HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyerek, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Ölüm yıl dönümü olan gazeteci Metin Göktepe’yi anarak konuşmasına başlayan Günay, “Haber takibi yaparken gözaltına alınan ve polis tarafından katledilen Metin Göktepe ve basın şehitlerini unutmadık; mirasları olan özgür bir gelecek yaratmak da bizlerin sorumluluğudur” dedi. Metin Göktepe'nin katledilmesinin gerçeklerin açığa çıkmasını istemeyen iktidarlar ve onlara bağlı güçler tarafından işlenen yüzlerce faili belli cinayetten biri olduğunu söyleyen Günay, Musa Anter, Gurbetelli Ersöz ve Hrant Dink’i de andı.

Yarın da Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in öldürüldüğü Paris katliamının yıldönümü olduğunu belirten Günay, “Bu katliam her şeyden önce Kürt halkının çözüm iradesine, barış arayışlarına, Türkiye halklarının ortak yaşam mücadelesine karşı geliştirilen ve uluslararası boyutu da olan bir katliamdır. 8 yıldır bu katliam, ilgili devletlerin müdahalesiyle karanlığa itilmeye çalışılıyor. Biz bu katliamın faillerini iyi tanıyoruz ve ne olursa olsun halklara, kadın mücadelesine, özgürlük arayışına karşı gelişen hiçbir katliamın asla karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Türkiye’nin yeni yıla birbirinden ağır siyasi gündemler ve topluma karşı saldırılarla girdiğini söyleyen Günay, iktidarın basına, STK’lara, barolara, muhalefete, üniversitelere karşı amansız bir saldırı içinde olduğunu söyledi.

BOĞAZİÇİ PROTESTOLARI MEŞRU VE HAKLIDIR

Boğaziçi Üniversitesine yapılan atamanın rektör ataması değil “kayyım ataması” olduğunu belirten Günay, “Kayyım AKP/MHP iktidarının vazgeçilmezi ve yönetim biçimidir artık” diye ekledi.

Günay, şöyle devam etti:

“Türkiye toplumu, öğrenciler, geleceğe umutla bakmak isteyen hiç kimse bu duruma rıza göstermiyor, bu dayatmayı kabul etmiyor. Boğaziçi Üniversitesi'nden yükselen tepki toplumsal itirazın en yalın ifadesidir. Meşru ve haklı protestolardır. Öğrenciler, akademisyenler iktidara biat etmeyerek demokratik protestolar gerçekleştiriyorlar.

“Şiddet, yalan, gözaltılar ve manipülasyon ile gerçekler çarpıtılamaz, yapılan hukuksuzlukların artık üzeri örtülemez. Bugün itiraz eden gençlik ruhu dizginlenemez, adalet, özgürlük, söz hakkı ve tanınma talebi bastırılamaz. Baskıya, zora ve şiddete karşı çıkmak onurlu bir direniştir. Kayyım rejimi ise demokrasinin inkârıdır.”

Gözaltına alınan öğrencilere işkence uygulanmasına da tepki gösteren Günay, demokratik gösteri hakkının engellenmesi, işkence ve kötü muamelenin suç olduğunu hatırlattı.

‘İKTİDAR TECRİT GİBİ KAYYIMI DA YAŞAMIN HER ALANINA YAYIYOR’

HDP’li Günay, “Türk tipi başkanlık sistemi olarak halkın önüne konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aslında rejim değişikliği olduğunu gördük. Yeni rejim kriz üretmektedir, çöküşe doğru gitmektedir. 2015 yılından bu yana süregelen çatışmalı ortam Türkiye’nin her yerine yayılmış durumda. Kürt sorununa güvenlik konseptiyle yaklaşan iktidar, bir türlü hâkimiyet kuramadığı üniversitelere de el atmış durumdadır. Kürt kentlerinde uygulamaya soktuğu kayyım rejimini tıpkı tecrit rejimi gibi tüm Türkiye sathına yayma çabası içindedir artık” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına vurulan kelepçeyi “polis devlet görüntüsünün fotoğrafı” olarak değerlendiren Günay, “O kelepçe toplum iradesine vurulmak istenen kelepçedir ve reddediyoruz, kabul etmiyoruz” dedi.

Günay, Türkiye halklarına şöyle seslendi: “Kayyım rejimi bu ülkede, Kürtlerin iradesini yok etmeye dönük bir politika olarak ortaya çıktı. Biz uygulamanın bütün ülkeye yayılacağını 5 yıl önce söylemiştik ve ne yazık ki haklı çıktık. Bugün kayyım rejimi bütün ülkeye yayılıyor. Bu baskıcı rejim karşısında, bugün Boğaziçili öğrencilerin dile getirdiği gibi, biz de ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyoruz.”

