Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Aşağıuluyol (Tilorana Jêr) Köyü’ne bağlı bir yaylada kaydedilen görüntüler, insan ile doğa arasındaki uyumun örneklerinden biri oldu.Tilki ile ilk karşılaşmalarının ardından sabırla güven inşa eden Emrah Dere ve Kutbettin Çobanoğlu, hayvana düzenli olarak yiyecek bırakarak onunla bağ kurdu. Zamanla insanlara alışan tilki, her gün aynı saatlerde yaylaya gelerek köylülerle vakit geçirmeye başladı.
Kutbettin Çobanoğlu, bu bağın doğaya ve insani değerlere dair güçlü bir mesaj taşıdığını şu sözlerle ifade etti:
“Doğada insan ile diğer canlılar iç içe yaşar. Bu da buna en güzel örnektir. Acıktığı belli oluyor ve yanımıza geliyor. Bu görüntü umarım insanlara örnek olur.Herkese seslenmek lazım; lütfen canlıların hiçbir türünü doğadan, yaşam alanından koparmayın.”
Emrah Dere ise bu karşılaşmaları adeta mucizevi olarak tanımlıyor:
“Biz daha oraya gitmeden sanki hisseder gibi, koku alır gibi yanımıza geliyor. Her seferinde ona yiyecek veririz. Bu yaşadıklarım, yaşama ve her canlıya karşı bakış açımı kökten değiştirdi.”
İki arkadaşın ortak mesajı ise : “Hiç de zor değilmiş başka canlılarla aynı duyguyu taşımak. O tilki artık bizim yaylaya gitme sebebimiz oldu. Gitme hevesi olmasa da bizde, tilki aklımıza gelir ve ona yemek götürüp gideriz. Her canlının yaşama hakkı vardır. Herkes önce elini vicdanına koymalı ve tüm canlılara o gözle bakmalı.” Bu dostluk, sadece bir tilkiyle değil, doğayla kurulan derin bir bağın yansıması. Empatiyle, sevgiyle ve vicdanla yaklaşıldığında doğa da karşılık veriyor. Umuyoruz ki bu hikâye, daha fazla insanın kalbine dokunur ve doğaya olan bakış açısını değiştirir.
Doğal yaşam uzmanları, bu tür ilişkilerin nadir olduğunu ancak doğru yaklaşımla mümkün hale geldiğini belirtiyor. Uzmanlar, yabani hayvanlarla kurulacak dostlukların hayvan davranışları ve ekosistem dengesi açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor. Uzmanlara göre bu tür örnekler, doğayla çatışmak yerine onunla birlikte yaşamanın mümkün olduğunu gösteriyor.
