İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a uyarılarda bulunan Akşener, "Damat bakan da bakanlığı döneminde bol bol paket açıklardı. Onun da açıkladığı her pakette döviz kuru, faizler artardı. Demek ki bu bir aile geleneğiymiş. Bak şimdiden uyarıyorum damadın da hemen her ay yeni bir paket açıklıyordu sonunda paket oldu. Geçmişten ders al." ifadelerini kullandı.

Meral Akşener'in konuşmasında öne çıkan açıklamalar şöyle:

BAKANLIĞA TEPKİ

Bakanlıklarımız içinde, ikisinin adının başında “milli” kelimesi vardır. Kafiye olsun diye değildir. Zaten kafiyeli de değildir. Biri Milli Savunma Bakanlığı, diğeri de Milli Eğitim Bakanlığı’dır. İşte o nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, milli kimliğimize vurgu yapan, milli şuuru besleyen Andımızla, yargı üzerinden mücadeleye girmesi, acı olduğu kadar ironiktir. ‘Yerli ve milliyiz’ diyenlerin, aslında ne olmadıklarını göstermesi bakımından bir o kadar öğreticidir.

‘NİTEKİM, YÖNETEMİYORLAR’

Sayın Erdoğan ve iktidarı, Cumhuriyet’in değerleriyle ve milletimizin kazanımlarıyla kavga etmekten, bir türlü bıkmadı, bir türlü yorulmadı. Değerleriyle kavga ettiğiniz bir devleti, hakkıyla ve layıkıyla yönetemezsiniz. Nitekim, yönetemiyorlar. Çünkü devlet yönetmek ciddiyet ister. Akıl ister, sağduyu ister, özveri ister. Kendi menfaatini değil, milletin çıkarlarını gözeten bir irade ister. Hele ki, uluslararası ilişkilerde, atılacak her adım, ince hesaplar, isabetli kararlar ister. O nedenle, koca Türkiye Cumhuriyeti’ni, ‘paşa gönlüne göre’ yöneten bir anlayışın, bırakın isabetli adımlar atması, adım atabilmesi bile mümkün değildir.

MISIR İLE 'TIK' DİPLOMASİSİ

Nitekim son günlerde, 2013 yılında diplomatik ilişkilerin kesildiği, Mısır konusunda, bazı açıklama ve girişimler var. Önce, Milli Savunma Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, ardından da Dışişleri Bakanı, Mısır’la yeni bir döneme girileceğini söyledi. Geçen Cuma da Sayın Erdoğan, artık gelenek haline getirdiği, ‘Cuma sonrası gıybeti’ seansında konuştu. ‘Türkiye’nin Mısır’la ilişkileri, öyle en üst düzeyde değil de şöyle bir ‘tık’ altında sürecek’ dedi… Fesuphanallah… Şu devlet insanı ağırlığına bakar mısınız? Şu devlet ciddiyetine bakar mısınız? Şahsım diplomasisinden, ‘tık’ diplomasisine terfi ettik. Hayırlı uğurlu olsun. Bir ‘tık’ altında sürecekmiş… Bir ‘tık’ ne demek Sayın Erdoğan? Sisi’yle sen görüşmeyeceksin, bir ‘tık’ altında, Sayın Çavuşoğlu mu görüşecek? Elçilik açmayacaksınız, bir ‘tık’ altında, maslahatgüzar mı göndereceksiniz? İhracat yapmayacaksınız, bir ‘tık’ altında, ithalat mı yapacaksınız? Sisi’ye darbeci, diktatör demeyeceksiniz, bir ‘tık’ altında, ‘Cumhurbaşkanı’ mı diyeceksiniz? Rabia yapmayacaksınız, bir ‘tık’ altında, 3 parmak mı göstereceksiniz?”

‘MISIR’A NİYE KÜSTÜ, ŞİMDİ NİYE BARIŞIYOR’

Biz elbette, Türkiye’nin tüm ülkelerle, sağlıklı ve istikrarlı ilişkiler kurmasını isteriz. Bunu da, Amerika istiyor diye değil, Avrupa ısrar ediyor diye değil, Türkiye’nin kazanması için isteriz. Ama; Türkiye’yi, Ortadoğu’da yalnızlaştıran, milyarlarca liralık yatırımı, heba eden bir politikanın, herkesçe malum olup da seslendirilmeyen sebeplerle terk edilmesini elbette sorgularız. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, Mısır’a niye küstü, şimdi niye barışıyor, hayır mı, şer mi, elbette bilmek isteriz. Ve kaybedilen zamanın, tepilen fırsatların hesabını kim verecek, elbette öğrenmek isteriz. Bu, milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereğidir. Ama tüm bunlara cevap veremeyip, bir de üstüne ‘Bir tık aşağısı’ demek, ‘Oylarım düşüyor, dış politikada da zor durumdayım. Kendimi kurtarmak için, Sisi’yle görüşmem lazım ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum’ demektir.

