Yangınla Sonlanan Susuzluk: Geçim ve Güvenlik Tehlikesi
Geçtiğimiz günlerde elektrik tellerinin çarpışması sonucu çıkan kıvılcım, Pınarbaşı çevresinde yangına yol açtı. Kurumuş otlar ve susuzluktan kavrulmuş topraklar, yangının aniden büyümesine neden oldu. Köylülerin erken müdahalesiyle facia son anda önlendi. Ancak bu olay, susuzluğun sadece bir geçim değil, aynı zamanda hayati bir güvenlik sorunu haline geldiğini gözler önüne serdi.
Eşitsiz Su Dağıtımı: Pınarbaşı Mahallesi'ne Su Ulaşmıyor
Aynı belde sınırları içinde bazı mahallelere düzenli su verilirken, Pınarbaşı Mahallesi başta olmak üzere birçok bölgeye günlerdir bir damla su ulaşmadı. Bu eşitsizlik sadece içme suyu ihtiyacını değil, bölgede tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan yüzlerce kişinin yaşamını da doğrudan tehdit ediyor.
Su Hırsızlığı ve Boru Çalınması: Kamusal Kaynaklar Gasp Ediliyor
Mahalle Muhtarı Halit Gök tarafından Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Tarım İl Müdürlüğü’ne sunulan dilekçelerde; su hattına ait boruların çalındığı, kimliği belirsiz kişilerce su yönünün değiştirildiği ve su deposuna zarar verildiği belirtiliyor. Kamusal su kaynağının haksız yere birkaç kişinin kullanımına sunulması, tüm köy halkını susuz bırakmış durumda.
Haksız Su Kullanımı: Köylüler Tepkili
Mahalle halkı, su kaynaklarına yakın bölgelerde yaşayan bazı köylülerin suyu izinsiz, haksız ve hukuksuz şekilde borularla kendi kullanım alanlarına taşıdığını ve bu durumun tüm köyü susuz bıraktığını ifade ediyor. Bu durumun, sadece bir kaç kişinin çıkarı için kamusal bir hakkın gasp edilmesi anlamına geldiğini belirten vatandaşlar, bu adaletsizliğe sessiz kalınmaması gerektiğini vurguluyor.
Susuzluk ve Yangın: Can ve Mal Güvenliği Tehlikede
Kuruyan tarlalar, meyve veremeyen ağaçlar, suyu bilinçsizce tüketen azınlığın sorumsuzluğu nedeniyle halkın geçim kaynakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hatta geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayda, elektrik tellerinin çarpışması sonucu çıkan kıvılcımla birlikte kuruyan otlar alev almış, köylülerin erken müdahalesiyle yangın güçlükle kontrol altına alınabilmiştir. Bu olay, susuzluğun sadece bir tarım sorunu değil, aynı zamanda doğrudan can ve mal güvenliğini tehdit eden ciddi bir mesele olduğunu ortaya koymuştur.
Kamuya Ait Su Hakkı: Haksız Kullanıma Karşı Tepkiler Büyüyor
Pınarbaşı Mahallesi sakinleri, bazı köylülerin su kaynaklarını hortumlarla özel kullanımına aktardığını belirterek, bu durumu hem ahlaki hem de hukuki bir ihlal olarak görüyor. Kamuya ait suyun, kamu adına eşit şekilde dağıtılması gerektiğini belirten vatandaşlar, belediyenin bu eşitsizliğe göz yummasına sert tepki gösteriyor.
Hijyen Krizi ve Salgın Tehlikesi: Su Yok, Temizlik Yok
Temizlik için en temel ihtiyaç olan suya erişilememesi nedeniyle halk hijyen açısından da büyük risk altında. Özellikle yaz aylarında salgın hastalıkların artabileceğine dikkat çeken mahalleli, su krizinin yalnızca belediyeyi değil, sağlık müdürlüklerini ve valiliği de ilgilendirdiğini söylüyor.
Belediyenin Sessizliği: Adaletsizliğin Kurumsallaşması mı?
Mahalleli, belediye yönetiminin bu duruma sessiz kalmasını adaletsizliğin kurumsallaşması olarak yorumluyor. Yıllardır emek verilerek büyütülen tarım arazilerinin ve hayvancılığın göz göre göre yok olmasına sessiz kalınmasına öfkeli. Seçim dönemlerinde sık sık ziyaret edildiklerini ancak şimdi yalnız bırakıldıklarını dile getiriyorlar.
Vatandaşların Talepleri: Su Sorununa Çözüm İstiyorlar
Vatandaşların devletten talebi açık:
-
Sabotajla zarar verilen su hatları derhal onarılsın.
-
Su kaynakları adil ve düzenli şekilde tüm mahallelere eşit ulaştırılsın.
-
Su kesintisinden rant sağlayan kişi ya da gruplar kamuoyuna açıklansın ve haklarında gerekli cezai işlemler başlatılsın.
Toprak, Emeği ve İnsan Onuru Kurutuluyor
Pınarbaşı Mahallesi’nde yükselen sesler yalnızca susuzluktan değil, yılların biriktirdiği adaletsizliklerden. Bölge halkı artık yalnızca su değil, hak, hukuk ve insanca yaşam istiyor. Çünkü bu sorun yalnızca toprağı değil, emeği, geçimi ve insan onurunu da kurutuyor.