TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların öncülüğünde gerçekleşen açıklamada işçiler, geçim şartlarının zorluğuna dikkat çekerek “Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz!” mesajı verdi.
Emekçiler adına okunan açıklamada, üç aydır hükümetin masaya herhangi bir somut teklif getirmediği ve geçim sıkıntısı çeken işçilerin sabrının zorlandığı vurgulandı. Açıklamada, “Geçim şartları her geçen gün ağırlaşıyor, kiralar uçmuş, faturalar gelirken elimiz titriyor, çocuklarımızın okul ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Bu teklif, emeğimizi yok saymaktır!” denildi.
"Bu Mesele Sadece İşçinin Değil, Tüm Halkın Meselesidir"
İşçiler, Hazine ve Maliye Bakanı başta olmak üzere yetkililerin halkın sesine kulak vermediğini belirterek, sosyal diyaloğun kurulmadığını ve kamu işçilerinin belirsizlik içinde oyalanmaya devam ettiğini ifade etti. Açıklamada, kamu işçilerinin ülkenin üretim gücü olduğuna dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Biz bu ülkenin üretim gücüyüz. Görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan kamu işçileri, kamu hizmetlerinin temel taşıdır. Sosyal barışa zarar verecek bu belirsizliği kabul etmiyoruz. Emekçi üzerine düşen görevini yapıyor; alın teriyle ülkesine, milletine değer katıyor. Artık sıra hükümettedir.”
“Masa Susarsa, Meydanlar Konuşur!”
Açıklamanın sonunda hükümete açık çağrı yapıldı: “Bu böyle gitmez! Eğer siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz. Masa susarsa, meydanlar konuşur. Bu işin sonu greve kadar gider!” denilerek, işçilerin hakkı verilene kadar mücadelenin süreceği vurgulandı.
Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde adil ve kabul edilebilir bir teklif sunulmadığı sürece eylemlerini büyüteceklerini belirten kamu işçileri, alanlara çıkacaklarını ve örgütlü mücadelelerini sürdüreceklerini duyurdu:
“Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz, yaşasın emekçinin onurlu direnişi, yaşasın TÜRK-İŞ!”
İşçilerin bu güçlü çıkışı, Hakkâri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.