Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri başlayan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine dair öneri ve taleplerine ilişkin sendika Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, 2022 eğitim bütçesinin, öğrencilerin ve eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadığı sorunlara çözüm üretmekten uzak bir yaklaşımla hazırlandığını ifade etti. Okullarda, üniversitelerde ve diğer eğitim kurumlarında yaşanan eşitsizliklerin ve en temel ihtiyaçların görmezden gelindiğini ifade eden Kurul, “Bu koşullarda sadece zorunlu harcamaların dikkate alındığı bir bütçe hazırlanmıştır. Eğitim bütçesinin her yıl oransal olarak arttığı söylense de MEB bütçesinin milli gelire oranı yüzde 2,6’dan yüzde 2,4’e; yükseköğretim bütçesinin milli gelire oranı ise yüzde 0,8’den, yüzde 0,73’e gerilemiştir. Eğitim bütçesine ilişkin sayısal veriler her yıl bütçe döneminde en çok payı eğitime ayırdıklarını iddia edenleri açıkça yalanlamaktadır” diye konuştu.

‘EĞİTİM PAYI MÜTEAHHİTLERE ÖDENDİ’

Eğitim emekçileri için ayrılan ödeneklerin müteahhitlere ödendiğinin altını çizen Kurul, “Eylül 2021’de yayınlanan 2020 yılı Sayıştay Genel Uygunluk Bildirimi Raporu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020 yılı bütçesiyle ilgili olarak 5018 sayılı Kanun’a aykırı işlemler yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020 yılındaki ödeneklerinin yaklaşık üçte birine yakın bir kısmına el konularak yedek ödenek adı altında sırasıyla Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na 25 milyar TL’ye yakın; Karayolları Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı’na ağırlıklı olarak müteahhit ödemeleri için olduğunu öngördüğümüz yaklaşık 21.5 milyar TL aktarıldığı belirtilmiştir" dedi.

‘EĞİTİM EŞİTSİZLİĞİ ARTARKEN ÇÖZÜME DAİR BİR POLİTİKA YOK’

Pandemi koşullarının 2022 bütçesinde görmezden gelindiğini belirten Kurul, MEB’in 2022 yılı bütçe teklifinin; program, alt program ve yüzeysel performans kriterlerine indirgendiğini ve eğitim sisteminin gerçek sorunlarından uzak bir yaklaşımla hazırlandığına dikkat çekerek, “MEB bütçesinde eğitimde giderek artan eşitsizlikleri azaltacak ve eğitime erişim sorununa çözüm üretecek bir politika yoktur. Yoksul çocukların, anadili farklı olan çocukların, toplumsal cinsiyet rollerine sabitlenen kız çocuklarının, göçmen çocukların sorunlarına çözüm üretecek bir bütçe anlayışı ortaya konulmamıştır” dedi.

‘BÜTÇE 20 YIL ÖNCESİNDEN BİLE AZ’

Kurul, eğitim yatırımlarının ihtiyaç oranında arttırılmadığını da belirterek şöyle devam etti:

“2002-2022 yılları itibarıyla MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın gelişim seyri, her fırsatta ‘Bütçeden aslan payını eğitime ayırdık’ diyenlerin halkı nasıl yanılttıklarını açıkça göstermektedir. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay, 2022 yılında, 20 yıl öncesinin yarısına

yaklaşamamıştır. Tüm dünyada salgınla mücadele sürecinde eğitime ek bütçe ayrılırken, Türkiye’de ek bütçe ayırmak bir yana, 2021 yılında 11 milyar 301 milyon TL’lik yatırım bütçesinin ilk altı ay içinde sadece yüzde 13’ünün harcanmış olması, MEB’in eğitim yatırımları bütçesi üzerinden tasarruf yapıldığını göstermektedir.”

TALEPLER

2 milyona yakın öğrenci okul öncesinde 2 milyona yakın öğrenci okul öncesinde

Eğitim Sen Başkanı Prof. Dr. Kurul, açıklamanın devamında sendika olarak bütçeye ilişkin taleplerini şöyle sıraladı;

“-MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına çıkarılmalıdır. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, özel okullara aktarılacak kaynaklar devlet okulları için kullanılmalıdır.

-Eğitim ve yükseköğretim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşulları göz önünde bulundurularak yeniden güncellenmeli, bütün okullara ve üniversitelere ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır. Eğitim bütçesinden yatırımlara ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalı, okul binaları ve derslik gereksinmesi karşılanmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller derhal iptal edilmelidir.

-Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır. Eğitim ve bilim emekçilerinin satın alma gücünde ve ücretlerinde yaşanan kaybın giderilmesi için maaşlarda yaşanan erimeyi karşılayacak oranda ek zam yapılmalıdır. Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergesi 3600’e çıkarılmalıdır. Eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır.

-Okullarda ve üniversitelerde güvencesiz istihdam uygulamalarına, esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, statü farkı gözetmeksizin güvencesiz istihdam edilenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir. 2022 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, sosyal yardımlara günün koşullarına uygun ve ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır."