Buldan, kadınların barışın kurucu öznesi olarak görülmesi gerektiğini vurgularken, sürecin hukuki ve siyasi zemine taşınması için somut adımların gecikmeden atılması çağrısı yaptı.
Kadınların erkek egemen zihniyet karşısında dönüştürücü bir güç olduğunu belirten Buldan, Abdullah Öcalan’ın kadınları “asıl kurucu güç” olarak tanımladığını hatırlattı. Barışın ve demokrasinin kalıcılaşması için kadınların siyasette, toplumsal yaşamda ve çözüm süreçlerinde aktif rol üstlenmesinin hayati olduğunu ifade eden Buldan, “Barış sürecinde en çok kadına güveniliyor. Çünkü savaşı başlatan akıl erkek egemen akıldır” dedi. Son dönemde yaşanan gelişmelerin, özellikle kadınlara düşen sorumluluğu daha da artırdığını belirtti.
Buldan, 1 Ekim 2024’te başlayan sürecin Abdullah Öcalan tarafından “tarihi bir fırsat” olarak değerlendirildiğini aktardı. Bu fırsatın doğru yönetilmesi halinde yüz yıllık çatışmanın sona erebileceğini ifade eden Buldan, aksi durumda ciddi risklerin ortaya çıkabileceği uyarısına dikkat çekti. Öcalan’ın küresel, bölgesel ve yerel düzeyde kapsamlı bir okuma yaptığını belirten Buldan, silahların tamamen devre dışı kaldığı, çatışma zemininden hukuki ve siyasi çözüme geçilen bir sürecin hedeflendiğini söyledi.
Kürt meselesinin Meclis’te çözülmesi, demokratik bir cumhuriyetin inşası, yerel demokrasi ve kadın özgürlüğü alanlarında değişimin Öcalan’ın temel beklentileri arasında yer aldığını dile getiren Buldan, toplumun ve siyaset kurumunun sürece aktif biçimde sahip çıkmasının da kritik olduğunu vurguladı. “Umudun kaynağı toplumun kendisidir” diyen Buldan, Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel birlikteliğinin ve ortak kader anlayışının güçlendirilmesinin önemli bir zemin oluşturduğunu kaydetti.
Meclis Komisyonu’nun İmralı ziyaretiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Buldan, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine işaret etti. Yapılan görüşmelerin kamuoyuyla daha kapsamlı paylaşılmasının tartışmaların ruhunu yansıtmak açısından önemli olduğunu ifade etti.
Suriye gündemine ilişkin tartışmaların zaman zaman çarpıtıldığını söyleyen Buldan, bu durumdan Abdullah Öcalan’ın da rahatsız olduğunu belirtti. Türkiye’deki sürecin Suriye’deki gelişmelerle karıştırılmasının doğru olmadığını ifade eden Buldan, Kuzey ve Doğu Suriye’deki yönetimin demokratik bir entegrasyona hazır olduğunu ve bunun cesaretlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Komisyon raporlarının tamamlanmasının ardından yeni bir aşamaya geçildiğini vurgulayan Buldan, “Artık barış yasalarını çıkarma ve gerekli yasal düzenlemeleri yapma zamanıdır” dedi. Toplumsal barışın hukuki güvence altına alınmasının birlikte yaşamın temel şartı olduğunu sözlerine ekledi.
