Besta Bölgesi 36 Yıldır Sivillere Yasak
Şırnak’ın Besta Bölgesi, 1989 yılından bu yana "güvenlik" gerekçesiyle sivillere kapalı tutuluyor. Bölgede yaşayan halk, 90’lı yıllarda zorla köylerinden göç ettirildi ve binlerce insan yerinden edildi. Aradan geçen 36 yıla rağmen köylerine dönmelerine izin verilmeyen yurttaşlar, aynı zamanda son yıllarda artan ekolojik yıkımla da karşı karşıya.
2015’ten bu yana bölgede sistematik şekilde orman yangınları çıkarıldığı, 2020 sonrası ise yoğun bir şekilde ağaç kesimlerinin başladığı belirtiliyor. Bir zamanlar zengin bitki örtüsü ve ormanlarıyla bilinen Besta, artık asker gözetiminde gerçekleştirilen doğa tahribatıyla gündeme geliyor.
Ekolojik Yıkıma Karşı Nöbet: Yurttaşlar Köylerine Dönmek İstiyor
Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde 9-10 Eylül tarihlerinde başlatılan nöbet eylemine, Türkiye ve Kürdistan'ın birçok kentinden ekolojistler, siyasetçiler ve yurttaşlar katıldı. Eylemin en dikkat çeken katılımcıları ise 36 yıldır köylerine hasret yaşayan Bestalılar oldu.
Katılımcılar, yasakların kaldırılmasını ve köylerine geri dönerek yaşamlarını yeniden inşa etmek istediklerini dile getirdi.
“Köyümüze Dönmek ve Yeniden İnşa Etmek İstiyoruz”
Besta’da doğup büyüyen Güllü Kutlu, köylerinin boşaltılması sonrası Şırnak merkeze göç etmek zorunda kaldıklarını anlattı. Kutlu, "Köyümüz hâlâ yasaklı, gidemiyoruz. Devlet artık adım atsın. Ağaçlarımızı kesmeyin. Barış olsun, biz de köyümüze dönelim ve yeniden inşa edelim" diyerek duygularını dile getirdi.
Nöbet sırasında meşe ağacından aldığı birkaç dalı gösteren Kutlu, “Köyümdeymişim gibi hissediyorum. Ağaçlarımız kesilmesin, su kaynaklarımız yok edilmesin. En büyük beklentim, yasakların kaldırılması ve köylerimize dönebilmek” ifadelerini kullandı.
“Köye Dönüp Hayvancılıkla Uğraşmak İstiyoruz”
Xirbkê Bestê köyünden Adil Güngen ise, 2014-2015 yıllarında yalnızca iki kez izinle köylerine gidebildiklerini belirterek, “O süreçte köyümüzü yeniden inşa etmeye çalıştık. Ancak süreç sona erince tekrar yasaklar geldi. Askerler her defasında ‘giremezsiniz, güvenliğinizi sağlayamayız’ diyerek tehdit ediyor. Yasaklar kalkarsa köyümüze dönüp hayvancılıkla geçinmek istiyoruz” dedi.
“Bir Ağacın Gölgesini Bile Bırakmadılar”
Remoyan köyünden Şükrüye İdin, defalarca zorunlu göç yaşadıklarını ve şu anda köylerini yalnızca uzaktan görebildiklerini söyledi. “Köyde gölgesinde oturabileceğimiz bir ağaç dahi bırakmadılar. Tüm ağaçlarımız kesildi. Barış süreci başlatıldı deniyor, ancak devletten somut bir adım göremedik. Halen etrafımız asker ve polisle çevrili. Bu şekilde barış mümkün mü?” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Barış Süreci Gerçekleşsin, Yasaklar Kalksın”
Besta Hince köyünden Alya Atak da “Süreç başarıya ulaşırsa köyümüze döneceğiz. Hayvancılıkla uğraşıyorduk, şimdi hiçbir şey yapamıyoruz. Barış istiyoruz, yasaklar kalksın” çağrısını yaptı.
“Sadece Besta Değil, Tüm Kürdistan Yasaklı”
Rîsor köyünden İlihan Üstek ise yasakların sadece kendi köyleriyle sınırlı olmadığını vurgulayarak, “Tüm Kürdistan yasaklı. Herkes kendi topraklarında özgürce yaşamalı. Yasaklar derhal kaldırılmalı” diye konuştu.