Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu’nda aylardır çalışan AKP ile MHP'nin yüzde 10’luk seçim barajının düşürülmesi konusunda anlaştıklarını açıkladı.

Erdoğan, seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesinde Cumhur İttifakı ortağı MHP ile hemfikir olduklarını söylerken, barajın daha da indirilebileceği sinyalini verdi.

AKP ile MHP kurmayları, barajın yüzde 5’e indirileceğine kesin gözüyle bakıyor.

AKP ile MHP, TBMM’nin açılacağı 1 Ekim’e kadar seçim barajının düşürülmesinin yanında milletvekili transferleri, partilere Hazine yardımı, partilerin ittifaklar için iş birlikleri dahil birçok konuda değişiklik içerecek Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu üzerinde çalışma yapmayı sürdürecekler.


AKP ile MHP’nin bu konularda ne tür bir anlaşmaya varacakları merakla beklenirken, iki partinin seçim barajının düşürülmesinde hızlıca anlaşmaları siyaset kulislerini hareketlendirdi.

“BUNLAR SEÇİM ADIMLARI”

Ankara’da kulislerde en çok AKP ile MHP’nin yaşadıkları oy kaybı yüzünden seçim barajını düşürme konusunda hızlı hareket ettikleri, özellikle AKP’nin baraj altında kalma ihtimali yükselen MHP’yi kurtarmaya çalıştığı konuşuluyor.

Metropol Araştırma’nın son verilerine göre AKP’nin 2018’de yüzde 42,56 olan oy oranı yüzde 29,3’e, MHP’nin yüzde 11,10 olan oy oranı yüzde 7,3’e kadar geriledi.

Siyaset Bilimci ve yazar Fatih Yaşlı da siyaset kulislerinde yapılan bu tahminlerin doğruluk payı olduğunu düşünüyor.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’ye konuşan Yaşlı, “AKP-MHP bloğu oylarının azaldığını fark etti ve buna göre önlemler almaya çalışıyor. MHP, yüzde 10’luk barajı geçemediği için bu yönde düzenleme yapıyorlar” diyor.

Yaşlı’ya göre, bu düzenlemenin erken seçim olup olmayacağına ilişkin tartışmalara kattığı önemli bir boyut var. O da erken seçim iddialarını geri çeviren AKP ile MHP’nin, seçime dönük adımlar atmaya başlamış olması.

AKP ile MHP'nin HDP’nin yüzde 12’yi bulan oy oranını düşürmek, AKP’den kopan DEVA ve Gelecek partilerinin Millet İttifakı’na doğrudan katılımını ya da desteğini engellemek için de seçim barajını aşağıya çekmek istediği de siyaset kulislerinde dile getirilmişti.

Bu değerlendirmeleri doğrudan yalanlamayan AKP kurmayları, bugün sadece “Biz yüzde 10’luk seçim barajını antidemokratik buluyoruz, o yüzden seçim barajını düşürmeye çalışıyoruz. Derdimiz, gayemiz budur” diyor.

HEDEF KİM?

Kamuoyu araştırmacısı, MAK Danışmanlık sahibi Mehmet Ali Kulat da yüzde 10’luk seçim barajının düşürülerek HDP’ye gitmesi muhtemel “sempati, destek” oylarının önünün kesilebileceğine dair değerlendirmelerin AKP çevrelerinde yapıldığını ancak bunların sahada gerçekliğinin olmadığını söylüyor.

Mehmet Ali Kulat, "HDP'nin normalde yüzde 12-13 oyunun olmadığı, daha düşük oyu olduğu ve seçmenin -HDP barajı aşsın- diye verdiği destekle HDP’nin oyunun yükseldiği iddiası var. -Barajı çekelim, HDP’ye oy gitmesini de engelleyelim- iddiası söz konusu. Ancak yaptığımız ölçümler HDP’nin oyunun yüzde 10’nun altında olmadığını gösteriyor. HDP’nin oylarını engellemek mümkün değil. HDP’ye giden oylar zaten Millet İttifakı’ndan giden oylar, CHP ağırlıklı ya da sol gruplu oylar. HDP’ye oy vermezlerse de CHP’ye oy vereceklerdir. O oylar, AKP'ye zaten gitmez” diyor.


