Bu düzenleme, aylık bazda yaklaşık 333 kilovatsaatin üzerindeki tüketimlerde devlet desteğinin tamamen kaldırılması anlamına geliyor. Uzmanlara göre yeni sınır, Türkiye’deki ortalama bir hanenin temel elektrik ihtiyacını karşılamaktan uzak ve bu durum milyonlarca abonenin faturasında sert artışlara yol açacak.
DESTEK VAR, AMA SADECE SINIRA KADAR
Devlet, uzun süredir elektrik faturalarında belirli bir tüketim düzeyine kadar sübvansiyon uyguluyor. Bu sistem ilk olarak büyük sanayi tesisleri için devreye alınmış, 2018 yılında ise haneleri de kapsayacak şekilde genişletilmişti. Uygulama kapsamında, belirlenen tüketim limitine kadar olan elektrik bedelinin bir kısmı devlet tarafından karşılanıyor, destek tutarı da faturalarda açıkça gösteriliyor.
2025 yılı için hanelerde yıllık tüketim sınırı 5 bin kilovatsaat olarak belirlenmişti. Ancak 31 Ekim’de alınan kararla bu sınır 4 bin kilovatsaate çekildi. Böylece yeni yıldan itibaren bu limiti aşan konut aboneleri, elektriği “desteksiz” fiyat üzerinden kullanmak zorunda kalacak.

FATURALAR EN AZ İKİ KATINA ÇIKABİLİR
Uygulamanın hane bütçelerine etkisi oldukça çarpıcı. Mevcut sistemde devlet desteğiyle yaklaşık 980 lira olarak ödenen bir elektrik faturasının, destek kaldırıldığında 1.955 liraya kadar yükselmesi bekleniyor. Bu da bazı tüketim gruplarında faturaların iki katına çıkması anlamına geliyor.
Enerji uzmanları, bu artışın fiilen “gizli zam” etkisi yarattığını belirtiyor. Elektrik birim fiyatında resmi bir artış yapılmasa bile, destekten yararlanamayan aboneler için yüzde 150–160’lara varan ek maliyet ortaya çıkıyor.
“NORMAL BİR EVE YETMİYOR”
Aylık 333 kilovatsaatlik sınır, özellikle kalabalık aileler, elektrikli ısıtıcı kullananlar, evden çalışanlar ve beyaz eşya yoğunluğu yüksek haneler için yetersiz bulunuyor. Ortalama bir hanede buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, fırın, televizyon ve aydınlatma gibi temel ihtiyaçlar dahi bu sınırı zorlayabiliyor.
Tüketici dernekleri, yeni düzenlemenin düşük ve orta gelirli haneleri daha fazla etkileyeceğine dikkat çekiyor. Gelir artışıyla desteklenmeyen bu tür uygulamaların, enerji yoksulluğunu derinleştirebileceği uyarısı yapılıyor.

TASARRUF ÇAĞRISI, TEPKİLER BÜYÜYOR
Enerji yönetimi, düzenlemenin gerekçesi olarak “verimli tüketimi teşvik etme” ve “yüksek tüketimin sübvanse edilmemesi” hedeflerini öne çıkarıyor. Ancak kamuoyunda tepkiler giderek artıyor. Vatandaşlar, elektrik tüketiminin büyük bölümünün zorunlu ihtiyaçlardan kaynaklandığını, gerçek bir tasarruf alanının sınırlı olduğunu savunuyor.
Ekonomistler ise artan elektrik faturalarının enflasyon üzerinde de dolaylı baskı yaratabileceğini belirtiyor. Konut giderlerindeki yükseliş, özellikle sabit gelirli kesimlerin alım gücünü daha da zayıflatabilir.
1 OCAK’TAN İTİBAREN GEÇERLİ
Yeni uygulama 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girecek. Bu tarihten sonra yıllık 4 bin kilovatsaatin üzerinde elektrik tüketen haneler, devlet desteği olmadan faturalandırılacak. Uzmanlar, vatandaşların yıl başı öncesinde tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmelerini önerirken, asıl sorunun artan enerji maliyetlerinin hane gelirleriyle dengelenememesi olduğuna dikkat çekiyor.





