Barolar, sorumluların tespit edilerek gecikmeksizin hem yasal hem de idari yaptırımların uygulanmasını talep etti.
Ortak yazılı açıklama, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Diyarbakır, Iğdır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van barolarının imzasıyla kamuoyuna duyuruldu. Açıklamada, Kürt siyasetçi Leyla Zana’ya yönelik aşağılayıcı ve ayrımcı ifadelerin spor alanlarında kabul edilemez olduğu vurgulandı. Barolar, bu tür söylemlerin sporun birleştirici ruhuna zarar verdiğini ve insan onuruna yönelik nefret içerikli saldırılar niteliği taşıdığını belirtti.
Açıklamada ayrıca, söz konusu tezahüratların sadece anlık bir taraftar tepkisi veya sıradan bir tezahürat olarak değerlendirilemeyeceği ifade edildi. Barolar, bu durumun kadınların ve Kürtlerin kamusal alandaki varlığını, siyasal temsiliyetini ve eşit yurttaşlık haklarını hedef alan ayrımcı bir anlayışın yansıması olduğunu kaydetti. Nefret dilinin yalnızca hedef alınan kişiyi değil, toplumsal barışı ve birlikte yaşama iradesini de zedelediğine dikkat çekildi.
Barolar, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında hakaret içeren tezahüratların açıkça yasaklandığını hatırlatarak, maç yayın kayıtları, kamera görüntüleri ve federasyon raporlarının incelenmesini talep etti. Sorumluların tespit edilip cezai ve idari yaptırımların gecikmeksizin uygulanmasını istedi. Bunun yanı sıra Türkiye Futbol Federasyonu’na da disiplin mevzuatı çerçevesinde etkili ve caydırıcı yaptırımlar uygulama çağrısı yapıldı.
Ortak açıklamanın sonunda barolar, ayrımcılığa ve nefret söylemine karşı hukukun üstünlüğü, eşit yurttaşlık ve insan onuru temelinde mücadeleyi sürdüreceklerini; toplumsal barışı ve demokratik değerleri hedef alan her türlü tutumun karşısında durmaya devam edeceklerini kamuoyuna duyurdu.
