Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 saat süren kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan konuşmasında Doğu Akdeniz’de yaşanan krize ilişkin “Yunan tarafı Mısır ile hiçbir hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yöneldi. Türkiye’nin hiçbir kimsenin hakkında, hukukunda gözü yoktur. Bizim tek talebimiz, bize de aynı anlayışla yaklaşılmasıdır. Bizi sahillerimize hapsetme girişimine rıza göstermeyeceğiz. Gelin Akdeniz’deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Türkiye’deki refah düzeyini arttırdıklarını söyleyen Erdoğan, “18 yıl önce bu dolabı satışı 1 milyon 88 bin adetten 2.5 milyona çıktı. Çamaşır makinesi satışı sayısı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı. Bulaşık makinesi satışı sayısı 282 bin adetten 1 milyon 332 bin adete, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a yönelik de ifadeler kullanan Erdoğan, “IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi, o zamanın ekonomiye bakan zat geldi bana, ‘Sayın Başbakan’ım verelim mi bu borcu’ dedi, bugün dedim borç alan yarın talimat alır. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
AKDENİZ ÇAĞRISI: Lübnan halkına yardım için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Dışişleri Bakanım ve yardımcım talepleri tespit ettiler. Geçtiğimiz haftanın önemli bir konusu da Akdeniz de ülkemizin haklarını yok etmeye yönelik girişimlere verdiğimiz cevaptı. Yunan tarafı Mısır ile hiçbir hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yöneldi. Türkiye’nin hiçbir kimsenin hakkında, hukukunda gözü yoktur. Bizim tek talebimiz, bize de aynı anlayışla yaklaşılmasıdır. Bizi sahillerimize hapsetme girişimine rıza göstermeyeceğiz. Gelin Akdeniz’deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Ülkemizi bu çağrısına kulaklarını kapatanlar güçlerinin yetmeyeceği girişimlerle kendi geleceklerini karartıyorlar. Anlaşmazlıkların hakkaniyet temelinde çözümü için bir her zaman varız. Bu konuda sağ duyu hakim olana kadar Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz.
HÜSRANA UĞRAYACAKLAR: Salgın ve onunla bağlantılı siyasi ekonomik sosyal sorunların üzerine çöktüğü güçlere güvenenler, hüsrana uğramaya mahkumdurlar. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını anlayamamış olanların gerçeği görmeye davet ediyoruz. Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeye devam edeceğiz.
BEYAZ EŞYA SATIŞLARI REFAH DÜZEYİNİ GÖSTERİYOR: Ülkemiz insani gelişmişlik endeksinde dünyadaki konumunu yükseltti. Türkiye 6 basamak ilerleyerek 58’inci sıraya yerleşti. Rekabetçiliği arttırmaya yönelik önemli adımlar attık. Dünya Bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı endeksinde 33’üncü sıraya yerleşti. Türkiye’nin 18 yılda nereye geldiğini anlamak için bazı rakamları paylaşmak istiyorum. 2002 yılında 91 bin adet olan otomobil satışı 756 bine yükseldi. 18 yıl önce bu dolabı satışı 1 milyon 88 bin adetten 2.5 milyona çıktı. Çamaşır makinesi satışı sayısı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı. Bulaşık makinesi satışı sayısı 282 bin adetten 1 milyon 332 bin adete, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi. Bunları niye söylüyorum? Bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımından rakamlar olarak söylüyorum. Bunlar aynı azmanda benim vatandaşımın alım gücünün bu tür ürünlerde nereden nereye yükseldiğini göstermesi bakımından önem arz ediyor.
DÖVİZ REZERVİ 90 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE: Ülkemizde yeni açılan şirket sayısı 30 bin 842 iken geçtiğimiz yıl bu rakam 85 bin 263’ü buldu. İstihdamda 18,6 milyondan 28,8 bine çıktı. Borsa endeksi 110’dan 1000’in üzerinde bir seviyeye ulaştı. 13,2 milyon turistten, geçtiğimiz yıl 53,2 milyon turisti gördük. Salgın sebebiyle turizmde yaşanan sıkıntıları çözmek için tüm imkanlarımızla gayret gösteriyoruz. Döviz rezervimiz 28 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktı. Bir ara bu rakam 135 milyar dolara kadar yükselmişti.
PARTİ KURMUŞ BİZE EKONOMİ DERSİ VERİYOR: IMF meselesi, IMF’e olan borcumuz biz göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolardı. Biz bunu 2013 Mayıs’ında sıfırladık. Ama birileri de avucunu ovuşturuyor, ana muhalefet partisi. IMF’e gidecekmişiz. Boşuna avucunuzu ovuşturmayın. IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi, o zamanın ekonomiye bakan zat geldi bana, Sayın Başbakan’ım verelim mi bu borcu dedi, bugün dedim borç alan yarın talimat alır. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bir defa bunu herkesin görmesi lazım. Faiz ödemelerinin milli gelirimize oranını yüzde 14,4’ten, yüzde 2,3 seviyesine indirdik. En düşük memur maaşını 4 bin 188 liraya, asgari ücreti 2 bin 353 liraya çıkardık.
