Basın açıklamasına, DBP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Reşit Güneç, kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklama metnini İHD Hakkari Şubesi üyesi Musa Bor okudu.
Bor, 27 Ekim 1995’te Yüksekova Çetesi ve Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul’un komutasındaki askerlerin Ağaçlı Köyü’ne baskın düzenlediğini hatırlatarak, “O gün köy meydanında toplanan köylülerden rastgele seçilen 73 yaşındaki Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alındı. Bir daha kendilerinden haber alınamadı,” dedi.
Olayın Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarında “askeri birlik tarafından köylülerin dövülmesi, öldürülmeleri ve cesetlerinin yakılması” olarak geçtiğini hatırlatan Bor, “Tanık ifadeleri ve sanık itiraflarına rağmen dava beraatle sonuçlandı. Ancak biz adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Bor, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2003 yılında verdiği kararda Türkiye’nin ihlalde bulunduğunu kabul ettiğini ve tazminat ödemesine hükmettiğini hatırlattı.

“30 Yıldır Bir Mezar Taşına Dokunamadık”
Basın açıklamasının ardından söz alan kayıp yakınları, yıllardır süren adaletsizlik karşısında duygularını dile getirdi.
Münür Sarıtaş’ın kardeşi Velat Sarıtaş, “Bu hikâyeleri her hafta tekrar ediyoruz ama artık sesimizin duyulduğunu hissediyoruz. Yüksekova Çetesi sanıkları suçlarını itiraf etmelerine rağmen beraat etti. 13 yaşındaki bir çocuğu öldürmeye nasıl kıydınız?” diye sordu.
Abdülkerim Yurtseven’in torunu Barzan Yurtseven ise dedesinin kaybolduğu günden bu yana geçen 30 yıla dikkat çekerek, “Dedem evden alındı ve bir daha dönmedi. 30 yıldır bir mezar taşına dokunamadık, dua edemedik. Her bayram soframızda bir eksik var ama biz unutmadık, susmadık, susmayacağız,” dedi.
Açıklamanın ardından grup, kayıpların anısına bir dakikalık oturma eylemi yaptı.






