Rojin Kabaiş'in Cesedinde İki DNA Örneği Bulundu Rojin Kabaiş'in Cesedinde İki DNA Örneği Bulundu

Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri dün Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Christian Berger himayesinde Ankara Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde düzenlenen bir törenle açıklandı. Hale Gönültaş, AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri’nde Gazete Duvar’da yayımlanan “Ezidi Hadiya Hussein’in Hukuk Mücadelesi” başlıklı dosyası ile ikincilik ödülüne layık görüldü. Hale Gönültaş ödülünü Hadiya Hussein ve Ezidi kadınların hukuk mücadelesine adadığını ifade etti.

BIRN (Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı) ve Gazeteciler Cemiyeti’nce ortaklaşa düzenlenen AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri için Basın Evi’nde düzenlenen törene AB Büyükelçisi Berger eşi Marialena Georgiadou Berger’in yanı sıra, ve çok sayıda yabancı misyon şefi katıldı. AB Büyükelçisi konuşmasında basın özgürlüğünün önemine vurgu yaptı.
Törende birincilik ödülü “Zindaşti bombası! Burhan Kuzu ‘Tanımam’ dediği uyuşturucu baronuyla yemekte” haberi ile gazeteci Zehra Özdilke’e, ikincilik ödülü “Hadiya Hüssein’in Hukuk Mücadelesi” dosyası ile Hale Gönültaş’a, üçüncülüğü “Türkiye’de kürtaj hizmeti: Fiilen yasak” dosyası ile Burcu Karakaş’a verildi. Ödül töreninin ardından resepsiyon düzenlendi.

DAVASI ULUSLARARASI NİTELİK KAZANDI

Irak vatandaşı Ezidi Hadiya Hussein (28) Irak Türkmeni IŞİD’li bir aile tarafından Türkiye’ye sokulan, Kırşehir Emniyeti’nin dikkati sayesinde devlet korumasına alınan 11 diğer 9 yaşındaki iki kardeşinin vasiliğini üstlenebilmek için üç yılı aşkın süredir hukuk mücadelesi veriyor. Hadiya’nın kardeşlerinin vasiliğini almak için açtığı davada DNA testleri “anne tarafından soy bağları olduğunu” ispatladı. Ancak Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi, çocukların vasiliğini Hadiya’ya vermek için 2014’te İŞİD tarafından kaçırılan anne ve babalarının öldüğüne dair kanıt istedi. Hadiya’nın davası Birleşmiş Milletler’in de gündeminde. Irak’ta BM çatısı altında kurulan ve toplu mezarları açıp kayıp yakınlarıyla, cenazelerin DNA testlerini yapmak üzere görevlendirilen UNITAD uzmanlarının testleri sonuçlandırmasının uzun yıllar alacak olması davaya uluslararası nitelik kazandırdı.

HADİYA, IŞİD’İN ELİNDEN PARA ÖDENEREK KURTARILDI

2014’te IŞİD’in, Ezidiler’in yaşadığı Şengal bölgesine saldırısında binlerce kişi katledildi. Hadiya’nın ailesinden onlarca kişi kaçırıldı. Hadiya, altı yaşındaki oğlu, eşi, kardeşleri, anne ve babası da IŞİD tarafından kaçırılanlar arasındaydı. Hadiya o tarihten sonra oğlu, eşi, kardeşleri ve anne ve babasının hayatta olup olmadıkları bilgisine ulaşamadı. İki yıl boyunca IŞİD militanlarınca satıldı, sistematik tecavüze uğradı. IŞİD, 2016 yılında Hadiya ve kızını “derin internette” satışa çıkarttı.

