Hakkındaki 2,5 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, ifade özgürlüğü ve siyasi faaliyette bulunma haklarının ihlal edildiğini belirterek, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Gergerlioğlu, başvurunun bir kopyasını da “Milletvekili Enis Berberoğlu’ndaki gibi TBMM’nin itibarını sarsan bir olay yaşanmaması için” TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a gönderdi.

Gergerlioğlu’nun avukatı Kerem Altıparmak tarafından Anayasa Mahkemesi’ne sunulan başvuruda, Anayasa’nın ifade özgürlüğünü düzenleyen 26. maddenin ve seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkını düzenleyen 67. maddenin ihlal edildiği belirtildi.

‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA’

Başvuruda, “Başvurucunun paylaştığı tweet, Kürt sorunun barışçıl bir şekilde çözümüne yönelik çağrı niteliğindedir. Sorunun çözümü için yeniden müzakere sürecinin başlatılması ve kalıcı bir barışın tesisine ilişkin olarak örgütün yaptığı açıklamayı haberleştiren T24 haber sitesinin ‘PKK: Devlet adım atarsa barış bir ayda gelir!’ başlıklı haberinin URL adres linkini kendi sosyal medya hesabından “Bu çağrı hakkıyla değerlendirilmeli, bu işin sonu yok, Öcalan devreye girerse olur diyorlar” yorumuyla paylaşması başvurucunun eyleminin ifade özgürlüğü kapsamında korunduğu konusunda herhangi bir şüphe bulundurmamaktadır. Paylaşım nedeniyle başvurucu hakkında ceza soruşturması açılması, yargılanması, milletvekili seçilmesine ve dokunulmazlık kazanmasına rağmen yargılanmasına devam edilmesi, hakkında mahkûmiyet kararı verilerek 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasının başvurucunun ifade özgürlüğüne müdahale teşkil ettiğine kuşku yoktur” denildi.

‘ANAYASA 83. MADDE YORUMUNUN YASALLIK İLKESİNE UYGUN OLUP OLMADIĞI SAPTANMALI’

AİHM’in Selahattin Demirtaş kararında, dokunulmazlıkları kaldıran Anayasa değişikliğinin “öngörülebilirlik koşullarını taşımadığına ve yasal bir dayanak oluşturmadığına” karar verdiği hatırlatılan başvuruda, Gergerlioğlu için “Başvurucunun, ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin hukuki dayanağı, Selahattin Demirtaş (2) kararında olduğu gibi, hakkında dokunulmazlığın geçerli olmayacağına ilişkin Anayasanın 83. maddesi yorumudur. Bu yorumun, yasallık ilkesine uygun olup olmadığının öncelikle saptanması gerekir” denildi.

İktidarın Hukuksuzluklarına Karşı Toplumsal Direniş Artıyor İktidarın Hukuksuzluklarına Karşı Toplumsal Direniş Artıyor

‘SUSTURMAK İÇİN’

İfade özgürlüğünün, Anayasa’da ve AİHS’de “ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması şeklindeki meşru amaçlara dayalı olarak sınırlandırılabileceğinin” belirtildiği hatırlatılan başvuruda, Gergerlioğlu’na verilen ceza için de “bu meşru amaçlara dayandığının” ileri sürüldüğü kaydedildi. Ancak bir insan hakları savunucu olarak Gergerlioğlu’nun susturulmaya çalışıldığı belirtildi:

“…Bir insan hakları savunucusu ve muhalif milletvekili olarak hükümetin ve idarenin insan hakları ihlallerine yönelik ağır eleştirileri nedeniyle cezalandırılması ve susturulması olduğu açıktır. Başvurucu TBMM’de ve kamuoyunda dile getirdiği insan hakları ihlalleri dolayısıyla sıklıkla iktidarın hedefinde yer almıştır. Özellikle son dönemde dile getirdiği, kaçırılmalar, çıplak aramalar gibi ağır insan hakları ihlalleri iddiaları dolayısıyla İçişleri Bakanının, diğer hükümet üyelerinin ve iktidar partisi siyasetçilerinin ağır eleştiri ve hakaretlerine muhatap olmuştur. Açık bir şekilde AİHM, AYM ve Yargıtay’ın yerleşik kararlarının yok sayılarak bir haber paylaşımı ile birlikte yapmış olduğu ‘barış çağrısının’, ‘terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerinin propagandası’ olarak nitelendirilerek ceza verilmesinin meşru bir amaç taşıdığı iddia edilemez. Hiçbir hukukçunun böyle bir yorum yapması mümkün değildir.”

SİYASİ FAALİYETTE BULUNMA HAKKINA MÜDAHALE

AYM’nin Sebahat Tuncel ve Enis Berberoğlu kararlarına atıf yapılarak, Gergerlioğlu’nun seçilme ve siyasette bulunma hakkının ihlal edildiği kaydedilen başvuruda, “Seçilme hakkı sadece seçimlerde aday olma hakkını değil, aynı zamanda ilgilinin seçildikten sonra milletvekili sıfatıyla temsil yetkisini fiilen kullanabilmesini de kapsar. Bu bağlamda seçilmiş milletvekilinin yasama faaliyetine katılmasına yönelik müdahale, sadece onun seçilme hakkına değil aynı zamanda seçmenlerinin serbest iradelerini açıklama hakkına ve siyasi faaliyette bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil edebilir” denildi.

‘İKTİDARIN HEDEFİ HALİNE GELDİ, SİYASİ AMAÇ TAŞIYOR’

Türkiye’nin Demirtaş kararından 18. maddeyi ihlalden mahkum edildiği hatırlatılan başvuruda, şöyle denildi: “Başvurucu bir milletvekili ve insan hakları savunucusu olarak parlamento içinde ve dışında adam kaçırma, çıplak arama, işkence vb. ağır insan hakları ihlallerini dile getirmesi nedeniyle iktidarın hedefi haline gelmiştir. Başvurucunun hakkındaki ceza kararının bu ortamda hukukun bütün ilkelerinin yok sayılarak onanmasının siyasi bir amaç taşıdığı açıktır. Özellikle son günlerde HDP’li vekillere yönelik siyasi amaçlı fezlekelerin düzenlendiği, milletvekilliklerinin düşürülerek ara seçim yapılacağı iddialarının gündemde olduğu bir ortamda bu kararın verilmesi, kararın siyasi amaçla verildiğini göstermektedir. Bu nedenle başvurucunun ifade ve siyasi faaliyette bulunma haklarına siyasi amaçla müdahale edilmek suretiyle Anayasanın 14. maddesi, 26 ve 67. maddeleriyle bağlantılı olarak ihlal edilmiştir.”