Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, Covid-19 pandemisinin gölgesinde başlayan 2020-2021 eğitim öğretim yılı 18 Haziran Cuma günü karnelerin dağıtılmasıyla sona erdiği dünyanın pek çok ülkesinde sağlık ile birlikte eğitim sorunları öncelikli olarak ele alınmış ve öğrencilerin pandemi sürecinden en az etkilenmesi için tedbir arayışına girildiği kaydedildi.
Açıklamada, bir tarafta hem tablete hem bilgisayara hem de akıllı telefona erişen öğrenciler, diğer tarafta herhangi bir cihaza sahip olmayan öğrencilerin bulunduğu, Türkiye'nin 2020-2021 eğitim öğretim yılında okulları en uzun süre kapatan ülkeler arasında olduğu ileri sürüldü.
Salgın süreci ile birlikte eğitimde var olan mevcut eşitsizlikler ve adaletsizlikler daha da derinleştiği savunulan açıklamada, pandemi riskine karşı uzaktan eğitime geçilmesi ile her çocuğun eşit bir şekilde faydalanması gereken eğitim hakkına ulaşmasının güçleştiği vurgulandı.
Pandemi sürecinde uygulanan uzaktan eğitimden istenilen verimi elde etmediği savunulan açıklamada gerekli tedbirler alınarak yüz yüze eğitime dönülmesi çağrısı yapıldı.
Hükümetin pandemi sürecinde yeteri tedbir almamakla suçlandığı açıklamada eğitime ayrılan bütçenin yetersiz olduğu vurgulandı ve bu süreçte en az 157 öğretmen ile idari personelin yaşamını yitirdiğini iddia edildi.
Hakkari'de öğrencilerin yüzde 50'nin uzaktan eğitim sürecine dahil olmadığına dikkat çekilen açıklamada, kentte eğitim alanında yaşanan sorunlar şu şeklide sıralandı
* Okul öncesi eğitimin kurumlarının bakıcılık hizmeti veren kurumlar olarak görülmesi,
* Öğrencilerin yaklaşık yarısının uzaktan eğitime erişmek için gerekli kişisel elektronik cihazlara sahip olmaması
* İl - İlçe merkezlerinde birçok mahallede internete erişimde sorunların yaşanması veya internet erişiminin hiç olmadığı köylerin olmasının yarattığı mağduriyetler
* Çocukların taşıyıcı olduğu halde öğretmenlerin aşılanmadan çalışmaya devam etmesi,
* Çalışan ebeveynlere dönüşümlü çalışma hakkı verilmemesinden dolayı okul öncesi eğitim kurumlarında çalışanların sağlıkları tehlikeye atılması.
* Okullarda yeterli sayıda temizlik personelinin bulunmaması,
* Temel eğitim düzeyinde özellikle 1. Sınıf öğrencilerine yönelik verilen eğitimin uzun süre uzaktan yapılmasından kaynaklı oluşan kayıplar ,
* İYEP uzun süre askıda kalmasından kaynaklı öğrencinin yeterli düzeyde eğitime ulaşamaması ve akranlarıyla arasındaki akademik farkın daha da artması
* BEP desteği alan öğrencilere verilen uzaktan eğitimin yetersiz kalmasıyla akademik başarısının daha da düşmesi,
* Özel eğitimde herhangi bir tedbir alınmadan eğitimin yüz yüze devam etmesiyle öğretmen ve öğrencilerin riske atılması
* 8. Sınıf öğrencilerinin yüz yüze eğitimden uzak kalmalarına ve uzaktan eğitime çoğunun erişememesine rağmen Türkçe dersi hariç diğer derslerde kazanımların azaltılmaması
* Uzaktan eğitimde fırsat eşitsizliğinin daha da derinleşmesi
* Bazı seçmeli derslerin “zorunlu seçmeli ders” velilere ve öğrencilere dayatılması
* İşkur’a bağlı personel alımlarının gecikmesinden dolayı okullardaki temizlik yükünün az sayıda hizmetli personele yüklenmesi
* 16 Mart 2020 tarihinden bu güne uzaktan eğitim sürecinden dolayı 8 ve 12. Sınıflarda sınavlara hazırlık sürecinin aksamasına rağmen LGS ve YKS’nin ısrarla yapılması ve sınav içeriğinin oluşan olumsuz koşullara göre öğrencilerin düzeyine göre güncellenmemesinin yarattığı sınav mağduriyetleri
* Taşımalı olan okullarda okuyan öğrencilere hafta sonu DYK ve telafi programları sürecinde servis hizmetinin verilmemesi
* Eğitim emekçilerinin her geçen gün yaşanan hak kayıpları, artan oranlı vergi dilimi enflasyon karşısında maaşlarda yaşanan erimeler gibi sorunlardan kaynaklı yaşadıkları geçinememe sorunu
* Ek derslerin zamanında yatırılmaması ile ilgili bankaların keyfi tutumlarının yarattığı mağduriyetler
* Eğitim-Öğretim faaliyetlerine şekilsel yaklaşmadan dolayı daha çok kağıt üzerinde ve hiçbir sorun yokmuş gibi yaratılmak istenen algıların yarattığı kayıp
* Yüz yüze eğitime geçildiği süreçlerde uzaktan eğitime hiçbir şekilde dahil olmamış öğrenciler için bir telafi programının hazırlanmaması
* Öğretmenlik mesleğinin kamuoyunda kimi çevrelerce itibarsızlaşmasına karşı MEB olarak yeterince tepki oluşturulmaması
* Köy okullarımız başta olmak üzere birçok okulumuzda fiziki ve altyapı yetersizliklerin olması
