Sene başında göreve başlayan Gençcelep’in ilk icraatlarından biri, üniversite kampüsü kafeteryasında Coca Cola ürünlerini kaldırarak yerine Zumusol markası içeceklerini yerleştirmek oldu.!
Bu tercih, kamuoyunda “küçük ve sembolik bir karar” olarak görülürken, asıl tartışma yaratan gelişmeler akademik kadro ve barınma politikalarında ortaya çıktı!!!
Önceki rektör Prof. Dr. Ömer Pakiş döneminde tasfiye edilen akademik kadrolar hâla gündemdeki yerini korurken, yeni rektörün bu konuyu görmezden gelerek çözüm üretmemesi eleştirilere neden oldu.
Hakkari’de var olan insan kaynağını değerlendirmek yerine Van’dan dekan arayışına girilmesi, “mevcut dekanları dışlama” olarak yorumlandı. Bu durum, Hakkari Üniversitesi’nin kökleşmiş bir akademik kimlik oluşturmasını daha da zorlaştırıyor.
Rektörlüğün en çok tepki çeken icraatlarından biri, Çevreyolu Demirci Apartmanı ve Demiroğlu Apartmanı’nda üniversite personeli için kiralanan toplam 32 dairenin sözleşmelerinin “tasarruf tedbirleri” gerekçesiyle feshedilmesi oldu. Bu karar sonrası birçok akademisyen Van’a taşınmak zorunda kaldı, kalan birkaç kişi ise Hakkari’nin kuytu mahallelerine yerleşti.
Eleştirilerin odağında şu sorular var: Tasarruf gerçekten sadece lojmanlardan mı başlar? Eğitim sezonunun başladığı günlerde Zeynelbey Yerleşkesi’nde binaların dış cephe boyasının yapılması, derslik ve personel odalarının boyanması neden tasarruf tedbirlerine dahil edilmedi? Bu çelişki, kararların samimiyetini tartışmalı hale getiriyor.
Rektörlüğün bir diğer planı ise üniversite yerleşkesinde 103 personelin kaldığı lojmanları boşaltarak burayı kız yurduna dönüştürmek.!
Üniversite yönetimi bunu öğrenci barınma sorununa çözüm olarak sunsa da, personelin barınma ihtiyacını görmezden gelmesi büyük bir fiyasko olarak değerlendiriliyor.
Zira devletin sağladığı imkanlarla lojman hakkı tanınan akademisyenlerin sokağa bırakılması, üniversitenin cazibesini daha da azaltabilir.
bugün itibarıyla Hakkari Üniversitesi’nde görev yapan yaklaşık 400 akademisyenin büyük çoğunluğu Van’da yaşıyor.!
Haftanın bir günü ders vermek için Hakkari’ye gelen, ardından tekrar Van’a dönen bu akademisyenlerin kentte akademik, kültürel ve sosyal katkı sunması fiilen imkansız hale geliyor.!
Oysa ki üniversitenin gelişmesi için akademisyenlerin Hakkari’de barınabileceği uygun lojmanların yapılması ve sosyal donatı altyapısının güçlendirilmesi bir zorunluluk.!
Hakkari Üniversitesi, kentin en önemli kurumlarından biri olmasına rağmen, barınma ve kadro politikalarındaki yanlış tercihler yüzünden akademik üretimden uzaklaşıyor.
Rektörlük makamının küçük sembolik kararlar yerine, kentte akademik yaşamı güçlendirecek köklü çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi halde Hakkari Üniversitesinin kaderi atılan ve bitmeyen temelleri gibi akademisyenlerin sadece “uğrayıp geçtiği” bir kurum olmaktan öteye gidemeyecek.!