Ocak 2026’da yürürlüğe girmesi beklenen düzenleme, elektrik faturalarında önemli artışlara neden olabileceği gerekçesiyle tartışmalara yol açtı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) konuyla ilgili görüşlerini paylaştı.
%15'LİK KESİMİ ETKİLEYECEK, FATURALAR %60 ARTABİLİR
Yapılması planlanan değişiklik, yıllık tüketimi 3.000 kWh’yi geçen haneleri etkileyecek. Bu kapsamda elektrik abonelerinin yaklaşık %15’inin faturalarının %60’a kadar artabileceği öngörülüyor. Yeni uygulama ile düşük tüketimli haneler, devlet destekli ulusal tarifeden faydalanmaya devam edecek, sınırı aşanlar ise piyasa fiyatları üzerinden faturalandırılacak.
EMO BAŞKANI ULUTAŞ: “BU BİR GERİ ÇEKİLME POLİTİKASI”
Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Mahir Ulutaş, düzenlemeyi “devletin enerji alanındaki sorumluluğundan geri çekilmesi” olarak değerlendiriyor. Ulutaş, devletin verdiği destek söyleminin yanıltıcı olduğunu savunarak, “Borsa fiyatı elektriğin gerçek maliyeti olarak kabul ediliyor. Ancak bu fiyat dalgalanmalara açık ve vatandaş için adil değil” dedi.
EMO’nun hesaplamalarına göre dört kişilik bir ailenin sadece temel ihtiyaçları (ısıtma ve soğutma hariç) için yıllık ortalama 2.760 kWh elektrik tükettiğine dikkat çeken Ulutaş, yeni sınırın bu asgari yaşam tüketimini bile kapsadığını vurguladı. Ayrıca Ege ve Akdeniz bölgelerinde elektrikle ısınma ve soğutma yapan evler ile tarımsal üretimde elektrik kullanan kesimlerin çok daha geniş şekilde etkileneceği ifade edildi.
“VATANDAŞ TUZAĞA DÜŞÜRÜLÜYOR”
Ulutaş, düzenlemenin zamanlamasına da tepki gösterdi: “Yıl sonunda yapılan bu değişiklik, vatandaşa önlem alma şansı bırakmıyor. 2025 yılında sınırı aşan haneler, 2026’da daha pahalı tarifeden elektrik kullanacak.” EMO, bu değişikliğin iptali için hukuki süreç başlatmaya hazırlanıyor.
“ELEKTRİK TEMEL HAKTIR, KAMULAŞTIRILMALI”
Ulutaş ayrıca özelleştirme politikalarının elektrik altyapısında bozulmalara, fiyatlarda artışa ve kesintilere yol açtığını belirterek, elektrik hizmetinin kamu eliyle, entegre bir yapıda yeniden kamulaştırılması gerektiğini savundu. Sanayideki kaçak elektrik kullanımına da dikkat çeken Ulutaş, çözümün etkin denetim ve enerjiye erişimin ekonomik hale getirilmesi olduğunu söyledi.
TESPAM BAŞKANI AKYENER: “SUİSTİMALLERİN ÖNÜNE GEÇİLİYOR”
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener ise, düzenlemenin devlet teşviklerinin sürdürülebilirliği ve enerji verimliliği açısından gerekli olduğunu savundu. Akyener, “Devlet hem elektrikli araçlara teşvik veriyor hem de elektrik tüketimini sübvanse ediyor. Bu çift yönlü teşvik sistemi sürdürülebilir değil” dedi.
Özellikle konutlarda yaşanan tüketim artışlarının önemli bir nedeninin evde şarj edilen elektrikli araçlar olduğunu belirten Akyener, bu suistimallerin önüne geçilmesinin hedeflendiğini söyledi. 5.000 kWh sınırının yalnızca %2,5’lik bir kesimi etkilediğini belirten Akyener, 3.000 kWh sınırıyla sistemin daha dengeli hale geleceğini ifade etti.
“ESKİ CİHAZLAR DA TÜKETİMİ ARTIRIYOR”
Akyener ayrıca enerji verimliliği düşük eski cihazların elektrik tüketimini artırdığına dikkat çekti. Kendi ailesinin yıllık tüketiminin 2.400 kWh civarında olduğunu belirten Akyener, “Dar ve orta gelirli, normal tüketim yapan vatandaşlar bu sınırdan etkilenmeyecek” dedi. Öte yandan yazın evde olunmasa bile eski buzdolaplarının yüksek tüketim yaptığını, enerji verimliliğinin teşvik edilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
DESTEK Mİ, GERİ ÇEKİLME Mİ?
Elektrik tüketim sınırının düşürülmesine yönelik karar, kamuoyunda iki farklı yaklaşımla değerlendiriliyor. EMO, düzenlemeyi kamusal hizmet anlayışından uzaklaşma olarak görürken, TESPAM bu adımı devlet desteklerinin daha verimli ve sürdürülebilir kullanımı açısından gerekli buluyor. Yeni uygulamanın, 2026 itibarıyla milyonlarca hanenin elektrik faturasında belirgin değişiklik yaratması bekleniyor.