Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin genel merkezinde Kadın Meclisi ile bir araya geldi. Yeni dönem yol haritalarını belirleyecekleri toplantıdan önce basına açıklama yapan Buldan, “Ülkenin doğusundan batısından, kuzeyinden güneyine bütün kadınlarla el ele verdiğimiz çalışmalarla mücadeleyle başaracağımıza yürekten inanıyoruz. Biz kadınlar ortak ve eşit yaşamın sıcak iklimi ile bu ülkeyi kuşatacağımıza da canı gönülden inanıyoruz” dedi.
Buldan, “İçinde bulunduğumuz ay partimize ve birlikte siyaset yürüttüğümüz arkadaşlarımıza yönelik 4 Kasım siyasi darbesinin gerçekleşmesinin 5’nci yıl dönümü. Eşitlikçi, demokratik siyasetimizin güçlü yükselişi karşısında demokratik ve hukuki yollardan mücadelemizi geriletemeyen AKP iktidarı, Eş Genel Başkanlarımız Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere 11 milletvekili arkadaşımızı onlarca yönetici arkadaşımızı ve belediye eş başkanlarımızı tutuklayarak partimize dönük bir darbe girişimi başlattı. Hukuk dışı her türlü yöntemle partimize yöneldiklerini hep birlikte gördük ve buna tanıklık ettik. Bu tutuklamalarla beraber partimize ve bileşenlerimize dönük operasyonlarda 10 binin üzerinde arkadaşımız gözaltına alınıp tutuklandı” dedi.
‘HDP SİYASETE YÖN VEREN PARTİDİR’
Kazandıkları bütün belediyelere kayyım vasfıyla el konulduğunu ve belediye eş başkanlarının tutuklandığını söyleyen Buldan, yürüttükleri mücadeleyi tasfiye etmeyi amaçladıklarını belirtti. Buldan, “Beş yıldır arkadaşlarımız sürgünde, bizler dışarıda büyük yürüğümüze devam ediyoruz. Özgürlüğe, halkların eşitlikçi, demokratik adil iktidarına her zaman olduğundan çok daha yakındır. HDP artık bu ülkede siyasete yön veren, değişim gücü konumuna gelmiş, bu ülkeyi yönetmeye aday bir halk partisidir aynı zamanda bir kadın partisidir” dedi.
‘KENDİ ÇÖKÜŞLERİ İLE BAŞ BAŞA KALDILAR’
“Darbeyi gerçekleştirenlerin kendi çöküşleri ile baş başa kaldığını belirten Buldan, konuşmasına şöyle devam etti. Şu anda ülkeyi değil, tamamen kendi çıkar ve rantlarını yönettiklerini biliyoruz. Halkı ortaya koydukları çoklu krizlerle baş başa bırakıp halkın bu krizlerin altına ezilişini yalanlarla örtbas etmeye çalışıyorlar. Ortaya koydukları ekonomik sefalet ortamını Avrupa, Amerika saadetimize şaşırıyor yalanları ile utanmadan silikleştirmeye çalışıyorlar. Sefalet ücretlerine mahkum ettikleri binlerce işçiyi, emekçiyi, emekliyi, kadını evini az ısıtıp, az ye telkinleriyle sefalete alıştırmaya çalıştıklarını çok iyi biliyoruz.”
‘ÇÜRÜMÜŞ SİYASETLE ÜLKEYİ YAĞMALIYORLAR’
“Gaspçı kayyımları bütün belediyelerimizde Sayıştay raporlarıyla da belgelendikleri üzere yolsuzluk ve yağmalamalarını yönetiyorlar. İşte onların partimize darbe yaparken amaçladıkları tam da buydu. Bizim onurlu demokratik siyasetimizi önlerinde engel olmak çıkarıp, çürümüş siyasetleri ile ülkeyi rahat bir şekilde yağmalamaktır. Bu talan ve yağma siyaseti ile çözüm siyasetimize karşı ayrımcı siyasetleriyle ülkede bugün sosyal, toplumsal, ekonomik çöküşü ortaya koydular. Başta kadınlar olmak üzere toplumun tamamını bir şiddet sarmalının içine hapsettiler. Bugün itibariyle açlık sınırı 3 bin 628 lira iken yoksulluk sınırı 10 bin TL’nin üzerine çıkmıştır. TÜİK’in yalanlarını bir kenara bırakırsak gerçek enflasyon yüzde 50’ye dayanmış durumdadır. Halkı yoksulluğa mahkum eden AKP iktidarı, en çok da kadınların bu ağır koşullar altında ezilmesine olanak sunmuştur. Güvencesiz işlerde emeği sömürülen kadınlar ekonomik olarak bu ülkenin en çok kaybeden kesimidir.”
