Nusaybin-Kamışlo sınırında nöbet eylemi Nusaybin-Kamışlo sınırında nöbet eylemi

Ankara'nın Keçiören ilçesine bağlı Bağlum Köprüsü mevkiinde ikamet eden Kürtlerin ev ve çiftlikleri “İmar Barışı”na dahil olmadığı gerekçesiyle yıkılıyor.

Ruhsatsız ve ruhsat ile eklerine aykırı olan yapıların kayıt altına alınması, devletle yurttaş arasında uzlaşma sağlanması amacı taşıyan İmar Barış’ı, Bağlum’da yaklaşık 150 aileyi evinden ediyor. Evleri yıkılan ve yıkım aşamasında olan aileler, "Kürt oldukları için" bu uygulamaya maruz kaldıklarını dile getirdi.

Mezoptamya Ajansı'ndan Berna Kişin'in haberine göre, çoğunluğu Mardin’in Derik ilçesinden 20 yıl önce göç etmiş ve hayvancılıkla uğraşan yurttaşlar, Bağlum’a yerleşmeden önce memleketlerindeki tüm varlıklarını satıp şu anda kaldıkları yere yatırım yaptıklarını anlatarak, geçim kaynaklarının ellerinden alındığını ifade etti. Şu ana kadar 8 ev ve çiftlik yıkıldı. Evleri yıkılalar, aynı mevkide yaşayan yakınlarına taşınırken, eşyalarını ise açık alanda korumaya çalışıyor.

'‘NEREYE GİDERSENİZ GİDİN’ DİYORLAR'

21 yıldır Bağlum’da yaşayan Mardinli Mustafa Ekinci, yaklaşık 3 yıl önce Barış İmarı yapılması için belediye yetkililerinin kendilerine bilgi verdiğini ve bu imar için 40 bin TL ücret talep ettiklerini kaydetti. Ekinci, birçok hanenin 40 bin TL verecek maddi gücü olmadığını belirterek, “Evlerimizi yıkmaya gelenlere ‘Biz fakiriz, memleketlerimizi bıraktık bunca yol geldik, perişan oluruz’ dedik. Ne dediysek olmadı, yıkıma başladılar. Bize ‘Nereye giderseniz gidin, çıkın gidin’ diyorlar. Başka bir yer de göstermiyorlar. Hepimizin tapuları var, buralar bizim evimiz yurdumuz” diye konuştu.

‘BURADA KÜRTLERİ İSTEMİYORLAR’

Yaklaşık iki senedir yetkililerin kendilerini evden çıkmaları için zorladığını ifade eden Ekinci, “İmar Barışı olmayan herkesin evini yıkacağız, dediler. Çoluk çocuk ortada kaldık. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. 8 tane yıkılmış ev ve çiftlik var burada 8’i de Kürt ailelere ait. Burada Kürtleri istemiyorlar. Birimizden başlayarak hepimiz yavaş yavaş göndermek istiyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum. Emir varsa ayırım yapılmadan uygulansın. Niye sadece Kürtleri içinden seçip de bunu yapıyorlar? Çoluk çocuğumuzun olduğu evi yıktılar. Saatlerce ağladım, zoruma gidiyor” dedi.

‘ÇIKMAZSANIZ YAKAR YIKARIZ’

21 yıldır burada ikamet eden Adil Ece de hayvancılıkla geçimini sağladığını dile getirdi. Ece, maddi imkansızlıklardan dolayı Barış İmarı yapamadıklarını sözlerine ekleyerek, “Keçiören Belediyesi’nden geldiler yaklaşık iki yıl önce, bize buranın yapı kaydı olmadığını söylediler. ‘Eğer buradan çıkmazsanız biz burayı yıkarız yakarız’ dediler. Bir buçuk yıldır bizi ‘burayı yıkarız yakarız’ gibi söylemlerle tehdit etmeye devam ettiler. Sonuç bu, dediklerini yapıyorlar” diye belirtti.

‘ERDOĞAN 'DAĞA ÇIKIN’ DEDİ'

Kürtlere yönelik özel politikaların uygulandığını sözlerine ekleyen Ece, şunları söyledi: “28 Temmuz’da Emine Erdoğan, Keçiören Hayvan Barınağı’nı ziyaret etmeye geldi. Birkaç tane kadın arkadaşımız Erdoğan’dan ricada bulunarak, mağduriyetlerimizi dile getirdiler. Erdoğan ise buna karşılık ‘dağa çıkın’ dedi. Sanki bir mafya ağzıyla bize bu kelime kullanıldı. Geldiler ocağımızı başımıza yıktılar ve gittiler. Burası resmen Kürtlerin yaşadığı bir yer olduğu için bunu yaptılar. Geçen sene Bağlum’un yerlileri buraya bir ev yaptılar. Bugün o ev duruyor da benim evim yıkılıyorsa bunun sebebi nedir? Türklerin evini bırakıyorlar, Kürtlerinkini yıkıyorlar.”