FELSEFE YAPMIYORUM: Ben felsefe yapmıyorum, rakamlarla konuşuyorum… Tarım sektörüne yaptığımız destek ödemelerini yıllık 1.8 milyar liradan 22 milyar liraya çıkardık. Eğitimden sağlığa bu rakamları çeşitlendirmek mümkün.
FAİZ İNŞALLAH DAHA DA DÜŞECEK: Türkiye’nin yıldız olmasından rahatsız olanlar her seferinde üzerimize geldiler. Başka hiçbir ülkeye yönetilmeyen tehditler bize savruldu. Terör örgütlerinden darbecilere her türlü araçla bize yöneldiler. Hepsini üstesinden geldik. 2019 yılı yeniden dengelenme yılı oldu. Enflasyonu yüzde 11.8 seviyesine indirdik. Ülkemiz pazar ve ürün çeşitliliğini arttırdı. İhracatta 180 milyar doların üzerine çıkarak yeni bir başarıya imza attı. Cari işlemler dengesi 2001 yılından beri ilk defa fazla verdi. 2019 yılının son çeyreğinde yeniden güçlü yürüme politikasına döndü. Bu güçlü bir patikaydı ama inşallah caddeye dönüştüreceğiz. Kur saldırılarının etkisiyle yüzde 24’e çıkan Merkez Bankası politika faizi yüzde 8 bandına geriledi. Hamdolsun inşallah daha da düşecek. Yatırımcı güçlü şekilde yatırımlarını yapabilsin. Yüzde 25’lere çıkan iç borçlanma faizini 9.72’ye kadar gerilettik.
TÜM ARAÇLARLA ENFLASYONU İNDİRDİK: G20 ülkeleri arasında OECD ülkeleri arasında da ikinci en yüksek büyüme performansı seyreden ülke olduk. Bir taraftan kur üzerinden yapılan saldırlar, bir taraftan kurun enflasyona olan etkisiyle haksız kazanç elde etmek isteyenlere karşı mücadele ettik. Kur ataklarıyla tüm araçlarımızda mücadele etmeseydik enflasyonu yüzde 25’lerden bugünkü seviyelere getirebilir miydik? Türkiye ne zaman bölgesel adım atsa hesaplaşma görüyoruz.
BİRİLERİ GAZEL ÜRETİR BİZ İŞ: Aldığımız yerinde kararlarla salgın sürecini ülkemiz başarıyla yürüten ülkelerden biri oldu. Dün Gebze’deydik TÜBİTAK ve bağlı kuruluşun tesisinin açılışını yaptık. Durmuyoruz ve bu hafta sonu başka açılışlarla başka şehrimizde olacağız. Şehir hastaneleri açılışı yapacağız. Durmak yok yola devam. Birileri gazel üretir, biz iş üretiriz. Farkımız bu.
SALGIN CİDDİ EKONOMİK SONUÇLAR ÜRETİYOR: Ülkemiz milyon kişi başına düşen vaka sayısında 72, ölüm oranında 57’nci sıradadır. Ülkemiz en az hasarla atlatan ülkelerden biri olacaktır. Salgın sadece insan sağlığını tehdit etmiyor, ciddi ekonomik sonuçlar da doğuruyor. Salgın nedeniyle uluslar arası ticaret aksamıştır. 2020 yılı ilk yarısında dünya genelinde büyük üretim kayıpları, işsizlik oranlarında yükseliş ortaya çıkmıştır. IMF 2020 yılı için daralma beklentisini yüzde 3’ten 4.4’e yükseltmiştir… 2020 yılı çeyreğinde ABD ve Euro bölgesi ekonomisi daralma göstermiştir. ABD’de işsizlik oranı yüzde 25 seviyesine ulaşmıştır.
EKONOMİ TOPARLANMA SİNYALLERİ VERİYOR: Türkiye ekonomisi de salgından kısa vadede olumsuz yönde etkilenmiştir. Aldığımız tedbirler, şoklara karşı dayanıklılığımızla ekonomimizi hızla toparladık. Salgının kontrol altın alınmasıyla dünya ile paralel şekilde normalleşme adımları attık. İyileşme başladı. Haziran ve temmuz aylarında bunları gözlemliyoruz. Bu aylara ait öncü göstergeler ekonomide toparlanma sinyalleri veriyor.
13’ÜNDE KURULUŞ YIL DÖNÜMÜMÜZ: Ayın 13’ünde partimizi kuruluş yıl dönümü etkinliklerini yapacağız. Orada yapacağımız konuşmada da kuruluşundan bu yana neleri ürettik, bunları tüm milletimle paylaşacağız.