‘ERKEK YARGIDAN DOLAYI KADINLAR KATLEDİLİYOR’
“Ekonomik ve sosyal olarak kadını erkeğe bağımlı tutmak isteyen AKP İktidarı kadının yaşam güvenliğini de erkeğe bağımlı tutmaktadır. Her gün korunamamaktan, erkek yargı kararlarından dolayı kadınlar katledilmektedir. Çünkü bu iktidarın kafasında İstanbul Sözleşmesi gibi kadının yaşam hakkını dert edinen, kadının yaşam hakkını koruyan bir düşünce sistemi yoktur. İstanbul sözleşmesini uygulamak yerine fesih ederek kadınların yaşam güvenliğini sağlamayı hedefleyen bir sözleşmeyi fesih etmek en üst makamdan, bizzat AKP genel başkanı tarafından kadınlara karşı işlenmiş bir suçtur. AKP Genel Başkanı şimdi de çıkmış İstanbul Sözleşmesini yani kendi yaşam hakkını, hukukunu savunan kadınlar için ‘sapkın’ deme cüretini göstermiştir. İşte faşizm, işte tekçilik, işte kadına yönelik eril şiddet tam olarak da budur. Haklarını savunan kadınları yaftalamak, kadınlara hakaret etmek bütün kadınlar adına buradan sesleniyorum; hiçbir kadının onurlu duruşuna ve tavrına hakaret etme hakkınız yoktur.”
‘İKTİDAR İLK SEÇİMLERDE GİDECEK’
“İçerisinde bulunduğumuz ay aynı zamanda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ayıdır. Biz her zaman olduğu bu ayda eylem ve etkinlilerimizle yurdumuz ve bütün dünya kadınlarıyla birlikte kadına yönelik şiddete hayır diyeceğiz. 25 Kasım haftası dolayısıyla parlamentoda kadın gurubumuzu toplayacağımızı da belirtmek istiyorum. Grup kürsümüzden kadınların sözünü söyleyeceğiz ve haklarını bir kez daha savunacağız. Diktatörlüğe karşı verilen bir kadın mücadelesi sonucu sembolleşen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü bugün demokratik kadın mücadelesi yürüten biz kadınların mücadelesinde hala devam etmektedir. Bu iktidar ilk seçimlerde yıkılıp giderken, arkasında bıraktığı en büyük enkaz kadına yönelik suçlar olacaktır. Biz kadınlar bu suçların hesabını mutlaka ama mutlaka adalet önünde ve ilk seçimlerde bu iktidardan soracağız. Kadınlar için ölümcül sonuçları olan bütün bu erkek politikalara karşı kadınların yaşamı, yaşatmayı esas alan barışçıl, eşitlikçi, demokratik iktidarını mutlaka kuracağız.”
‘ERDOĞAN KÜRTLERE SEVİMLİ GÖRÜNMEYE ÇALIŞIYOR’
“Demokratik muhalefete ve Kürtlere karşı verdikleri düşmanca mücadele onları sokağa çıkamaz, halk ile konuşamaz duruma getirdi. Toplumsal açıdan bütün meşrutiyetlerini kaybettikleri özellikle belirtmek istiyorum. Halkın karşısına çıkamayan AKP Genel Başkanı Kürtlerin kapısına gidince artık hiçbir söylemde bulunamıyor. Erdoğan geçen gün gittiği Batman’da Kürt müziği eşliğinde Kürtlere sevimli bir görüntü vermeye çalıştı. Kusura bakmasın ama Kürtlerin iradesine saldırıp, siyasetçilerini yıllardır rehin olarak tutan, kentlerimizi gaspçı kayyımlara yağmalatan, belediyeler bünyesinde açtığımız, Kürtçe açtığımız kreş ve kültür kurumlarını ilk elden kapatan, Kürtçe park ve sokak isimlerini değiştiren, Kürtçeyi bilinmeyen dil olarak tanımlayan bu iktidarı ve bu iktidarın başını Kürt halkı çok iyi tanıyor. Ne Kürtler ne Kürt kadınları, Kürtçe müzik eşliğinde verdiğiniz bu sahte selamı almaz, size yol vermez. Kürt kadınları ilk seçimlerde zafer tililileri çekmeye hazırlanıyor.”
‘SARAYIN BÜTÇESİNİ YAPTILAR’
“Plan bütçe görüşmeleri devam ediyor. Her sene olduğu gibi yine erkek iktidarın yine sarayın bütçesini yaptılar. Yaptıkları bütçede halkın payı yok. Emecinin payı, yoksulun, kadının payı yok. Milletvekili arkadaşlarımız sarayın erkek bütçesine karşı halkın bütçesini savunuyor.”