Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, Ocak ayında İstanbul’da Gökhan Güneş, geçtiğimiz günlerde ise Ankara’da 3 üniversite öğrencisinin kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce kaçırılmasını Meclis gündemine taşıdı.

Özel, tatmin edici bir soruşturma sürecinin yürütülmemesi nedeniyle devlet içinde hukuk dışı yöntemlere başvuran bir grubun olup olmadığının belirlenebilmesi, ifade özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalar ve artan insan hakları ihlallerinin nedenlerinin araştırılması amacıyla Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu.

Önergenin gerekçesinde, “Türkiye’nin 12 Eylül askeri darbesinden sonra karşılaştığı ‘gözaltında kayıp’ gerçeği, 1980’ler ve 1990’larda işkence ve farklı insan hakkı ihlalleriyle devam etmiştir. Türkiye’nin yakın tarihi ne yazık ki faili meçhul cinayetler, gözaltında kayıplar, işkenceler ve işkencede ölümler ile doludur. 3 Kasım 2002 günü iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi, hak ihlallerine yönelik olarak ‘işkenceye karşı sıfır tolerans’ ve ‘güvenlik-özgürlük dengesi’ olarak tanımladığı bir politika yürüteceğini iddia etmişse de, iktidarının ilerleyen yıllarında anayasal haklara dahi müsamaha göstermeyen, farklı görüş ve düşüncelere yaşam hakkı tanımayan otoriter bir yönetim anlayışına bürünmüştür” ifadelerine yer verildi.

Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli

İŞKENCE İDDİALARI, TECAVÜZ TEHDİDİ
Önergenin devamında şunlar kaydedildi: “Yakın tarihte yaşanan kötü örneklerden farklı olarak, bir süredir vatandaşlarımızın kaçırıldıkları, kaçırıldıktan bir süre sonra bırakıldıkları olaylar artmıştır. İstanbul Başakşehir’de 20 Ocak günü işine giderken, kimliği henüz belirlenemeyen kişiler tarafından kaçırılan, 6 gün sonra gözleri bağlı biçimde bırakılan Gökhan Güneş, bu süre zarfında elektrik verme, kaba dayak, soğuk suyla ıslatarak şiddet uygulama, tecavüzle tehdit edilme gibi işkencelere maruz kaldığını, kendisine işbirliği teklifi yapıldığını belirtmiştir. Bu olaydan neredeyse 1 ay sonra, 18 Şubat günü bu kez Ankara’da, evlerinin önünde üniversite öğrencileri Berke Ayduğan, Uğurcan İnal ve Sena B., kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılmış, bu kişilerden Uğurcan Pursaklar’da, Ali Gölbaşı’nda, Sena ise Sincan’da bırakılmışlardır. Mafya yöntemi tarzı bu uygulamalar, kamuoyuna yansısa da etkin bir soruşturma yürütüldüğüne ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Öğrencilerden Ayduğan, ‘Birkaç soru soracağız diye arkadaşımdan uzaklaştırdılar. Yaka paça arabaya bindirdiler. İki saat boyunca tehdit ederek fiziksel şiddet uygulayarak arabayla dolaştırdılar’ ifadesini kullanmış, öğrencilerin ‘Boğaziçi Eylemlerine katılmayacaksınız’ diye tehdit edildikleri belirtilmiştir.