Bir nar çiçeği kadar narin, bir umut kadar saf, o bir melek kadar tertemizdi. Ama bir yıl önce, Eğertutmaz Deresi’nde bir çuvalın içinde, taşlarla örtülmüş halde bulunan cansız bedeni, sadece bir çocuğun değil; adaletin, masumiyetin ve insanlığın da yitip gittiği bir yara olarak kaldı hafızalarımızda.
Bir Çocuğun Kayboluşu, Bir Toplumun İnancının Yitimi
Narin, Kur’an kursundan evine dönerken kayboldu. Ancak kaybolan yalnızca o değildi; çocukların güvenle sokaklarda oynayabileceğine dair inancımız da kayboldu. Adli Tıp raporu, Narin’in ağız ve burun kapatılarak, boynuna baskı uygulanarak oksijensiz bırakıldığını ortaya koydu. Bu soğukkanlı cinayet, yalnızca bir bireyin değil, bir toplumu ayakta tutan değerlerin de katledilişiydi.
Çelişkiler, Suskunluk ve Adalet Arayışı
Bir yıl geçti ama Narin’in acısı hâlâ taze. Mahkeme salonlarında sanıkların çelişkili ifadeleri, silinen telefon kayıtları, yanıltıcı beyanlar ve delilleri karartma çabaları adalet arayışını gölgelese de, Narin’in masumiyeti bu karanlığın içinde bir ışık gibi parladı. Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları belki bir nebze teselli oldu. Ancak Narin’in neden öldürüldüğüne dair sorular hâlâ cevapsız. Bu belirsizlik, acıyı daha da derinleştiriyor.
Narin’in babası Arif Güran’ın kızının kaybolduğunu komşu köyden öğrenmesi, ailenin suskunluğu ve çelişkili davranışları ise hepimizin zihninde aynı soruyu yankılıyor: Bir çocuk, kendi ailesinin gölgesinde nasıl bu kadar yalnız bırakılabilir?
Narin’in Ardında Kalan Sorumluluk
Bugün, Narin’in adı okullarda, parklarda, kütüphanelerde yaşatılmaya çalışılıyor. Ama onun mirası yalnızca bir isim tabelasında kalmamalı. Narin’in ölümü, kadınların ve çocukların yaşam hakkını hiçe sayan bir düzenin karanlık yüzünü gösterdi. Gerçek adalet, ancak bu tür vahşetlerin bir daha yaşanmaması için önleyici bir sistem kurulduğunda sağlanabilir.
Unutulmayan Bir Çocuk
Narin’im… Sen bir nar çiçeğiydin; inceliğinle, güzelliğinle, masumiyetinle bu dünyaya fazla geldin. Gülüşün hâlâ aramızda. Senin için adalet arayışı yalnızca mahkeme salonlarında değil, vicdanlarımızda da sürüyor.
Bir yıl önce seni kaybettik, ama senin anın bizimle yaşamaya devam ediyor. Seni unutmadık, unutmayacağız.
Çünkü Narin için adalet, hepimiz için adalet demektir. Bu yıldönümünde, onun masumiyetini anarken bir daha hiçbir çocuğun böyle bir karanlığa gömülmemesi için söz verelim. Onun anısına, daha güvenli ve daha adil bir dünya için mücadele edelim. Çünkü Narin yalnızca bir çocuk değildi; o, hepimizin vicdanıydı.