Kutum soruşturma sonunda uyarı cezası aldı. Ancak Kutum’un uyarı cezasına yaptığı itiraz, dün Dekan Vekili Prof. Dr. Kenan Peker tarafından reddedildi.

Ardıl Batmaz'ın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre, yaptığı paylaşımlar nedeniyle savunması istenen Kutum’a, paylaşımı ne amaçla yaptığı ve görselde yer alan ifadenin “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprak bütünlüğüne ve sınır güvenliğine yönelik bir tehdit/kasıt içerip içermediği” soruldu.


Kutum savunmasında, “Türkiye Cumhuriyeti ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında gerçekleşen resmi temaslarda, görselde yer alan Kürdistan ifadesinin ve bayrağının kullanıldığını” söyledi. Ek olarak ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mesud Barzani ve Mesrur Barzani’yle olan resmi temaslardaki verilen karelerde yer alan Kürdistan ifadesi ve bayrağının kullanıldığına dikkat çekti.



Kutum’un uyarı cezasına yaptığı itiraz, dün Dekan Vekili Prof. Dr. Kenan Peker tarafından reddedildi. Ret yazısında, “Uyarma cezası zaten en alt ceza olduğu için kararın kaldırılması söz konusu değildir” denildi.

‘ŞİKÂYET EDENİN DEDESİ ‘KÜRT HOCA’ OLARAK BİLİNİYOR’

Kendisini şikâyet edenin okulda ülkücü olarak bilinen A.S.Y. olduğunu ileri süren Kutum, “A.S.Y., Dekan Vekili Kenan Peker’e beni CİMER’e şikâyet edeceğini söylemiş. Dekan Bey de, ‘CİMER’e şikâyet etme, biz kendimiz çözeriz’ demiş ve soruşturma öyle açılmış. Dekan Bey’in CİMER’e şikâyetin önüne geçmesinin ardında nasıl kaygılar olduğunu bilemiyorum. İşin ilginç tarafı, ülkücü olarak bilinen bu kişinin dedesi de ‘Kürt Hoca’ olarak biliniyor. Erdal Sarızeybek’in kitabında da bu bilgi yer alıyor” dedi.

‘BİZ SANA EN DÜŞÜK CEZAYI VERDİK’

Basına verdiği demeçlerden sonra Dekan Vekili Kenan Peker tarafından kendisine ‘ne yapmaya çalışıyorsun’ sorusunun yöneltildiğini belirten Kutum şöyle konuştu: “Mağdur edildiğimi, haksızlığa uğradığımı, sesimi duyurmaya çalıştığımı, yaptıkları şeyin doğru olmadığını ve diplomatik bir sıkıntıya bile sebep olabileceklerini söyledim. Kendisinin, ‘biz sana en düşük cezayı verdik’ gibisinden bir söylemi oldu. Yani benim yaptığım paylaşımın, benim görev tanımımla herhangi bir alakası olmamasına rağmen soruşturma açılıyor ve sanki bana iyilik yapmış gibi tavır sergiliyor. Bunu kabul etmem mümkün değil. Yaptığım paylaşım benim özgürlük alanımda. Benim düşüncemi, duygularımı, hür ifademi belirten bir şey. Benim bu paylaşımlarımın adli veya idari bir soruşturmaya konu olmaması gerekiyor. Sonucu ne olursa olsun ben bu mağduriyetimi duyuracağım. Ya altında kaldırım ya da üstüne çıkarım. Benim için ikisi de kabulümdür."

Ankara’da Emekçilere Müdahale: Yaralılar ve Gözaltılar Var Ankara’da Emekçilere Müdahale: Yaralılar ve Gözaltılar Var

‘BİR SORUŞTURMA DAHA AÇILACAK’

kkında açılan soruşturmanın ardından paylaşımlarına devam ettiğini belirten Kutum, dekan vekili tarafından ‘başka bir soruşturma daha açacağız’ denildiğini aktardı. Asla geri adım atmayacağını belirten Kutum, “Kınama cezası, maaştan kesme ve sonrasında ihraca kadar götürürler bu işi. Benim soruşturmalardan yana korkum yok çünkü haklıyım. Bu insanlarda Kürt düşmanlığı ya da Kürtlüğe karşı bir antipati var. Kurumların ve kanunların kendilerine verdiği yetkiyi suistimal ediyorlar. Kendilerine yönelik bir mağduriyet söz konusu olduğunda kanunları tanırlarken, başkalarına yönelik mağduriyetlerde kanunlar unutuluyor. Müthiş bir aymazlık bu” ifadelerini kullandı.
Tehditler aldığını belirten Kutum, “Kendisini ülkücü olarak tanıtan kişiler, okulda iletişimimizin olduğu ülkücü bir hocayı aramışlar ve beni sormuşlar, döveceklerini belirtmişler. O da bunun yanlış olduğunu anlatmaya çalışmış. Ben bunlardan korkarak geri adım atmam. Aynı zamanda ne gerek vardı diye tepki verenler de oldu. Sürekli bir sindirme zihniyeti var. Susa susa bu hale geliyor insanlar zaten."

‘KÜRDİSTAN BİR GERÇEKLİKTİR’

‘Biji Kürdistan’ diyerek tarihsel ve kültürel bir gerçekliği kastettiğini söyleyen Kutum, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün ülkeler kurucuların ismiyle ya da coğrafi isimlendirmelerle anılabilir. Kürdistan bir gerçekliktir. Bir insan Kürdistan diyerek tüm dünyayı da ifade edebilir. Kürtün her bulunduğu toprağı Kürdistan olarak görenler de olabilir. Benim buradaki Kürdistan ifadem tarihsel ve kültürel bir gerçekliktir. Ben kendimi kriminalize edecek bir şey söylemedim. Ucuz kahramanlık yapacak biri değilim. 8 senedir buradayım ve Kürt kimliğimden ötürü başıma gelen ilk olay bu.”