ARTI TV'de ekrana gelen "Gündem Özel" programına CHP PM Üyesi Gaye Usluer, HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen ve Gazeteci İsmet Demirdöğen katıldı. Fatih Yapıcı'nın sunduğu programda Kobane Davası, Biden’ın soykırım açıklaması sonrası Türkiye-ABD ilişkilerinin seyri,ilan edilen tam kapanma ve muhalefete yönelik baskılar konuşuldu.

'SİLAHLI BÜROKRASİ ÜZERİNDEKİ HEGEMONYA TAMAMLANDI'

Gazeteci İsmet Demirdöğen, muhalefet odaklarını tasfiye etmek üzerine kurulu bir plan var diyerek amiraller bildirisiyle TSK içinde son kalan muhalif unsurların da atılacağını, AKP'nin kendisine bağlı, sadece kendisinin yöneteceği bir ordu yaratmak istediğini söyledi. Demirdöğen, polis gücünün de İçişleri Bakanı süleyman Soylu aracılığıyla istenen kıvama getirildiğini ve 150 bin dolayında da bekçi olduğunu vurguladı. Bunun yanında SADAT'la birlikte yurt dışında konumlandırılmış, cihatçı uluslararası bir müdahale gücünün oluşturulduğunu söyleyen Demirdöğen, 15 Temmuz'dan sonra el konulan silahlar ve ordunun elindeki mühimmata polisin de erişebilecek olmasıyla silahlı bürokrasi üzerindeki hegemonyanın tamamlandığını söyledi.

'TÜM BASKILARA RAĞMEN KÜRT SİYASİ HAREKETİ GERİLETİLEMEDİ'

İktidarın Hukuksuzluklarına Karşı Toplumsal Direniş Artıyor İktidarın Hukuksuzluklarına Karşı Toplumsal Direniş Artıyor

Demirdöğen, Türkiye'deki en önemli direnç noktasının Kürt siyasi hareketi olduğunu ancak bu hareketin Gülen Cemaati mensuplarıyla girişilen ortak bir çabayla geriletilmeye çalışıldığını söyledi. Yaklaşık 10 bin Kürt siyasetçinin hapishanelerde olduğunu, yaklaşık yarısının kendilerine reva görülen cezaları bitirerek çıktığını ama halen yaklaşık 5 bin HDP'linin tutuklu olduğunu söyleyen Demirdöğen, tüm baskılara rağmen Kürt siyasetinin geriletilemediğini vurguladı.

"Geriletilemeyince de Selahattin Demirtaş'ın 'Seni başkan yapmayacağız' sözüyle yeni bir döneme girildi. Kobanê Davası bir intikam ve bedel ödetme davasıdır. Zira Cumhurbaşkanı ve ona bağlı parti yetkilileri de sıklıkla 'bedelini ödeyecekler' ifadesini kullanırlar" diyen Demirdöğen sözlerini şöyle sürdürdü:

'MUHALEFET BLOĞUNU PARÇALAYAMAYAN İKTİDİRAIN YENİ HEDEFİ CHP'DİR'

"Bu bedel ödetme davası bir yandan sürdürülürken geride kalan muhalafet direncini kırmaya, muhalefet birliğini bozmaya yönelik hamlelere girişildi. Bunun özellikle HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması operasyonuyla denediler ama ilk defa Millet İttifakı içerisinde İYİ Parti, bir tavır gösterince orada muhalafet bloğunu parçalama niyeti gerçekleşmedi. Gare operayonundan sonra da istedikleri milliyetçi duyarlılığı yaratamayınca yeni argümanlar üretmeye, yeni yollar aramaya yöneldiler. Ancak ne yaptılarsa muhalefet bloğunu parçalayamayan iktidarın yeni hedefi CHP'dir. CHP yöneticileri üzerinden partinin kurumsal kimliğine yönelik yeni bir operasyona girişildiği görülüyor."

CHP'ye yönelik bir kapatma gişriminden ziyade, parit içerisinde karışıklık yaratacak ve kişiler üzerinden yürütülecek bir planın olduğunu dile getiren Demirdöğen, her şeye rağmen evdeki hesabın çarşıya uymayacağını beklediğini söyledi.

'İKTİDARIN YAPMAK İSTEDİĞİ HDP'Yİ AYRI KONUMLANDIRMAK İSE BİZE, YANİ CHP'YE DAHA FAZLA GÖREV DÜŞÜYOR'

CHP PM Üyesi Gaye Usluer de "Önümüzdeki süreç, bir tarafta AKP ve MHP'nin yer aldığı blok ve onların kendi bekalarını ülkenin bekasıyla eşleştirme çabaları ve kendileri dışındaki herkesi bir anlamda yok etme uğraşı. Muhalette olup ittifak yapan partilerin bu kıskaca izin vermemeleri; 'ama'sız, 'fakat'sız bir arada kalma, o birlikteliği kendi siyasal ideolojilerinden ayrıştırarak sürdürmeleri gerekiyor. İktidarın yapmak istediği HDP'yi ayrı konumlandırmak ise özellikle burada ana muhalefet partisi olarak bize, yani CHP'ye daha fazla görev düşüyor. Onların bu çabası karşısında yeterince sesimizi yükseltmiyor intibasını verirsek o bloğun ayrışması açısından önemli bir dezavantaj olacaktır." dedi.

'BÜTÜN MUHALEFET KOBANÊ KONUSUNDA ERDOĞAN VE BAHÇELİ'NİN YANINDA DURDU'

HDP milletvekili Hişyar Özsoy da "HDP dışındaki bütün muhalefet Kobanê konusunda Erdoğan ve Bahçeli'nin yanında durdu" eleştirisini yaptı. Özcan, AKP'nin toplumdaki değişim rüzgarının önünde duramayacağına dair iyimserliğini koruduğunu belirtti ve "Fakat altını çizmek istediğim bir nokta var: Bu davanın ismini Kobanê olması raslantı değil. AKP ve MHP'nin hukuku da araçsallaştırarak HDP'yi kapatma dertleri var. Muhalefet bu konuda istediğimiz düzeyde olmasa da belirli bir tavır koyuyor. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de kurumsal siyaset olarak Rojava ve Kobanê ile hâlâ bitmemiş bir kavgası var, oradaki direnişlerin intikamı alınıyor. Bunu niçin söylüyorum, büyün muhalefet hâlâ Kürtlere DAİŞ'i tercih eden o operasyonlara destek vererek Kobanê konusunda Erdoğan ve Bahçeli'nin yaında durdu." diye konuştu.

Özsoy, "Ümit Özdağ'ın yaptığı hedef göstermedir, son derece rezil, alçakça yapılmış bir şey. 600 tane vekil arasında Garo Paylan onlara dert olmuş." ifadelerini kullandı.

'IRKÇI VE FAŞİST AKIL MUHALEFETTE DE VAR'

Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen de "Irkçı ve faşist aklın sadece iktidarda olduğunu düşünmeyelim. Kendisini muhalefet gibi ifade eden pek çok kesim de maalesef bunun taşıyıcısı. Yıllardır milliyetçilik zehrini bu topraklara saldılar, bu halklara ihanet ettiler. Geçmişte de bugün de 'vatan, millet' diye ortaya çıkan kim varsa bütün tarihi kötülüğü hep onlar yaptılar. Türkiye toplumunu parçalamaktan bıkmadılar." dedi.