Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde düzenlenen Barış Mitingi'ne yönelik IŞİD saldırısında ihmali bulunan kamu görevlilerinin araştırılması talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne araştırma önergesi sundu.
Önerge, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli tarafından hazırlanırken, önerge lehine söz alan DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, 10 Ekim Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçtiğine dikkat çekerek, saldırının barış mücadelesinde sembol bir yere sahip olduğunu vurguladı.
“Umduğumuzdan, olması gerekenden başka şekilde simge hâline geldi barış mücadelemizde. Bu coğrafyanın halklarının ortak barış mücadelesinde 10 Ekim çok başka bir simge hâline geldi.” diyen Çubuk, miting alanında yaşanan ihmalleri de tek tek sıraladı.
"Ambulanslar Alana Giremedi, Yaralılar Battaniyelerde Taşındı"
Katliamın hemen ardından yaşananlara dikkat çeken Çubuk, sağlık ekiplerinin alana ulaşmasının engellendiğini belirtti.
“Ambulanslar TOMA'ları, polis otobüslerini geçerek alana gelemediler. İnsanlar kucaklarında battaniyelerle, yollardan çevirdikleri araçlarla yaralıları hastaneye taşıdı. O biber gazı saldırısı nedeniyle bizim kaybettiğimiz insan sayısı arttı.” dedi.
"Öfkemizi Kontrol Ederek Geldik"
Konuşması sırasında AKP sıralarındaki milletvekillerine de tepki gösteren Çubuk, “Biz burada çok zor bir günün, çok zor bir konuşmasını yapıyoruz. Halkların barışı için öfkemizi kontrol ederek getirdiğimiz bir önerge bu. Ciddiye alıp dinlemek bile zor geliyor” ifadelerini kullandı.
"IŞİD Suçsuz Sayıldı"
Katliamın yargı sürecine de sert eleştiriler yönelten Çubuk, sorumluların cezalandırılmadığını, adaletin sağlanmadığını söyledi.
“Delilleri toplayan Emniyet ya da savcılık değildi; 10 Ekim avukatları dosya dosya dolaştılar. Ama ne oldu? Örneğin IŞİD’li Erman Ekici, insanlığa karşı suç yönünden beraat ettirildi. Yani IŞİD insanlığa karşı suç işlememiş sayıldı. Bu, suçların üzerini örtmek için üretilmiş yeni bir gerekçedir.”
Çubuk, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“10 Ekim’in de, Suruç’un da, katledilen her canın da adaleti bizim sorumluluğumuzda. Onlara verdiğimiz barış sözü bizim sözümüzdür.”
