Şirnex’in Elkê (Beytüşşebap) ilçesi ile Colemêrg kırsalında bulunan Kato Marînos Dağı bölgesindeki yaylalar yıllardır “güvenlik” gerekçesiyle yasak. Bu süre zarfında birçok kalekol inşa edilen Mergênsotî ve Kejanê yaylaları, koçerlerin hayvanları serbest bir şekilde otlatmasını da engelliyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısından sonra başlayan sürece rağmen yasakların halen sürdüğünü belirten bêrîvanlar, çoğu zaman askerlerin baskısı ve savaş uçaklarının gölgesi altında hayvancılık yapmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Bêrîvanlar, yaşadıkları tüm engellemelere rağmen yaylalarını terk etmeyeceklerini belirterek, barışa olan inançlarını da koruduklarını söyledi.
Bêrîvanlar, Askeri Kontrollerin Kaldırılmasını İstiyor
Hamail Cin, halen savaş uçaklarının sesleriyle güne başladıklarını ifade ederek, “Barış olacak diye mutluyuz, umutluyuz ancak bunları gördükçe umudumuz kırılıyor. Halen yaylalarımız yasak, halen etrafımız karakol, kule ve askerlerle çevrili. Askerlerin gölgesinde hayvancılık yapıyoruz. Eğer yaylalarımız serbest kalacaksa, bu yasaklar kalkacaksa ve bizler hayvanlarımızı istediğimiz yaylalara götürebileceksek o zaman sürece inanırız. Ancak halen yasakların gölgesinde hayvancılık yapıyoruz. Rahat hareket edemiyoruz ve hayvanlarımızı otlatamıyoruz. PKK silahlarını bıraktıysa askerler de buralardan çekilsin. Buralardan çekilirlerse o zaman her şey güzel olur" dedi.
Hatun Durmuş, yaylalarda kurulan karakol ve kulelere tepki göstererek, “Buradayız ama rahat edemiyoruz. Askerlerin halen yaylalarımızda olmasını kabul etmiyoruz. Asker kontrolleri ve kuleleri olmazsa daha rahat bir şekilde hayvancılık yapacağız. Çünkü karşımızdalar ve rahat hareket edemiyoruz. Bu karakolların, kulelerin yaylalarımızdan çıkartılmasını istiyoruz. Onun dışında bizler bu süreçten umutluyuz. Çünkü sayın Abdullah Öcalan'a güveniyoruz. Sayın Öcalan'ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” diye belirtti.
Barış Süreci ve Abdullah Öcalan'ın Özgürlüğü: Kato Marînos'ta Umut Arayışı
Hüsna Ataman, barışın sadece yasakların kalkması ile mümkün olmayacağını, aynı zamanda cezaevlerinin boşaltılması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıyla sağlanacağını belirterek, “En çok istediğimiz şey sayın Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Eğer barış olursa yaylalarımız üzerindeki bu yasaklar, baskı kalkar. Rojava’ya da barışın gelmesini istiyoruz. Bizler zulümden, baskılardan dolayı göç ettik ve dağıldık. O yüzden en çok bizler barış istiyoruz. Yaylalarımız bizimdir ama hiçbir zamanda bu yaylalarda huzur görmedik. Yaylada en ufak hareketliliğimiz askerler tarafından engelleniyor ve askerle bize ‘orada ne yapıyorsunuz, ne sakladınız’ gibi sorular soruyor. Böylesi bir zulüm var ve halen sürüyor. Halen birçok yerde mayın olduğu için gidemiyoruz, hayvanlarımızı da götüremiyoruz. Yaylalarımızdaki bu yasakların kalkmasını istiyoruz" diye konuştu.
Esmer Durmuş ise, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen barışa dair inançlarını koruduklarını ifade ederek, “Biz yaylalarımızda özgürce yaşamak istiyoruz. Huzur olsun istiyoruz. Yaylalarımız serbest olsun, içinde rahatça gezelim, yaşayalım istiyoruz. Bu sürece inanıyoruz ve barışın olmasını umut ediyoruz” dedi.