2017 YILINDA KARDEŞLERİNİN KIRŞEHİR’DE OLDUĞUNU ÖĞRENDİ

2017 yılında ise Irak Türkmen’i bir aile Kırşehir polisine gelerek yanlarındaki iki çocuğu “çocukları olarak tanıtarak” “kayıt yaptırtmak” istedi. Ancak mültecilerle ilgili birimdeki polisin dikkati sayesinde çocukların öz ailesi olmadıkları anlaşıldı. Çocuklar aileden alınarak Kırşehir Çocuk Yuvası’na yerleştirildi. Kırşehir Emniyeti ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Irak Büyükelçiliği ile temasa geçti. Irak’ın Ankara’daki Maslahatgüzarının görevlendirmesiyle elçilik görevlileri Kırşehir’e gitti. Diplomatların çocuklarla yaptıkları görüşmelerde edindikleri bilgilerle, bazı evrakların incelenmesiyle ortaya çıkan veriler birleştirilince çocukların Irak’tan kaçırılan Ezidi çocuklar olduğu anlaşıldı. Çocukların fotoğrafı Musul ve Duhok’ta bulunan Ezidi Çocukları Araştırma Merkezleri’ne gönderildi. Hadiya, fotoğraflarından kardeşlerini tanıdı. Hadiya için pasaport düzenlendi. Hadiya, önce Ankara’ya geldi, ardından da Kırşehir’e giderek kardeşleri ile buluştu.

DNA TESTİ İLE ABLALARI OLDUĞU İSPATLANDI

Hadiya’nın kardeşlerinin velayetini alabilmesi için önce Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi, ardından Aile Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, abla Hadiya ve kardeşleri arasında soy bağının bulunup bulunmadığına yönelik DNA testi talep etti. Ankara Adli Tıp Kurumu, ardından da yine mahkemenin talebi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından DNA testi yapıldı. Her iki kurum da Hadiya ve kardeşlerinin “anne tarafından soy bağları bulunduğunu” onayladı. Mahkeme, bir sonraki duruşmada Hadiya’nın Kırşehir Çocuk Yuvası’nda kalan iki kardeşinin “mal varlıklarını bulunup bulunmadığının” tespitini istedi. Resmi kurumlar, mahkemeye çocukların mal varlığının bulunmadığını bildirdi.

YARGI: ANNE VE BABANIN AKIBETLERİNİ İSPATLAYIN

24 Kasım 2019’daki Kırşehir’de görülen duruşmada mahkemenin, Hadiya’yı kardeşlerine vasi olarak ataması bekleniyordu. Ancak Kırşehir Su]h Hukuk Mahkemesi bu kez Hadiya’dan IŞİD baskınında kaçırılan anne ve babasının öldüğünü ispatlamasını istedi. Hadiya’nın avukatı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptığı itiraz başvurusunda, “Hadiya’nın anne ve babasının akıbetinin bilinmediğini, IŞİD’in Ezidilere yönelik bir katliam yaptığını ve toplu mezarların henüz açılmadığını, kayıpların nasıl ve hangi şartlarla ve hangi ülkenin hukukuna göre yapması gerektiği” sorularına yer verdi. Ankara Bölge İdare Mahkemesi itiraz başvurusuna ilişkin kararını 8 Temmuz’da açıkladı.

İSTİNAF DA “IŞİD’İN KAÇIRDIĞI ANNE VE BABALARI BULUNSUN” DEDİ

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8 Temmuz tarihinde açıkladı kararında Hadiya Hussein (28) davasının esastan reddine karar verdi. Ret gerekçesi, “Çocukların velayetleri anne ve babadan kaldırılmadığı sürece ablalarına verilemez” görüşüne dayandırıldı. Hadiya Hussein’in avukatlarından Reyhan Baydemir, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinaf aşamasında Irak Mahkemesi’nin kararını dikkate almadığını vurguladı. Baydemir çocukların anne-babası sağmış gibi hüküm vermesinin hem iç hem de uluslararası hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini söyledi. Baydemir, istinafın Irak Mahkemesi’nin kararını dikkate alması için yeniden başvuruda bulundu. Hadiya halen Irak’ın Duhok kentinde yaşıyor. Hadiya Hussein, Covid-19 salgını sonrası sınırların kapatılmasından dolayı altı aydır kardeşlerini görmek için Türkiye’ye gelemiyor.