EKONOMİDE 'REFORM' PAKETİ

CHP'li Başkan istifa etti: 'Erdoğan'ın emrinde devam edeceğim' CHP'li Başkan istifa etti: 'Erdoğan'ın emrinde devam edeceğim'

Açıklama sırasında hem döviz kuru hem de faizler arttı. Biz bu durumu daha önce görmüştük. Damat bakan da bakanlığı döneminde bol bol paket açıklardı. Onun da açıkladığı her pakette döviz kuru, faizler artardı. Demek ki bu bir aile geleneğiymiş. Bak şimdiden uyarıyorum damadın da hemen her ay yeni bir paket açıklıyordu sonunda paket oldu. Geçmişten ders al.

EYLEM PLANI ENFLASYONU

Eylem planı yapmaktan eylemin kendisine başlayamıyorlar. Üç aydır bütün bakanlıkların üzerinde çalıştığı 98 sayfalık reform kitapçığının 50 sayfasından fazlası başlık. Saray danışmanları üç ay boyunca allamışlar pullamışlar eski programı kopyalayıp yapıştırmışlar. Reçete diye sundukları ürün uzayı, 10 yıldan beri akademisyenler, sanayi odalarının çalıştığı bir konu. Keşke altını dolduramayıp rezil olmak yerine bize sorsalardı.

‘PARİS İKLİM ANTLAŞMASINI HEMEN YARIN ONAYLA’

Pakette öyle maddeler var ki sanki Sayın Erdoğan'a bizzat karşı yapılmış haberi var mı gerçekten şüpheliyim. Mesela kamuda taşıt alımı ve kiralanmasına harcama sınırlamaları getirilecekmiş. Yönetim Kuruluna olan atamalara da sınırlama getirilecekmiş. Bunları duyan ekonomiden anlayan kimseler ne yaptı acaba? Çakarlı lüks arabalara, banka yönetimine atanan güreşçilere, üç dört yerden maaş alan yeğen, görümce ve bacanaklara kısıtlama geliyor. Meclis'in bütçe hakkının kapsamı genişleyecek diyorlar. Sonuna kadar destekliyoruz ama bir şartla. Hesap verilebilirliğe buhar olan 128 milyardan başlayalım var mısınız?

Toplu taşıma filolarında ve hizmet araçlarında elektrikli araç kullanımı teşvik edilecek denilmiş. Peki neden elektrikli araçlardaki ÖTV'leri yükselttiniz? Paris İklim Antlaşmasını hemen yarın onayla. Pakette yazdıklarınızın inandırıcılığı olsun. Bu ülkeyi 20 yıla yakındır yöneten kendisi değilmiş gibi 19 milyon ton gıdanın israf edildiğinden dert yandı. Biz bunu kaç zamandır söylüyoruz, sayın Erdoğan yeni duymuş. Bu kürsüden daha iki hafta önce depolarda çürüyen patates ve soğanları anlattım. İşte sana fırsat işe oradan başla. Depolarda bekleyen soğan ve patatesleri hemen satın al ve fakir, fukaraya dağıt.

‘URFA SANA KÜSMÜŞ SAYIN ERDOĞAN’

Geçen hafta yine yollardaydık. Şanlıurfa ve Mardin'de vatandaşlarımız ile buluştuk. Urfa'dan Batman'a başımızda öyle bir bela var ki DEDAŞ. Çiftçi ekip biçmek için hazır bekliyor. Öyle bir düzen kurulmuş ki kimsenin dermanı yok. Çiftçimiz astronomik faturalardan illallah etmiş. 300 bin lira, 500 bin lirayı bulan cezalar var. Sistem hem vatandaşın sırtında yük, hem de devletten vergi aşırıyor. Utanmıyor musunuz? Urfa'da öğrencilerimiz tabletsiz, gençlerimiz umutsuz, babalar çaresiz, tarlalar hüzünlü. Yağmur yerine yağan elektrik cezaları derman bırakmamış. Urfa sana küsmüş haberin olsun Sayın Erdoğan.

‘AÇIKLADIĞIN EN İYİ PAKET, DAMADINI PAKETLEMENDİ’

Eksik olan ise yalnızca bir paket. Bugüne kadar açıkladığın en iyi ve etkili paket damadını paketlemendi. Gel çiftçimize bir iyilik yap bu kez de tarım bakanını paketle. Biz İYİ Parti olarak tarımı ve bölgesel kalkınmayı bir bütün olarak görüyoruz. Tam da bu yüzden hazırlamakta olduğumuz, Ulusal Tarım Master Planı'nı bölgesel kalkınmanın olmazsa olmazı olarak görüyoruz.

‘TÜRKİYE'Yİ KİM YÖNETMELİ?’

İYİ Parti zorlukları aşma hareketidir. Bu son 5 senede bize yapılanları toplasak 12 cilt olur. Tüm bunlara rağmen sürekli büyüyen tek partiyiz. Türkiye'yi kim yönetmeli, her türlü imkana rağmen ülke ekonomisini küçültenler mi? Yoksa her türlü engele rağmen millet yolundan dönmeyip her geçen gün büyüyenler mi? Çocuk yaşta kalbimize yazdığımız andın gereği olarak bir mücadele veriyoruz. Bu mücadele özünü her şeyden çok sevenler ile, milletini özünden çok sevenlerin mücadelesidir. Bu mücadele koltuklarını eskitenler ile ayakkabılarını eskitenlerin mücadelesidir. Bu mücadele kötüler ile iyilerin mücadelesidir.