Armağan Çağlayan’ın YouTube üzerinden yaptığı “Gör Beni” programına konuk olan Başak Demirtaş, “Onu sadece bir eş olarak görsem onun akşamları evde olmasını isterdim. Selahattin, aynı zamanda benim için de mücadele eden bir siyasetçi. Selahattin normal bir avukat olabilirdi, normal bir aile nasıl yaşıyorsa biz de öyle yaşayabilirdik ama mutlu olamazdık. Yanı başımızda insanlar haksızlığa uğradıkları zaman buna kayıtsız kalamazdık” dedi.
Armağan Çağlayan’ın sorularını yanıtlayan Başak Demirtaş eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı anlattı. Demirtaş, “Selahattin’e oy verenler, onu sevenler onu çok merak ediyorlar. Ben bu dönemde, belki elçilik yapıyorum diyebilirim. Normalde, pek görünmeyi sevmezdim ama bu dönemlerde görünür olmak bir sorumluluk oldu. İnsanların, Selahattin’den gelecek bir haberi merak ettiklerini görünce ben de elçilik görevimi yerine getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Kendisinin de öğretmen bir annenin çocuğu olduğunu söyleyen Armağan Çağlayan’ın “Zor bir öğretmen misiniz?” şeklindeki sorusunu gülerek, “Çocuklara sormak lazım” diye yanıtlayan Demirtaş, “Zor bir öğretmen olduğumu düşünmüyorum. Bir keresinde küçük kızım Dılda ders verdiğim sınıfa gelmişti ve kendi sınıfıyla karşılaştırınca öğrencilerin rahatlığına çok şaşırmıştı. Sanırım fazla özgürlükçüydüm” şeklinde devam etti.
Daha önce de siyaseti sürekli takip ettiğini ama aktif siyasete ilgi duymadığını söyleyen Başak Demirtaş, eşiyle tanıştığı günleri ise “Selahattin’e aşık olduğumda 16 yaşımdaydım. Platonik bir aşktı ve duygusu çok güzeldi. Uzaktan uzağa ona bakardım, hayaller kurardım” sözleriyle anlattı.
Başak Demirtaş, evlilik hayatıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Selahattin hep yoğundu. Aktif siyasete girmeden önce İnsan Hakları Derneği Diyarbakır şubesinde görev aldı. Hep özlenen bir eş ve özlenen bir baba oldu. Selahattin eve geldiğinde her şeyi birlikte yapardık. Pazara, markete birlikte gider, birlikte yemek yapardık. Diyarbakır sokaklarını gezerdik birlikte. Çocuklarla ilgilenirdi. Selahattin bazen evde sadece bir gün kalırdı. Kızımız Dılda küçükken bir keresinde babasına, ‘Baba, bu akşam bizde kalacak mısın’ demişti”
Armağan Çağlayan’ın, “Gelecekten ne bekliyorsunuz” üzerine Başak Demirtaş, “Güzel, demokratik, barışın olduğu bir Türkiye hayal ediyorum. Kimsenin düşüncelerinden dolayış tutsak olmadığı, haksızlığa ve hukuksuzluğa uğramadığı, kadınların özgürce yaşadığı, ayırımcılığa uğramadığı, kimsenin dilinden, dilinden, ırkında dolayı ötekileştirilmediği, kutuplaşmanın olmadığı bir ülkede yaşamayı hayal ediyorum” dedi.
Başak Demirtaş, Edirne’ye taşınmayı düşünüp düşünmediği şeklindeki bir soruyu da, “Bizim orada olmamız Selahattin’i daha fazla görmemizi sağlasaydı hiç düşünmeden” şeklinde yanıtladı.