HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın da katıldığı toplantıda, milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun durumu ve HDP’ye açılan kapatma davası ele alınıyor.

Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli

Buldan ve Sancar, MYK toplantısına ara vererek mevcut durumu değerlendirmek üzere basının toplantısı düzenledi.

Buldan, “Bizim oy oranımız yüzde 11,5-12 idi, dün akşam itibariyle bizim oy oranımız yüzde 20’lere yükseldi, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Hem HDP’yi kapatma hem de vekillikleri düşürme konusu sadece HDP’yi ilgilendiren bir konu olmamalıdır. Bugün bize yapılan yarın mutlaka size yapılacaktır. İşte şimdi bu haksızlıklara hep birlikte karşı durmak hepimizin görev ve sorumluluğudur” dedi.

Buldan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Biz Türkiye toplumunun Türkiye halklarının gerçek gündemiyle ilgilenen bir partiyiz. Bugün halkın gündemi açlık, sefalet, yoksulluktur. İşçinin, esnafın, kadının yaşadığı zulümdür. AKP'nin yapmak istediği şey bu gündemi değiştirmek ve bu gündem üzerinden partimizi kriminalize etme çabalarından öteye gitmeyeceğini ifade etmek isterim. Halkın gündemleri arasında bunlar ve bir de tecrit vardır.

Kürt sorununu şimdiye kadarki çözümsüzlüğünden kaynaklı sadece İmralı cezaevinde Sayın Öcalan'a dair değil tüm Türkiye tecrit altına alınmak istenmektedir. Partimize açılan kapatma davası da aslında bu amaçla açılmıştır. Tecrit bir insanlık suçudur. Ülkenin gerçek anlamda bir demokrasiye, barışa, özgürlüğe ihtiyacı vardır. Biz diyoruz ki ne yaparsanız yapın biz inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz. Yani halkımızın gerçek gündemleriyle ilgilenmeyi kendimize bir yol olarak seçtik ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz.

Demokrasi güçlerine çağrı

Bu mesele sadece HDP’nin meselesi olmaktan çıkmak zorundadır. Hem HDP’nin kapatılması konusu hem de milletvekili arkadaşlarımızın vekilliklerinin düşürülmesi konusu sadece HDP’yi ilgilendiren mesele olmamalıdır. Tüm demokrasi güçlerine çağrıda bulunuyorum bugün bize yapılan yarın mutlaka size yapılacaktır. İşte şimdi hep birlikte bu haksızlıklara hukuksuzluklara karşı çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Biz AKP hükümetine seçimlerde önümüze konulacak ilk sandıkta elbette ki derslerini vereceğiz. Ancak şimdiden demokrasi güçlerinin bir araya gelerek AKP hükümetine bu fotoğrafı vermenin zamanı gelmiştir ve geçiyor.

‘Hiç kimse enseyi karartmasın’

Bu ülkede artık hiç kimsenin haksızlığa uğramayacağı, yok sayılmayacağı ve cezaevlerinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu kalmayacağı ortamı yaratmak hepimizin görevidir. Şimdi halkımıza, parti çalışanlarımıza, il ve ilçe örgütlerimize buradan sesleniyorum, hiç kimse enseyi karartmasın, hiç kimse herhangi bir kaygıya, şüpheye kapılmasın. Halkların Demokratik Partisi var olduğu sürece halkların yanında olmaya ve demokratik siyaseti yürütmeye devam edecektir.

Newroz çağrısı

Şimdi önümüzde Newroz var. Büyük moralle bayramımızı kutlamaya çalışıyoruz. Tüm Türkiye halklarımızı Newroz’da halay çekmeye, demokrasiyi birlikte savunamaya çağrı yapıyor. Newroz Piroz be.”

Mithat Sancar: HDP, onlar için en büyük engel

Pervin Buldan sonra konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şöyle konuştu:

“Çözümsüzlük patikası bu ülkeyi karanlığa ve felaketlere sürüklüyor. Bunun pek çok göstergesi ve örneği önümüzde duruyor. 2015’ten bu yana sürdürülen siyasi darbe oparasyonu derinleşerek devam ediyor. Siyasi darbe süreci esas itibariyle HDP üzerinden yürütülse de hedef Türkiye’de demokrasi, özgür gelecek inancını yok etmektedir. Açıkça söylemek gerekiyor, siyasi darbe operasyonunun çeşitli aşamalardan geçerek geldiği nokta faşizmi kurumsallaştırmak ve tamamen yerleştirmektir.

HDP’ye dönük baskılar ve şimdi yapılan bu yeni hamleler esasen bu yolda kendilerine en büyük engelin kim olduğunu da açıkça ortaya koyuyor. HDP bu yolda, taviz vermeyen duruşuyla demokratik siyasetteki ısrarıyla çözüm politikalarındaki inadıyla bu iktidarın ilerlemesinin önünde, başarmasının önünde, hedeflerine ulaşmasının önünde en büyük güç olduğunu göstermiştir. Daha önce darbe operasyonu aşamasında arkadaşlarımız tutuklandı. O günden bu yana sayısız belediye başkanımız görevden alındı. Sayısız yoldaşımız, çalışanımız zindanlara tıkıldı. Umdular ki HDP bitecek, eriyecek ama tam tersi oldu. Çünkü HDP, tek tek şahıslardan ibaret değildir. HDP halktır. Halkı bitirmek mümkün olsaydı bugüne kadar bütün diktatörlükler yaşıyor olacaktı. Ama tarihe dönüp baktığınızda hiçbir diktatörün kendine biçtiği ebedi ömrü yaşayamadığını göreceksiniz.”