyor bankalardan kredi çekerek, yani yeniden borçlanarak borç ödüyorlar” diye belirtti.
‘SARAY’IN IŞILTILI AVİZELERİ YANARKEN ISPARTA’DA BİR VATANDAŞIMIZ DONARAK CAN VERDİ’
“Hükümet istifa” sloganlarıyla yükselen itirazların olduğunu vurgulayan Günay’ın değerlendirmeleri şöyle:
“Saray’ın ışıltılı avizeleri yansın diye Isparta’da bir yurttaşımız donarak can verdi. Hava sıcaklığının -11 derecelere indiği Isparta’da elektrik kesintileri yaşandı. Sorunu günlerce çözemedi bu iktidar, çözümü ise yandaş basına Isparta yasağı koymakta buldu. Ama Isparta halkının elektriksiz kalması ise bir gerçek bu hakikati asla örtemez.”
‘ALARM NOKTASI’
“Isparta Türkiye'de elektrik faturalarıyla yaşananlar, krizin bir alarm noktasıdır. Kurumlar uyarıyor, elektrik mühendisleri odasından özelleştirme uyarısı yapıldı. Bütün ülkenin akıbeti Isparta gibi olacak. Isparta’nın karanlıkta kalmasının sebebi AKP iktidarıdır. Bugün dünyanın en pahalı elektriğini, doğal gazını akaryakıtını kullanan ülke Türkiye'dir. HDP olarak çözüm önerilerimiz net. Elektrik üretim ve dağıtım hizmetleri kamulaştırılmalı, elektrik faturalarına 2018’den bu yanı yapılan bütün zamlar geri çekilmelidir. Sokaklarda protesto eden, kiraların iki katı faturaya maruz kalan yurttaşların talepleri çok net. AKP iktidarının Türkiye halklarını soktuğu bu karanlığa karşı hükümet istifa ediyor.”
‘ALEVİ KURUMLARI TİCARETHANE DEĞİLDİR’
“Elektrik zulmüne bir diğer tepki ise Cemevlerinden geldi. Çok haklı bir itiraz; ‘Cemevleri ticarethane değildir’ diyerek faturaları ödemeyeceklerini duyurdular Cemevleri birer ibadethane merkezidir. Toplum ve bütün dünya ülkeleri bu realiteyi kabul ediyor. Cemevleri, Alevilerin ibadethanesidir fakat iktidar bu gerçeği kabullenmiş değil. Alevi kurumları yıllardır birer ticarethane gibi görülmekte ve bugün ise 50 bin TL’ye varan elektrik faturalarına karşı karşıyalar. Bu faturalar inkarın açık göstergesidir. Bu sadece maddi bir zulümdür ama sadece maddi bir zulüm değil Alevi topluma dönük ayrımcılığın açık kanıtıdır. Alevi kurumları bu ayrımcılığa karşı çıkıyorlar. Bugün de elektrik faturalarını ödemeyeceklerini duyurdular. Bu son derece meşru ve haklı bir protestodur. Buradan ayrımcılığa ve zam zulmüne karşı tepkisini ortaya koyan Alevi kurumlarının yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.”
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ EYLEMLERİ: YANLARINDAYIZ
Sağlık çalışanlarının hakları için yaptığı eylemlere de dikkat çeken Günay, şöyle devam etti:
“Sağlık çalışanlarının beyaz önlük eylemleri devam ediyor. Türkiye'de sağlık emekçileri bir günlüğüne iş bıraktı. ‘Geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz, nefes alamıyoruz’ diyen sağlık emekçileri hastanelerin önünde bir araya geldiler. Sağlık emekçileri günlerdir haykırıyor; “Haklarımız sağlansın güvence altına alınsın, güvencesizliğe son verilsin, çalışma koşullarımız düzeltilsin, sağlıkta şiddete son verilsin nitelikli sağlık hizmeti vermemizin koşulları oluşturulsun. Ücretlerimiz iyileştirilsin ekonomik koşullarımız düzeltilsin” diyorlar. Sağlık çalışanları aylardır “emek bizim, söz bizim” diye haykırıyorlar. Defalarca Meclis’e de geldiler, eylem gerçekleştirdiler. Bizler de onlarla beraber alandaydık, yanındaydık. Ancak AKP-MHP iktidarı sağlık emekçilerinin taleplerini görmüyorlar.”
