Halk TV'deki Suat Toktaş ile Liderler Özel programına katılan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, 6 muhalefet partisi Lideri ile gerçekleştirdikleri toplantı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Liderler toplantısını ülkenin yarınları için bir umut olarak nitelendiren Babacan, "Biz DEVA Partisi olarak güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmamızı yapmıştık. Diğer partilerde kendi çalışmalarını yaptılar. Sonra bir araya gelerek ortak bir çalışma yaptık" diyen Babacan, "Mutabakat metni çıktı. Mutabakat çok önemli. Her cümlesinde, her noktasında 6 partinin mutabakatı var. Türkiye'de siyaset tamamen iktidarın kutuplaştırma zemini üzerinde yürüyor" dedi DEVA Partisi lideri sözlerini şöyle sürdürdü, "İktidar ülkeyi kutuplaştırarak, sürekli bir düşmen üreterek, her hafta bir düşmen ilan ederek ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Düşmen ilan ediyor, kendi etrafındaki desteği ancak böyle tutmaya çalışıyor. Dikkat edin ben "Haftanın Düşmanı Panosu" diye bir şey söylemiştim. Her hafta bir düşman gerekiyor. İstisnasız. Şöyle bir bakın, her hafta hükümetin bir düşmanı var. Sayın Erdoğan'ın düşmanı var, Sayın Bahçeli'nin düşmanı var. İlla bir karşıtlık olacak. Ortak açıklamamız 'Bugün tarihi bir gün' diyerek başlıyor. Siyaset illa kutuplaştırılarak yapılmaz, mutabakat zemininde de yapılabilir. Siyaset uzlaşma kültürü ile de yapılabilir" ifadelerini kullandı.
Ülke yönetimi konusunda iktidarı eleştiren Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülke yönetilemiyor. Hatta biz şunu söylüyoruz. Ülke sehven yönetiliyor. Onu da nereden söylüyoruz. Geçen bir kararname çıkarttılar. Çok enteresan. Kararnamede gıda ürünlerinin KDV'si yüzde 1'e indirildi ya aynı kararnamede etin KDV'sini yüzde 18'e çıkartmışlar. Tepki gelince, ya pardon falan dediler. Sehven olmuştur dediler. Yeni bir kararname ile onu düzelttiler. Şimdi sehvenin sözlük anlamı da şu 'dalgınlık veya unutkanlık sonucu oluşan yanlışlıkla...' Koskoca ülke inanın sehven yönetiliyor.
Böyle bir şey olamaz. İşte bu tekrar merci var ya, istişaresiz, kontrolsüz, süzgeçten geçmeden, gecenin 2’sinde 3'ünde atılan imzalarla kararlarla yönetilen. İşte bu kadar oluyor yani. Bu KPSS sadece bir örnek. Atanamayan öğretmenler sadece bir örnek.."
HalkTV'nin internet sitesinde yayımlanan habere göre; Suat Toktaş'ın büyük bir ciddiyetle çalışılan bu görüşmelerin çok umut verdiğini ancak görüşmelerden bir sonuç çıkmaması durumunda aynı şekilde büyük bir hayal kırıklığına neden olacağını hatırlatması üzerine Babacan şunları söyledi:
"Beklenti ve yönetim bu yüzden çok önemli. Gerçekleri olduğu gibi kamuoyu ile paylaşmak gerekiyor. Mutabık kalınan noktayı paylaşmak gerekiyor. Önümüzdeki sürecin çok önemli olacağı ve daha çok çalışılacağını da hep beraber bilmemiz gerekiyor.
4 gündem maddesinden birisi buydu. Bu konuda mutabık kaldık tarihi belirledik. Mekan Ankara'da olsun istedik: Bir toplantı salonu belirledik. Salonu seçerken nezih olsun ve mütevazi olsun istedik. Malum ekonomik bir krizin ortasındayız. Toplantının masraflarını karşılamayı aramızda konuştuk. Konuşmak gerekiyor. Sonraya bırakılırsa olmaz.
Türkiye çok önemli bir kavşakta şuanda. Ülkenin sadece önümüzdeki 5 yılı meselesi değil bu. Bundan sonraki 2023'teki seçim diyelim eğer zamanında olursa, önümüzdeki seçimden sonraki dönemi ilgilendirmiyor. Bundan sonra nasıl bir Türkiye görmek istiyoruz.
Mesela ortak açıklamamızda, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği referansları var. Şu çok önemli demokrasi dendiğinde herkesin demokrasi anlayışı farklı olabiliyor. Demokrasiyi sadece seçimlerden ibaret gören pek çok ülke var. Mesela şuandaki hükümet ne diyor adına 'yerli' diyor 'milli' diyor. Ne kadar yanlış iş varsa, ne kadar evrensel standartların dışında iş varsa geliyor bu ülkeye dayatıyor. 'Biz Türkiye'yiz özeliz' diyor ve 'bize özel başkanlık sistemi' diyor. 'Aklıma gelen her şeyi yapmalıyım' diyor. 'Tek imzayla her şeyi yapmalıyım, bana kimse engel olmamalı' diyor. Geldiğimiz noktayı görüyoruz. Demek ki burada bir kriter lazım. Avrupa Konseyi bizim kurucusu olduğumuz bir kurum. Türkiye'nin aynı zamanda bir Avrupa ülkesi olduğunu bunlar unutuyor."
Yalnızca hukuk, demokrasi değil her alandaki standartlar açısından Avrupa Birliği’ni önemli bir hedef olarak gördüklerini bildiren Babacan, “Üye olalım ya da olmayalım önemli değil. Biz 84 milyon insanımızın Avrupa standartlarında bir hayatı hak ettiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Babacan sözlerine şöyle devam etti, "Demokrasiyi sadece seçimlerden ibaret gören pek çok ülke var. Türkiye’de demokrasi kazanırsa dünyadaki bütün demokratlar umutlanacak. 5 sene sonra ‘Otoriter rejimden tekrar demokrasiye ulaşan ülke Türkiye’ diye kitap kapaklarında yine Türkiye’yi göreceğiz."