Seçilmişliğini, tabanına ve dava arkadaşlarına sıkıntı yaratmak için kullananlar, ne yazık ki partilerininde oy kaybının da önünü açıyor ..
Bu, sadece bir siyasi mesele değil, aynı zamanda bir ahlak ve sorumluluk meselesidir ..
Siyasetin kalitesindeki düşüş, yalnızca söylemlerle veya geçici vaatlerle değil, icraatlarla ölçülür ..
Milletin derdiyle dertlenmeyen, makamını hizmet yerine güç gösterisine çevirenler, ne partilerine ne de ülkeye fayda sağlayabilir. Bugün, bazı bölgelerimizde bu tür yaklaşımların halkta yarattığı hayal kırıklığı, sandıklarda kendini açıkça gösteriyor. Partiler, bu gerçeği görmezden gelirse, oy kayıplarının önüne geçemez ..
Öte yandan, seçilmişliğini millete hizmet için bir fırsat bilenler var. Onlar, gece gündüz demeden, halkın sorunlarına çözüm arayan, makamın geçici olduğunu unutmayanlar. Bu insanlar, siyasetin yüz akıdır. Onların samimiyeti, halkın gönlünde taht kurar; çünkü millet, kimin kendisi için çalıştığını, kimin sadece koltuk peşinde olduğunu çok iyi görür ..
Bugün, siyasetin kalitesini yükseltmek için her zamankinden daha fazla hizmet odaklı yöneticilere ihtiyaç var. Partiler, tabanlarının sesine kulak vermeli, dava arkadaşlarına destek olmalı ve en önemlisi, milletin güvenini yeniden kazanmak için çalışmalı ..
Siyaset, milletin derdine derman olmak için vardır. Bunu unutmayanlar, hem sandıkta hem de vicdanlarda kazanır. Unutanlar ise sadece kendilerine değil, davalarına da zarar verir. Tercih, her zaman olduğu gibi, seçilmişlerin elinde ..
Seçilmişlik, bir ayrıcalık değil, bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirenlere selam olsun!