Biliyorsunuz iktidar sağlık çalışanlarını dinlemeyerek apar topar bir yasa tasarısı getirdi. HDP olarak sağlık emekçilerinin talepleri dinlenerek tasarının yeniden düzenlenmesini istedik. İktidar sağlık çalışanlarının haklı taleplerinin önünde duramadı. Daha iyisini getireceğiz dediler ama sürüncemede bıraktı. Ülke yangın yeri ancak iktidar Meclis’te iki haftadır tatil halinde. Sağlık çalışanlarının artık sabrı kalmadı. Bizi oyalamayın, hakkımız olanı istiyoruz, bıçak kemiğe dayandı diyorlar. HDP olarak sağlık çalışanlarının özlük hakları başta olmak üzere bütün taleplerini karşılayacak bir yasa teklifinin Meclis’e getirilmesi ve gündem edilmesi yönünde çağrımızı yineliyoruz. HDP olarak sağlık emekçilerinin talepleri doğrultusunda tasarının yasalaşması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Meclis’in biran önce bu tasarıyı gündeme alması için çalışmaya devam edeceğiz. Alanlarda yan yana durduk Meclis’te de bu talepleri sonuna kadar savunmaya, mücadele etmeye, sağlık emekçilerinin Meclis’teki sesi olmaya da devam edeceğiz.”
‘MAZLUMUN YANINDA OLACAĞIZ’
“HDP olarak halkın haklı taleplerini sonuna kadar destekliyoruz. Yanlarında mücadele etmeye devam ediyoruz. Elektrik zamlarının protestolarından, işçi emekçi protestolarına, Cemevlerinin ayrımcılığa hayır diyen sesinden, sağlık emekçilerinin yaşamak ve yaşatmak istiyoruz seslerine kadar protestoların tamamı son derece meşru, haklı talepleri. Halkın taleplerini sahiplenen, meşru talepler destekleyen partimizi yandaş basın kriminalize etmeye çalışıyor. Soygun düzeninin üstünü bize saldırarak kapatmaya çalışıyorlar. Bizler zalimin karşısında mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse buna engel olamaz. HDP olarak bir kez daha hakları insani geçim koşulları fatura soygunları ve enflasyon karşısında maaşları eriyen tüm işçi ve emekçilerin, ayrımcılığa dur diyen alevilerin, halk sağlığı için mücadele eden sağlık emekçilerinin ve tüm halkımızın demokratik mücadelesinin, taleplerinin yanındayız ve yanında olmaya ve birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”
‘AKP-MHP KADAR İŞÇİ HAKLARINA BU KADAR SALDIRAN BİR İKTİDAR GÖRÜLMEDİ’
Türkiye siyasi tarihi boyunca AKP-MHP ittifakı kadar işçi haklarına bu kadar pervasızca saldıran, yok sayan, düşmanlık yapan başka bir iktidar görmedi. OHAL’i Allah’ın lütfu olarak gören bu iktidar 83 milyonun gözüne bakarak işverenlere, ‘işçiler greve gidemiyor’ müjdesini verdi. 2002 yılından bu yana işgücü piyasasını esnekleştirme, güvencesizleştirme politikalarıyla saray iktidarının hiç şaşmayan pusulası haline geldi. Bu pusula bir avuç yandaşa milyarlık verirken toplumun tamamını yoksullaşıyor. Tüm emekçiler alanlarda direniyor.”
‘YEMEK SEPETİ, MİGROS DEPO İŞÇİLERİ GİBİ BİNLERCE EMEKÇİ GÜNLERDİR ALANLARDA’
“Yemek Sepeti, Migros Depo ve pek çok alandaki emekçiler günlerdir ekmeklerine ve alın terlerine sahip çıkmak için alanlardalar. Bizler de direniş alanlarındayız. İşçilerle, emekçilerle yan yana mücadele etmeye devam ediyoruz.”
HALKA BOYKOT ÇAĞRISI: DİRENİŞTEKİ İŞÇİLERİN ŞİRKETLERİNDEN HİÇBİR ŞEY ALMAYIN
“Kimi zaman sağlık emekçileri ile birlikte özlük haklarımızı istiyoruz. Kimi zaman Yemek Sepeti emekçileriyle alın terimize sahip çıkmaya devam ediyoruz. Buradan da tüm halkımıza duyarlılık çağrısında bulunmak istiyoruz. Bu hak direnişinin yanında olmak, kazanım elde etmenin biricik yoludur. İşçiler kazanırsa tüm toplum kazanır. Bu nedenle Yemek Sepetinden sipariş vermemek, eylemde olan kargo şirketlerini kullanmamak, işçileri sömüren markalardan ayakkabı ve çorap dahil bir şey almamak, herkesin bu direnişi desteklemesi için en büyük sorumluluğudur. İşçilerin haklarını alması, sefaletin ortadan kalkması için işçilere destek vereceğiz. İşçilerle direniş alanlarında olmaya devam edeceğiz. İşçilerin hak, alın teri ve onur direnişlerini desteklemeye devam edeceğiz."