Kaval Şelalesi, Konak Köyü, Bercelan Yaylası, Sat Gölleri, Şemdinli Nehri ve Seyit Taha’nın mezarını ziyaret eden ekip, bölgenin doğal güzellikleri karşısında büyülendi.
Geziye katılan Handegül Toker, “Nar Gezi Acentası ve Reyhan Hanımlar’ın misafirperverliği sayesinde Hakkari’yi ve köylerini gezme fırsatı buldum. Zap Suyu’nu görmek, doğa ile iç içe olmak harikaydı. İnsanlar çok sıcakkanlı ve doğa muhteşem. İlkbaharın yanı sıra sonbaharın renkleri de görülmeye değer. Burasını Antep ve Mardin gibi tanınmış turizm merkezlerinden biri hâline getirme umudumuz var. Burada, Everest ve Himalaya’yı görmüş gibi hissettim” dedi.
Tur rehberi Reyhan Beler ise bölgenin eşsiz coğrafyasına dikkat çekti: “Kültür Bakanlığı lisanslı rehberiyim ve 2008’den bu yana Hakkari’ye geliyorum. Bölgede Türkiye’de benzeri olmayan bir topoğrafya var. Sularıyla, göçer kültürüyle ve yöre halkının sıcaklığıyla herkes çok etkileniyor. Medyada sıkça olumsuz haberler yer alsa da, Hakkari’de insanlar misafirperverliğiyle bunu telafi ediyor. Kentleşme açısından bazı sorunlar olsa da, sokaktaki sıcak karşılamalar her şeyi unutturuyor.”
Turistlerin ve rehberin ortak görüşü, Hakkari ve çevresinin hem doğal güzellikleri hem de samimi insanlarıyla mutlaka görülmesi gereken bir bölge olduğuydu.