Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleriyle birlikte kente gelen Kurtulmuş ve heyeti, Kürt sorununun çözümüne ilişkin çeşitli temaslarda bulunacak.
Heyetin ilk programı, Dicle Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 2025/2026 Eğitim-Öğretim Yılı Akademik Yıl Açılış Töreni oldu. Öğrencilerin katılımının zorunlu tutulduğu törende ilk olarak Dicle Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencileri sahne aldı. Ardından üniversitenin tanıtımının yer aldığı sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Programın açılış konuşmasını Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat yaptı. Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu da törende kısa bir konuşma gerçekleştirdi.
Törende konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in Güney Lübnan’a yönelik saldırısına değinerek, “İsrail bölgede barış istemediğini bir kez daha ortaya koydu. Bu saldırı, daha önceki saldırılardan farklı değil. Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek istediği açıktır. İsrail’in bu saldırganlığı asla kabul edilemez ve hiçbir kimse tarafından onaylanamaz. Bu saldırı vesilesiyle Lübnan halkının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, İsrail’i en şiddetli şekilde kınıyorum. Bütün bölge halkları olarak uyanmalı ve ortak kimliğimize, geleceğimize sahip çıkmalıyız” dedi.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dikkat çeken Kurtulmuş, Türkiye’nin geleceğine dair mesajlar verdi: “Biz Türkiye’yi önümüzdeki yüzyılın ülkesi haline getirmek zorundayız. 86 milyon olarak üzerimize düşen sorumluluk, Türkiye’yi daha ileriye taşımaktır. Sorumluluğumuz, kendi içimizde barışı sağlayarak, silahları değil özgürlüğün, demokrasiyi, barışı ve birliği konuştuğumuz bir yaşamı inşa etmektir. Türkiye, terörü geride bırakacak ve barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi sağlayarak yoluna devam edecektir.”
“Artık geride kalmalı”
Ortadoğu’daki gelişmelere de değinen Kurtulmuş, “Yaklaşık 103 yıllık tarihimizin 50 yılını terörle mücadeleyle geçirdik ve on binlerce insanımızı kaybettik. Türkiye, bu mücadelede en az 2 trilyon dolar harcadı. Artık bu dönem geride kalmalı. Türkiye, kan dökülmemesini, insanların huzurlu ve barış içinde yaşamasını sağlamak için tüm kapılarını açmış durumdadır ve bu yolda mücadele edecektir” ifadelerini kullandı.
“Bu sefer başaracağız”
Kurtulmuş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Bu sefer başaracağız. Bu sefer barış, kardeşlik, esenlik hakim olacak. Türkiye, esenlik ve kardeşlik istediğini komisyonda ortaya koymuştur. Yaklaşık 130 sivil toplum kuruluşu komisyonda dinlenmiş, herkes fikirlerini ortaya koymuştur. Hepsi ortak bir cümleyi dile getirmiştir: ‘Biz artık bu ülkede çocuklarımızı değil, silahları gömmek istiyoruz.’ Fevkalade demokratik olgunlukla ortaya konulan bu çalışma, nihayete eriyor. Bu topraklarda, şehirlerinde, dağlarında, mezralarında korkunun değil, bombaların değil; dostluğun ve türkülerinin ön plana çıktığına hep birlikte şahit olacağız.
Bu toprakların mayası birlik, beraberlik ve kardeşliktir. Tarihte sahip olduğumuz kardeşlik kültürünü yeniden çoğaltmak zorundayız. Kardeşliğin tek başına sorunları çözmeye yetmediğini biliyoruz. Kardeşliğin adalet ve demokrasiyle taçlandırılması gereken bir dönemdeyiz ve bu tecrübeyle bunu başarabilecek güce sahibiz. Kardeşlik, adalet ve demokrasi, geleceğimizin üç temel ana sütunudur. Bunların üzerinde daha güçlü bir Türkiye’yi inşa edecek ve dünya milletlerine örnek olacak bir gelişmeyi sağlayacağız. Türkiye’nin bu tecrübesi başarıyla tamamlandığında, birçok üniversitede ‘Türkiye’nin barış tecrübesi’ olarak okutulacak ve dünyaya örnek olacaktır. Bunun için herkes, ülkenin ortak menfaatine odaklanmalı, dar siyasi anlayışları bir kenara bırakmalıdır. Acılarımızı ve karşımızdakinin acısını anlayarak yolumuza devam etmeliyiz. Bu üç ana direk: kardeşlik, adalet ve demokrasi. Bu mimarinin temelinde ise temsili genişletmek ve hesap verebilirliği sağlamak en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Kardeşliğin teminatı hukuktur, demokrasinin sürdürülebilir olmasının teminatı ise toplumsal mutabakattır.”
Kürtçe dilinin önemine de değinen Kurtulmuş, “Dil, insanların kendilerini en iyi ifade ettiği alanlardan biridir. Anadil, ayrışmanın değil çok kültürlülüğün bir yansımasıdır. Anadil, ana sütü kadar helaldir. Bu ülkede kimse dilini kullanmak istediği için sorgulanamaz. Çünkü dil, insanın kalbe en yakın yeridir. Diller üzerinden ayrımcılık yapmak bizim lügatımızda yoktur” iddiasında bulundu.
“Ya biz ya emperyalistler başaracak”
Türkiye’nin tarihine dair de konuşan Kurtulmuş, “Türkiye’nin tarihi, Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerin tarihidir. Hep birlikte bu tarihe sahip çıkıp gelecek nesillere aktarmalıyız. Bu sefer ya biz başaracağız ya emperyalistler. Mutlaka başaracağız. Bunun için hiç tereddüt etmeden birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Kurtulmuş ve beraberindekiler, Dicle Üniversitesi’ndeki programın ardından Ulu Cami’de kılacakları namazın ardından Diyarbakır Valiliği’ni ziyaret edecek.