Kulat, bu yüzden seçim barajının düşürülmesi konusunun “aslında başka düzenlemelerin üstünü kapatmak” amacını güttüğünü savunuyor. Kulat, seçim barajının düşürülmesi konusunda hükümetin daha anlaşılır ve detaylı açıklamalar yapması gerektiğini şöyle anlatıyor:

“Aslında hükümetin yapmak istediği daraltılmış ve dar bölge seçim sistemlerinin ikisinin de karışımı olan yeni bir sistem çalışması. Şimdi yaptıkları, meclise girmek için bir seçim barajı değil de ittifak içi bir baraj şeklinde uygulanacaksa, bunun adı barajı aşağıya değil tam tersine yukarı çekmek olur. Eğer burada ittifak içi bir barajdan bahsediliyorsa, hedefin daha çok Gelecek ve DEVA partisi olduğu anlaşılır.”

“MUHALEFET ANLATMALI”

Ancak Kulat, AKP ile MHP’nin tüm kamuoyu araştırmalarında oy oranları yüzde 4-5 arasında gösterilen DEVA ile Gelecek Partisi'nin önünü kesmeye dönük herhangi bir planının sonuç getirmeyeceğini, Cumhur İttifakı karşısında muhalefetin daha güçlü durduğunu söylüyor.

Seçim barajının düşürülmesine muhalefet de sıcak bakıyor. Ancak muhalefete siyasi gözlemcilerden ciddi uyarılar var.

Kulat, uyarısını “Gelecek ve Deva Partisi, Millet İttifakı'nın bütün unsurları yapacakları propagandalarla aslında Cumhur İttifakı’nın ciddi bir oy kaybı yaşadığını, birtakım düzenlemelerle seçim hileleri yaparak kendilerinin önünü kesmek istediklerini vatandaşa anlatırlar ve vatandaş bunu doğrudan anlar” sözleriyle dile getiriyor.

Fatih Yaşlı da "Türkiye bir seçim sürecine girdi fakat 20 yılın sonunda karşımızda elindeki en büyük silahı yani sandık silahını yitirmekte olan bir parti var. Şimdi o parti, bunun farkındalığıyla yapacağı birtakım düzenlemelerle, matematiksel olarak yeniden sandıktan birinci parti çıkmanın ve aldığı oya oranla olabildiğince yüksek milletvekili çıkarmanın hesaplarını yapıyor. Muhalefet, yapılanın demokratik adım atmak olmadığını vatandaşa anlatabilmeli” diyor.

Önder’den Soylu’ya Barış Gelsin ‘Helallik’ Kolay İş Önder’den Soylu’ya Barış Gelsin ‘Helallik’ Kolay İş

"KAMUOYUNU OYALIYORLAR"

Kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu ise AKP ile MHP’nin Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu’ndaki düzenlemeler içinde sadece seçim barajının düşürülmesini öne çıkarıp, diğerleri konusunda ne olduğu sorularını yanıtsız bıraktığına dikkat çekiyor.

Uslu, “AKP ile MHP, kendisine avantaj sağlayacak sistemi kurmaya çalışıyor. Böyle bir formül arayışında olduklarını söylememek için de herkesin zaten istediği seçim barajının düşürülmesi konusunu demokratik bir havuç gibi ortaya atıyorlar. Kamuoyunu oyalıyorlar” diyor.

Uslu’ya göre mevcut durumda seçim barajının düşürülmesinin hiçbir siyasi sonucu olmayacak.

Uslu, “Sistemi demokratikleştirmeye yetmiyor, temsiliyeti artırmıyor. Barajın düşük olması hiçbir amaca hizmet etmiyor. Baraj zaten ittifak sistemiyle fiilen devre dışı kaldı” çıkışında bulunuyor.

AKP ile MHP’nin üzerinde çalıştıkları düzenlemede anlaştıkları bir nokta daha var. O da TBMM grup kuran partiler seçime doğrudan katılma hakkını bundan böyle elde edemeyecek. Türkiye’nin yarısında örgütünü oluşturmamış bir parti TBMM’de grup kurarak seçime girme hakkını da kazanamayacak.

AKP ile MHP, düzenlemenin TBMM’den Ekim ayı içinde çıkmasını istiyor. Zira değişiklikler ancak Ekim’de çıkarsa 2022 Kasım ayından itibaren yapılacak seçimde uygulanabilir olacak.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe