Gürses, yaptığı yazılı açıklamada, yıllık enflasyonun %35’i aştığı bir dönemde %15,57’lik maaş artışının "kamu emekçileriyle alay etmek" anlamına geldiğini belirtti. "Bu halkın aklıyla, sabrıyla alay ediliyor. Bu artış ekonomik bir karar değil; kamu çalışanına karşı açık bir ihanettir" ifadelerini kullandı.
Altı aylık enflasyonun %24’e yaklaştığını, temel gıda fiyatlarının ise bir yılda %60 zamlandığını vurgulayan Gürses, "Kamu çalışanlarının maaşları yaşam koşulları karşısında hızla eriyor. TÜİK verileriyle oynanıyor, gerçek hayatla bağ kalmadı. Rafla maaş arasındaki makas her geçen gün açılıyor. Refah payı adı altında yapılan eklemeler, göz boyamaktan başka bir işe yaramıyor" diye konuştu.
Yetkili Sendikaya Sert Eleştiri
Gürses, yetkili sendikayı da "Bu sefalet artışına sessiz kaldılar" diyerek eleştirdi:
"Oturdukları koltukları hak etmeyenler, susarak, uzlaşarak bu zammı kabullendiler. Bu ülkenin öğretmenine, hemşiresine, memuruna yapılan haksızlığa karşı durmak yerine sessiz kaldılar."
"Hangi Refah? Hangi Pay? Hangi Vicdan?"
Türk Eğitim-Sen Hakkâri Şubesi adına tepkisini dile getiren Gürses, kamu çalışanlarının taleplerini şöyle sıraladı:
-
Zam oranları gerçek enflasyon verileri üzerinden hesaplanmalı.
-
Vergi dilimleri adil şekilde düzenlenmeli.
-
Ek ödemeler maaşa ve emekliliğe yansıtılmalı.
-
Refah payı geçici değil, kalıcı gelir artışı sağlamalı.
-
"Kamu çalışanı sadaka değil, hakkını istiyor!"
"Onurlu Yaşam Hakkımız!"
Açıklamasını sert ifadelerle tamamlayan Gürses, şunları kaydetti:
*"Bu millet kuru ekmeğe değil, onurlu yaşama layıktır. Yoksulluk sınırının 60 bin lirayı aştığı bir ülkede, 22-25 bin lira maaşla yaşamak kader değil, zulümdür. Hakkâri’den haykırıyoruz: Onuruyla çalışan hiçbir kamu görevlisi bu durumu kabullenmeyecek! Gerekiyorsa sokakta, gerektiğinde masada; ama her zaman hakkımızın peşinde olacağız. Zam değil, adalet istiyoruz!"*