GÜNDEM

Bülent Arınç: Öcalan’la görüşürüm!

AKP'nin kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Eğer kimse bu konuda gönüllü olmazsa, gerekirse İmralı’ya ben gider, Öcalan’la görüşürüm" dedi.

Abone Ol

Kürt meselesinin çözümü için Meclis'te kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı'ya giderek PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesi talebi, genel af ve Umut Hakkı tartışmaları sürüyor. AKP'nin kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç da konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

'KOMİSYONUN ÖCALAN'I İMRALI'DA DOĞRUDAN DİNLEMESİ GEREKİR'

Komisyonun, PKK Lideri Öcalan ile görüşmesi talebini değerlendiren Arınç, "Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşturduğu komisyon, süreci sağlıklı yürütmek istiyorsa, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da doğrudan dinlenmesi gerekir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konudaki cesur çıkışına ben de katılıyorum. Bugün hâlâ PKK üzerindeki fiili etki alanı devam eden bir figürle konuşmadan, sadece onun açıklamalarına dolaylı biçimde atıf yaparak ilerleme kaydedemeyiz. Doğrudan konuşmak, dinlemek ve bunun sonucunu şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşmak gerekir. Kaçınmak, görmezden gelmek, duymadım" demek çözüm getirmez. Bu görüşme, sürecin ahlaki ve siyasi sorumluluğunu taşıyan kurumların nezaretinde yapılmalıdır" dedi.

'EĞER KİMSE GÖNÜLLÜ OLMAZSA İMRALI'YA BEN GİDER ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜRÜM'

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü.

"Bu ziyaretin milletvekillerinin siyasi partilerden birer temsilci olacak şekilde yapılması mümkündür. Eğer milletvekillerinin bu ziyareti uygun görülmüyorsa, bu durumda toplumun her kesimi tarafından saygı gören, objektifliğiyle tanınan, geçmişte devlet hizmetinde bulunmuş veya akademik itibar sahibi kişiler görevlendirilebilir. Bu insanlar, devlet adamlığı vasfına sahip olmalı, geçmişteki çalışmalarıyla güven kazanmış olmalıdır. Çünkü barışın dili, inandırıcılıkla başlar. Ve son olarak şunu açıkça söylüyorum: Risk alınmazsa başarı da gelmez. Başarı için risk almak gerekir. Eğer kimse bu konuda gönüllü olmazsa, gerekirse İmralı’ya ben gider, Öcalan’la görüşürüm. Görüşmenin tüm detaylarını da ister Meclis Komisyonu’yla, ister kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşırım. Çünkü bu ülke, susarak değil; konuşarak, yüzleşerek, çözerek büyüyecek."

'GENEL AF SADECE HUKUKİ DEĞİL, İNSANİ BİR ZORUNLULUK'

Genel Af konusunu da değinen Arınç, "Türkiye’de gündem hızla değişiyor. Ancak bazı meseleler var ki, bunları çözmeden gerçek bir toplumsal barışa ulaşmamız mümkün değil. Ben, bu tür derin sorunların üstesinden gelebilmemiz için somut, cesur ve hızlı adımların atılması gerektiğine inanıyorum. Örneğin, genel af konusunda yıllardır dile getirdiğim gibi: Yargıdaki hak ihlallerini, toplumsal huzursuzluğu ve cezaevlerindeki tıkanıklığı giderebilecek tek adım, kapsamı belirli, adil bir genel af düzenlemesidir. Bu, sadece hukukî değil, insanî bir zorunluluktur. Çünkü adaletin geciktiği yerde devletin merhameti konuşmalıdır" diye konuştu.

'ÖCALAN DA UMUT HAKKI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLEBİLİR'

Umut Hakkı tartışmalarıyla ilgili de açıklama yapan Arınç, "Umut Hakkı konusu da uluslararası hukukta önemli bir ilkedir. Bu kavram, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarıyla ortaya konmuş olup, ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilen kişilere belli bir süre sonunda yeniden değerlendirilme imkânı tanınmasını öngörür. Uygulama, suçun niteliğine bakılmaksızın, tüm müebbet hapis mahkûmları için geçerli bir çerçeve tanımlar. Dolayısıyla bu konu, bireylerin affı veya aklanması değil; devletin kendi hukuk düzeni içinde evrensel standartlarla uyumlu hareket etmesi meselesidir. Bu kapsamda, Öcalan da diğer müebbet hapis mahkûmları gibi bu hak kategorisi içinde değerlendirilebilir" dedi.