‘DİRENENLERİ SELAMLIYORUM’

Ortak mücadele çağrısı yapan Günay, “Bugün otoriter rejimin stratejisinin karşısına güçlü bir direniş ve bu direnişi inşaya dönüştürecek tabandan örgütlenen demokratik siyaseti kurmak hepimizin görevidir” diye konuştu.

Günay, “Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri ve emekçileri başta olmak üzere otoriterliğe, baskıya ve zulme karşı direnen bütün yurttaşları selamlıyorum” dedi.

‘TOPLUMA KARŞI AÇIK BİR SAVAŞ KARARI MIDIR?’

TSK'ya ait ağır silah ve taşıtların emniyet ve MİT tarafından kullanılmasının önünü açan yönetmeliği de değerlendiren HDP’li Günay, “Bu ağır silahları kime karşı kullanacaksınız? Niye böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duydunuz? Bu topluma karşı açık bir savaş kararı mıdır?” diye sordu.

EMASYA HATIRLATMASI

Günay, şöyle devam etti: “En ufak itiraz, protesto, talep hakkı artık bir komplo ve darbe olarak nitelendiriliyor. İşte asıl darbe budur. Darbe toplumu silahla tehdit etmektir. Bu iktidar darbe mağduriyeti yaparak topluma karşı süreklileşen bir darbe yapıyor. Daha önce EMASYA birlikleri vardı ve toplumsal olaylarda, illerdeki polis gücü askerin emrine sokulurdu. Bu iktidar EMASYA’nın vesayetçi olduğunu belirterek iptal etti. Ancak özellikle bunu Kürt halkına karşı devreye soktu, halka karşı orduyu, ağır silahları kullandı. Şimdi, ordunun teçhizat gücü emniyetin emrine sokuluyor. İşte bu da AKP tipi vesayettir, darbe dinamiğinin süreklileşmesidir.”

‘KOBANE İDDİANAMESİ YARGININ NASIL YOZLAŞTIRILDIĞININ FOTOĞRAFIDIR’

HDP Sözcüsü Günay, dün mahkeme tarafından kabul edilen 108 kişilik Kobane iddianamesini de değerlendirdi.

AKP-MHP iktidarının hukuku kendi çıkarlarına göre araçsallaştırmasının adaletsizlik üretmesinin yanı sıra kurum ve kuralları da yozlaştırdığını söyleyen Günay, Kobane iddianamesine dair “Yargının AKP-MHP iktidarı tarafından nasıl çökertildiği ve yozlaştırıldığının açık fotoğrafı niteliğindedir” ifadesini kullandı. Günay, ekledi: “Bu iddianame, kifayetsiz iktidarın liyakatsiz savcılarının hazırladığı bir hukuk garabetidir.”

Günay, “mizah dergisine kapak olur” diyerek iddianameden şu bölümleri aktardı:

-Adalet Bakanlığı'ndan olma Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ilişkiler Genel Müdürlüğü Çocuk Hukuk Bürosu adına Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı Haliliye/Urfa ikamet eder

-Adalet ve Kalkınma Partisinden olma Söğütözü Caddesi Çankaya/Ankara'da ikamet eder.

-AKBANK Genel Müdürlüğü'nden doğma Sabancı Center 4 Levent Beşiktaş İstanbul'da ikamet eder.

-Altınşehir muhtarlığından doğma Ataşehir mahalle muhtarlığı Başakşehir İstanbul'da ikamet eder.

‘İKTİDARIN ÇARESİZLİĞİNİN VE ZAVALLILIĞININ GÖSTERGESİ’

HDK'nin yeni Eş Sözcüleri Beştaş ve Kenanoğlu oldu HDK'nin yeni Eş Sözcüleri Beştaş ve Kenanoğlu oldu

“Bu iddianame iktidarın çaresizliğinin, zavallılığının en önemli göstergelerinden biri olarak tarihe kaydedildi” diyen Günay, şöyle devam etti: “Suni gündemler yaratarak sesimizi kısmaya çalışanlar, oyunu baştan kaybettiklerini de bilsinler. HDP umudun ve direnişin partisidir. Tüm zor aygıtlarıyla, medyası, polisi, yargısıyla üzerimize çullanan faşist rejim bizi yok etmek için çabaladıkça daha güçlü çıkacağımız bir yılın başlangıcındayız. Bizim taşıdığımız umut gelecek için mücadele etme, demokratik bir Türkiye, demokratik bir rejim inşa etme umududur. Bunu mutlaka ama mutlaka başaracağız.”